Alevilerin talebi net: Federalizm
Dünya Haberleri —

Alevi Katliamı protesto /foto:AFP
- Humus, Hama, Lazkiye, Ceble ve Tartus’ta on binlerce Alevi, "İç savaş istemiyoruz, siyasi federalizm istiyoruz” talebiyle sokaklara döküldü. HTŞ, göstericilere saldırdı; en az 8 kişi katledildi, onlarca kişi yaralandı.
- HTŞ, Hama’da köyleri basarak evlere ve dükkânlara ateş açtı, bir haftada 12 Alevi’yi kaçırdı. Alevi Yüksek İslam Konseyi, “HTŞ’nin devleti temsil etmediğini” belirtirken, Özerk Yönetim, rejimin saldırıların sorumlusu olduğunu vurguladı.
Suriye’de Heyet Tehrir El Şam (HTŞ) rejiminin sistematik baskılarına boyun eğmeyen Aleviler başta Humus, Lazkiye, Ceble ve Tartus olmak üzere birçok kıyı şehrinde bir kez daha federalizm talebiyle sokağa çıktı. On binlerce Alevi, kendilerine yönelik katliam ve saldırıların son bulmasını, tutuklanan ve kaçırılan kişilerin derhal serbest bırakılmasını istedi.
Suriye ve yurt dışındaki Yüksek Alevi İslam Konseyi Başkanı Şeyh Gazal Gazal’ın barışçıl gösteri çağrısı yapmasının ardından Pazar günü sokaklara çıkan Aleviler, "Federalizm istiyoruz!", "Suriye halkı birdir!" sloganlarını atıp, “Alevi, Sünni, Hristiyan, Dürzi, Kürt hepimiz kardeşiz” yazılı pankartlar taşıdı.
HTŞ’nin 2024 yılında yönetimi ele geçirmesiyle Alevilere yönelik katliamlar ve saldırılar başlamış, geçtiğimiz Mart ayında gerçekleştirilen saldırılarda binden fazla kişi katledilmişti. 27 Aralık’ta ise Humus’a bağlı Vadi el Dahab Mahallesi’ndeki İmam Ali Bin Abi Talib Camiisine saldırı düzenlendi. HTŞ ve DAİŞ'in paravan yapılanması Saraya Ensar al Sunnah adlı çete grubunun üstelendiği saldırıda 8 kişi hayatını kaybetti, 25 kişi yaralandı.
Organize saldırılar
Şeyh Gazal Gazal, bu katliamın ardından, "İç savaş istemiyoruz, siyasi federalizm istiyoruz. Sizin terörizminizi istemiyoruz. Kendi kaderimizi kendimiz belirlemek istiyoruz" sözleriyle Alevileri bir kez daha hakları ve özgürlüğü için sesini yükseltmeye çağırırken, HTŞ barışçıl gösterilere silahla yanıt verdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre, barışçıl başlayan gösteriler, Şam ordusuna bağlı sözde “güvenlik güçleri” ile kendilerini “Sivil Barış Komiteleri” olarak adlandıran rejim yanlısı çetelerin organize saldırılarına sahne oldu.
Ceble’de Amara Kavşağı’nda toplanan halka satır, pala ve bıçaklarla saldırı düzenlendi; bir kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi ağır yaralandı. Lazkiye’de El-Ezher ve Ziraat kavşaklarında toplanan binlerce kişiye ise ateş açıldı, halkın üzerine araç sürüldü, çok sayıda kişi darp edildi. Açılan ateş sonucu en az 6 kişi yaşamını yitirdi, onlarca kişinin yaralandı. Ayrıca olayların dünya kamuoyuna yansımasını engellemek için gazeteciler ve kayıt almaya çalışan aktivistler hedef alındı, kameralarına el konuldu.
