Amaçları ailelere acı çektirmektir

Kadın Haberleri —

Ayten Gülcü

Ayten Gülcü

  • DNA örneğine rağmen kimsesizler mezarlığına defnedilen Leyla Gülcü'nün (Dicle Eylem) annesi Ayten Gülcü “Cenazelere bilerek işkence yapılıyor. Kargoyla, poşetle,, torbayla gönderiyorlar. Amaçları ailelere acı çektirmek ve geri adım atmalarını sağlamaktır" dedi. 

Bagok Dağı’nda 4 Ağustos'ta yapılan bombardımanda 3 arkadaşıyla birlikte şehit düşen YJA STAR gerillası Leyla Gülcü'nün (Dicle Eylem) cenazesi ailesine verilmiyor. Aile cenazeyi almak için 17 Ağustos’ta Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunarak DNA örneği verdi. Üzerinden haftalar geçmesine rağmen DNA sonucu açıklanmadı. Aile, bunun üzerine 7 Eylül’de tekrar Mêrdîn’e giderek cenazeyi almak için başvuruda bulundu. Fakat aile yeniden savcılığa gittiklerinde, DNA için kan örneklerinin yeni gönderildiği cevabını aldı. Leyla’nın annesi Ayten Gülcü, duruma tepki gösterdi.

İyilik, merhamet ve güzellik taşıyordu

Kızının cenazesini isteyen Gülcü, sözlerine Leyla’yı anlatarak başladı. Gülcü, “Benim kızım olduğu için demiyorum, Leyla çok ama çok iyi bir insandı. Küçükle küçük, büyükle büyük oluyordu. Çok dürüsttü, çok da seviliyordu. Size kızımın iyiliğini, güzelliğini, merhametini nasıl anlatacağımı bilmiyorum” dedi.

12 yıl sonra gelen telefon

Kendilerine yönelik yoğun devlet baskısı olduğunu dile getiren Gülcü, Leyla’nın da bu baskıya karşı PKK’ye katıldığını kaydetti. Gidişinin üzerinden 12 yıl geçen Leyla’nın yaşamını yitirdiği haberini alışını anlatan Gülcü, “Zaten haberini almadan önce şehit düşeceği günün sabahı onun yaşamını yitirdiğine dair rüya gördüm. İçim sıkılıyordu, sürekli huzursuzdum. Aynı gün içinde de onun yaşamını yitirdiğine dair telefon geldi. Telefondaki kişi, ‘parmak izine bakıldığında yüzde 90 tutuyor sizin kızınızdır’ dedi. Kalkıp Mêrdîn’e gittik ve savcılığa başvurduk. Bize hastaneye gidip teşhis etmemizi söylediler. Hastaneye gittik cenazeyi teşhis ettik. DNA testi için kan vermemizi söylediler. Biz de zaten parmak izinden tespit edildiğini kan örneğine gerek olmadığını söyledik ama bize karışıklığın çok olduğunu belirttiler” şeklinde konuştu.

‘Kimsesizler mezarlığına’ defnettiler

Kan verdikten 3 hafta sonra tekrar Mêrdîn’e gittiklerini, savcılığın kendilerine, “Hastane kan örneklerini yeni gönderdi” dediğini belirten Gülcü, kızının cenazesinin daha DNA sonucu çıkmadan kimsesizler mezarlığına defnedildiğine dikkat çekti.

Gülcü, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bu hukuksuzluk için İHD’ye başvurduk. Konu ile ilgileneceklerini söylediler. Eğer biz hiç savcılığa başvurmasaydık, sesimizi etmeseydik neden defnettiklerini sormazdık. Fakat gittik kan verdik, teşhis ettik ama ona rağmen sonuçları beklemeden kimsesizler mezarlığına defnetmişler. Ayrıca bu dönemde kendimizi çok yalnız hissettik, herkesin bu duruma tepki vermesini istiyoruz. Kurumlara ve vekillere çağrıda bulunuyorum sesimizi duysunlar.”

Bile bile işkence

“Cenazelere bilerek bu kadar işkence yapılıyor. Cenazeler kargo ile gönderiliyor. Küçük zarfta, torba içinde gönderiliyor” diyen Gülcü, amacın ailelere acı çektirmek ve geri adım atmalarını sağlamak olduğunu vurguladı.

Gülcü, “Yaptıkları çok büyük vicdansızlıktır. Nereye kadar bu zulmü yapacaklar? Nereye kadar gidecek bu durum? Biz Kürtler ve Kürt anneleri sadece bizim çocuğumuz değil, hiç kimsenin çocuğunun ölmesini istemiyoruz. Ne kadar acı çekersek çekelim yine de barış diyoruz. Çünkü barıştan başka çözüm yok” diyerek artık yapılan zulümlerin son bulmasını istedi.

Şehriban Aslan-MA/AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2023 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.