Amedspor’un şaşırtmayan şampiyonluğu
Selim FERAT yazdı —
- Amedspor top oynadı. Bu da Kurdistan’ın sahaya yansımasıydı. Irkçı Türk siyasetine sığınan takımlar ve taraftarları, siyaseti sahaya sıcak bir rekabet olarak sürdüler. Ve sonunda Top’u azim ve yüksek bir moralle oynayan Amedspor kazandı; onlar değil; en alttakiler kazandı.
Sporla ilgimin hiç oranında olduğunu yazarak başlıyorum.
Dört milyar insanın neden bir topun peşine takıldığını merak ettim.
Alman sosyolojisinden bir yanıt:
Çocukken yön vermediğimiz, durduramadığımız ve nereye gittiğini tahmin edemediğimiz oyuncak: Top.
Yuvarlanırken, küçük bir engelden sonra istikametini değiştiren ve bizi arkasından koşturan: Top.
Sabit olmayan ve yuvarlanırken merakımızın merkezi haline gelen o nesne: Top.
Bir yaşam boyu, tahmin edemeyeceğimiz istikamete yönelerek, fantezi dünyamızı aşan, bizi hep şaşırtan ve yeniden şaşırtacak olan; bundan dolayı da merak dünyamızın ebedi simgesi: Top.
Böylece, en alttakilerin takımı Amedspor’un, ırkçı saldırılara rağmen şampiyon olması beni de Amedspor’un topunun arkasına takılmaya yöneltti.
Okuyorum: Amedspor’un doğuşunun 76 yılı.
Melikahmetspor olarak kurulan takım, tarihi Suriçi dünyasının izlerini taşıyor.
Nüfusu 5 binin altında olan Malikahmet Mahallesi, Ermeni, Süryani, Keldani’lere ev sahipliği yapmış.
Sur’da bir de Melikahmet Caddesi bulunuyor.
Bir zamanların Melikahmet Hamamı, Mehdi Zana’nın Belediye başkanı olduğu yıllarda yıkılmış.
Takım, Mardinkapı, Bağdat Caddesi, Dağkapı’ya komşu bir nüfusun girişimiyle kurulmuş.
Sonrasında 1990’da Diyarbakır Belediyespor ismini, daha sonra da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Diskispor adını almış.
Ve 2014’te Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından bir gün önce yapılan Olağanüstü Genel Kurul’da oy birliğiyle adını Amedspor Sportif Faaliyetler adını almış.
İsim değişikliği Spor Federasyonu tarafından neredeyse bir yıl sonra Amedspor olarak onay almış.
2016 yılında, Bursa’da "Şehitler ölmez, vatan bölünmez“ sloganları Amedspor’un galibiyetini engelleyememişti.
2023 yılında yine Bursa’da Amedspor oyuncuları, "Ne mutlu Türküm diyene“ sloganları eşliğinde saldırıya uğradılar.
Başka örnekler sunmaktan feragat ediyorum.
Çünkü: "Spor ile siyasetin ayrılmasının bir gerçek olmaktan çok dindar bir dilek olduğunu anlamak için kesinlikle uzman olmanıza gerek yok“.
Politikayla ilişkisi açısından yazıyorum: Diyarbekir menşeeli bir futbol takımının, Kurdistan’daki mücadelenin toplumsal alanda yükseldiği ve aynı zamanda katı engellerle karşı karşıya olduğu yıllarda Amedspor ismini alması politikayla yakından ilintilidir.
Politikayı futbol sahasındaki rekabete yansıtmanın yolları da var.
Bir takım Amedspor ismini aldıktan sonra, Türkiye’deki her stadyumun politik bir histeriye tutulacağından hareket etmek realist bir varsayımdı, öyle de oldu.
Sahada futbol oynanır.
As Top’tur.
Ama Kurdistan ve Türkiye konteksinde, öyle olmadı.
Amedspor top oynadı; "çocuklar da barış içinde futbol seyretsinler“ istediler.
Bu da Kurdistan’ın sahaya yansımasıydı.
Irkçı Türk siyasetine sığınan takımlar ve taraftarları, siyaseti sahaya sıcak bir rekabet olarak sürdüler.
Ve sonunda Top’u azim ve yüksek bir moralle oynayan Amedspor kazandı; onlar değil; en alttakiler kazandı.