Köyler basıldı, evlere ateş açıldı
Öte yandan, HTŞ gün boyunca sahil bölgesine zırhlı araçlar ve tanklar gönderdi. Rejim, özellikle Lazkiye ve Tartus şehir merkezine "güvenliği sağlamak ve istikrarı yeniden tesis etmek" için girdiğini iddia etse de sahadan gelen bilgiler Alevilerin can güvenliğinin olmadığına dikkat çekiyor. SOHR, Yüksek Alevi Konseyi’nin gösterilerin sonlandırılması çağrısı yapmasının ardından, HTŞ’nin Alevilerin yaşadığı köyleri hedef aldığını duyurdu. Hama’ya bağlı Dimo köyünden yola çıkan silahlı çeteler, Asila köyüne geçti. 50’den fazla motosiklet ve araçla köyü dolaştıktan sonra, evlere ve dükkânlara ateş açtı; bir kişi yaralandı. Bu kez Jubb Ramla köyüne geçerek birçok aracı ve dükkânı tahrip etti.
Bir haftada 12 Alevi kaçırıldı
Şam’daki rejiminin saldırıları sadece bununla da sınırlı değil. Suriye İnsan Hakları Topluluğu, 18-25 Aralık tarihleri arasında 12 Alevinin zorla kaçırıldığını ve kaybedildiğini duyurdu. Açıklamada, “Bu şiddet artışı, dini temizlik niyetiyle devam eden saldırı, taciz ve mülksüzleştirme uygulamalarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti. Şeffaflık ve hesap verebilirliğinin olmaması Alevilerin yaşadığı korkuyu ve acıyı daha da derinleştiriyor” denildi.
HTŞ, devleti temsil etmiyor
Gösterilerde Alevilerin hedef alınmasına tepkiler büyüdü. Alevi Yüksek İslam Konseyi, yaptığı açıklamada meşru taleplerini barışçıl yollarla dile getirmek için alanlara çıkan sivillere yönelik saldırıların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Devleti temsil etmeyen ve yurttaşların temel haklarını hiçe sayan “fiili bir iktidar” anlayışının ortaya çıktığını ifade etti. Protestoculara karşı öldürme, kafa kesme, silahla vurma ve işkence dahil olmak üzere her türlü terör yönteminin kullanıldığına dikkat çekerek, bunun ifade özgürlüğü ile barışçıl gösteri hakkını güvence altına alan uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali olduğunu ekledi. Aynı zamanda uluslararası toplumun yaşananlara karşı sessizliğini eleştiren Konsey, bu sessizliğin ahlaki ve hukuki sorumluluk doğurduğunu belirtti.
Özerk Yönetim: Sorumlusu geçiş hükümetidir
Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, sivillerin yaşamını yitirmesi ve yaralanmasına yol açan müdahalelerin Suriyelilerin meşru ve barışçıl protesto hakkının açık ihlali olduğunu vurguladı. Açıklamada, rejimin kaosu derinleştiren, nefret ve mezhepçiliği körükleyen uygulamalardan sorumlu olduğu belirtilerek, bu tutumun Suriye’nin güvenliğini ve istikrarını hedef alan güçlere hizmet ettiği ifade edildi. Özerk Yönetim, saldırıların ulusal diyalog ve uzlaşı çabalarını baltaladığını, demokratik ve merkezi olmayan bir Suriye inşa etme fırsatlarını ortadan kaldırdığını kaydetti. Açıklamanın sonunda tüm Suriyelilere ve ulusal güçlere, nefret ve provokasyondan uzak durarak diyalog ve karşılıklı kabul temelinde kapsamlı bir siyasi çözüm için birlikte çalışma çağrısı yapıldı.
Uluslararası koruma sağlansın
Kuzey ve Batı Suriye Siyasi Meclisi (PCCWS) ise Alevilere yönelik saldırıların ses ve görüntü delilleriyle belgelendiğini ifade ederek, bunun Suriye ceza kanunları ile uluslararası hukukun açık ihlali olduğunu vurguladı. Saldırıların savaş suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) acil toplantı çağrısı yaparak, Orta ve Batı Suriye Bölgesi’nde BM Şartı’nın 7. maddesi kapsamında uluslararası koruma sağlanmasını talep etti. HABER MERKEZİ














