Alevi soykırımına tepki

Alevi soykırımı protesto

Alevi soykırımı protesto

  • Alevi örgütleri, Suriye'de Alevilere dönük soykırım yaşandığını belirterek, HTŞ'yi destekleyenlerin bundan sorumlu olduğunu belirtti. 

İstanbul’daki Alevi örgütleri, HTŞ'nin denetimindeki Suriye’de Alevilere dönük katliamlara tepki gösterdi. Maçka Demokrasi Parkı'nda gerçekleştirilen açıklamaya, DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat da katıldı. Ortak metni okuyan Alevi Kültür Derneği Başkanı Sevim Yalıncakoğlu, Suriye'deki Alevilerin katledilmesinin görmezden gelindiğini söyledi. Sevim Yalıncakoğlu, katliamların sistematik ve bilinçli yapıldığını belirterek, "8 Aralık’tan bu yana İdlib, Humus, Hama ve Lazkiye kırsalında Alevi köyleri kuşatma altında, halk ölüm tehdidiyle yüz yüze. Camilerden yapılan anonslarla özellikle Alevi halkı hedef gösterilirken, saldırılar doruk noktasına ulaşmış durumdadır. Kaçırılan kadınlar tecavüz tehdidiyle sindirilmekte, gençler işkence edilerek kaybedilmekte, köyler yakılıp yıkılmakta ve faili meçhul cinayetler sıradanlık kazanmıştır. Bu bir soykırımdır" dedi. 

HTŞ'nin hamileri sorumludur

Sevim Yalıncakoğlu, "Buradan soruyoruz, Türkiye, bu katliamların neresinde?" diyerek, şöyle devam etti: "Basının Colini’yi 'istikrar figürü' olarak sunması gerçeği çarpıtmaktan başka bir şey değildir. Katil HTŞ, iş birlikçi AKP desteğiyle bu katliamların faillerine göz yummaktadır. HTŞ ve benzeri örgütler, yıllarca Türkiye sınırlarından serbestçe geçiş yapmıştır. Alevi halkının yaşadığı zulümden bahsedenler ya susturuluyor ya da kara propagandayla itibarsızlaştırılıyor. Colani ve yönetimi ve onları destekleyenleyen bu katliamların doğrudan sorumlusudur."

Aleviler zulme susmayacak

Alevilerin susmayacağını belirten Sevim Yalıncakoğlu, şu çağrıda bulundu: "Yaşanan bu zulmü herhangi bir nedenle onaylamayın. Şiddeti ve masum insanların ölümlerini görmezden gelmeyin. Katledilen insanların sesi olun. Colani’yi meşrulaştırmayın. Onu 'barış elçisi' gibi göstermek, zulmü aklamak ve onaylamaktır. Zulme sessiz kalan, dilsiz şeytandır. Bizler, tarih boyunca zulme karşı direnen bir halkız. Bugün Suriye’de yaşananlar, bir 'iç savaş' değil, Alevilere yönelik açık bir soykırım girişimidir. Kimse bu gerçeği çarpıtamaz. Saldırıları gerçekleştiren çeteleri aklamayın, meşrulaştırmayın. Uluslararası kamuoyunu, insan hakları örgütlerini, vicdan sahibi herkesi Suriye’deki Alevi soykırımına karşı harekete geçmeye çağırıyoruz."

Açıklamanın ardından alana siyah çelenk bırakılarak, eylem sonlandırıldı. İSTANBUL

 

* * *

KCK: Müslümanlar ses çıkarmalı

Suriye’de Alevi halkına yönelik katliamı şiddetle kınayan KCK, herkesten önce Müslümanların bu vahşi, insanlık dışı katliama karşı çıkması gerektiğini söyledi. 

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Alevi halkına yönelik gerçekleştirilen vahşi katliam şiddetle kınandı; Kürt halkının Suriye'deki bütün halklarla dayanışma içerisinde olduğu belirtildi. İslam'ı esas aldıklarını söyleyenler tarafından böyle bir katliamın yapılmasının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceği; asla İslam'la izahının yapılamayacağı belirtilen açıklamada, "Bu kutsal ayda bile İslam'ın en temel şartını esas almayanların Müslüman olarak kendilerini göstermeleri elbette bir aldatmadır, doğru değildir. Bu açıdan herkesten önce Müslümanların bu vahşi, insanlık dışı katliama karşı çıkması gerekir" denildi. 

Şam'daki yönetim tarafından bu katliamın gerçekleştirilmiş olmasının, Suriye’nin geleceği açısından son derece kaygı verici olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar ifade edildi: "Bu durum, Suriye'nin ve Suriye halklarının nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Bu tehlikenin herkes tarafından görülmesi ve herkesin buna tutum alması gerekir. Zihniyeti ve pratiği bilinmesine rağmen HTŞ'yi destekleyen, destekleriyle meşrulaştıran güçlerin bu katliam karşısında sessiz kalmaları, güçlü bir tepki göstermemeleri kabul edilemez. Suriye halkları, mezhepçi, tekçi, gerici zihniyetten dolayı katliam ve soykırım tehdidi altındadır. Bu zihniyet desteklenmemelidir. Bugüne kadar bu zihniyeti destekleyen, destekleriyle meşrulaştıran herkes bu katliamın suç ortağıdır. Bundan sonra gerçekleşecek bütün katliamların sorumluları da bu zihniyeti desteklemeye devam edenler olacaktır. Bu açıdan herkesi mevcut tutumlarını gözden geçirmeye, Alevi halkına karşı gerçekleştirilen bu vahşi katliamı güçlü bir şekilde kınamaya ve buna karşı tutum almaya çağırıyoruz.“

 

* * *

Alevi katliamı durdurulmalı

DEM Parti Eşbaşkanları, "HTŞ yönetiminin Alevi halkına yönelik bu katliamlarını ve zorla yerinden etme politikalarını en güçlü şekilde kınıyoruz" dedi.

Eşbaşkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, konuyla ilgli yazılı bir açıklama yaptı. Colani yönetiminin, ilk 3 aylık süreçte ısrarla Kürtleri, Alevileri, Dürzileri, kadınları ve “kendisinden” olarak tanımlamadığı tüm toplumsal kesimleri dışlayan bir politika izlediği hatırlatılan açıklamada, şunlar ifade edildi: "Geçici hükümetin belirlenmesi, ulusal diyalog konferansının düzenlenmesi ve anayasa hazırlık komitesinin oluşturulması gibi Suriye’nin geleceğine yön verecek tüm kritik aşamalarda halkların ve inançların temsilcileriyle ortaklaşılmadı, onların sürece etkin katılımı sağlanmadı. Son olarak Lazkiye ve Tartus’ta Arap Alevilerine yönelik gerçekleştirilen katliamlar, bu tekçi ve dışlayıcı anlayışın acı bir sonucudur. Yine Hama, Humus ve birçok köyde yoğunlaşan ve failinin HTŞ olduğu katliamlara tanık oluyoruz. Durum son derece ciddidir ve dünya kamuoyunun gözleri önünde gerçekleşen tarihin en büyük Alevi katliamlarından birine seyirci kalınmaktadır. HTŞ yönetiminin Alevi halkına yönelik bu katliamlarını ve zorla yerinden etme politikalarını en güçlü şekilde kınıyoruz. HTŞ yönetimi, derhal bu saldırılara son vermeli ve Arap Alevilerinin meşru ve demokratik taleplerini tanımalıdır."

Bu trajik gelişmeler bir kez daha Suriye’de kalıcı barışın ve toplumsal huzurun yolunun, farklılıkların tanınmasından ve tüm halkların, inanç gruplarının eşit ve adil bir şekilde temsil edildiği adem-i merkeziyetçi bir yönetimin oluşturulmasından geçtiğinin altı çizilen açıklamada, "Son üç aydır tek taraflı yürütülen idari, hukuki ve siyasi girişimlere derhal son verilmeli, tüm kesimlerin uzlaşabileceği yeni bir diyalog ve inşa süreci başlatılmalıdır. Türkiye’deki iktidarı, HTŞ yönetimiyle kurduğu yakın ilişkiyi ve her türlü işbirliğini gözden geçirmeye, bu katliamları önlemek üzere yapıcı bir yaklaşım sergilemeye davet ediyoruz."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.