Amerika’da Öcalan’ı konuştuk

• KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus: "Resmi olarak ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 4 parça Kurdistan Masası yetkilileriyle Dışişleri Bakanlığı'nda görüştük. KNK olarak ilk defa bu tarz bir görüşme yaptık. Türk devletinin Kürtlere yönelik topyekun saldırılarını, Başur, Şengal ve Rojava Kurdistan'ına yönelik saldırı ve suikastları ele aldık."

ABD’nin New York kentinde Birleşmiş Milletler İklim Hedefleri Zirvesi'ne davet edilen KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, ziyaretin ayrıntılarını gazetemize anlattı. 

• Amerikalı yetkililerle Sayın Öcalan üzerindeki tecridi konuştuk. Kürt sorunu ancak muhataplarıyla çözülecektir. Kürt sorununun çözümü barışın mimari Öcalan'dır. Bunun muhatabı özellikle Kuzey Kurdistan’da Sayın Öcalan'dır. Ancak Öcalan kendi rolünü ve misyonunu oynarsa barışı sağlayabilir. Bu yüzden de tecridin bir an önce kalkması gerektiğini ifade ettik.
• ABD ve uluslararası koalisyonun fiili olarak müdahale etmeli ve bu saldırıların önüne geçmesi lazım. Hastane, postane, okul, altyapı, su, elektrik vb. her yeri bombalıyorlar. Bu durumları izah ettik ve bu saldırılar kabul etmediğimizi dile getirdik. Türkiye uluslararası bütün antlaşmalara rağmen suyu bir silah olarak kullanıyor.

ERDOĞAN ZAMUR

Dünya liderleri, 20 Eylül’de ABD’nin NewYork kentinde Birleşmiş Milletler İklim Hedefleri Zirvesi'nde bir araya geldi. Amerika’da yapılan zirveye Kurdistan Ulusal Kongresi de (KNK) resmi olarak davet edildi. KNK heyeti hem ABD Dışişleri Bakanlığı'nda, hem Senato ve Temsilciler Meclisi Üyeleri hem de birçok ABD’li Think-Tank kuruluşuyla bir araya geldi. KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus ABD’ye yaptıkları ziyaretin ayrıntılarını gazetemize anlattı. KNK’in artık uluslararası düzeyde kabul gördüğünün altını çizen Karamus, 4 parça Kurdistan’da ve diasporada 50'den fazla siyasi kurumu temsil ettiklerini belirtti. KNK olarak ilk defa resmi olarak davet edildiklerine ve başta ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle görüştüklerini dile getiren Karamus, “Biz 4 parça Kurdistan'da temsiliyeti olan bir kurumuz. ABD yetkilileri ile tüm parçalardaki halkımızın yaşadığı sorunları konuştuk” dedi.
 
KNK 4 parçayı temsil ediyor
Amerika ziyaretinin resmi düzeyde yapılan ilk resmi ziyaret olduğunu ve Amerika Barış Enstitü'nün resmi daveti üzerine yaptıklarına dikkat çeken Karamus, “KNK’nin bir temsiliyeti var. Kürt ve Kurdistani tüm yapıların temsiliyetini üstlenmiştir. Kürt sorununu siyasi ve diplomatik noktada bir çözülebileceğine inanıyoruz. 4 parça Kurdistan’da bizler her türlü çözüm ve temsiliyet gücüne sahibiz. KNK sadece Kürtler arasından da değil devletler düzeyinde de tanınmaya ve aktif olmaya başladı. Bir noktaya kadar da bu biliniyor ve kabul ediliyor” dedi.

ABD ile resmi görüşme
Davete eşbaşkan ve yöneticilerin olduğu 3 kişilik bir KNK heyeti olarak katıldıklarını ifade eden Karamus, “Resmi olarak ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 4 parça Kurdistan Masası yetkilileriyle Dışişleri Bakanlığı'nda görüştük. KNK olarak ilk defa bu tarz bir görüşme yaptık. Başta 4 parça Kurdistan ve Ortadoğu’daki gelişmeleri, Ukrayna ve Rusya savaşının bölge üzerinde yarattığı etkileri, Türk devletinin Kürtlere yönelik topyekun saldırılarını, Başur, Şengal ve Rojava Kurdistan'ına yönelik saldırı ve suikastları ele aldık. Ayrıca Kürt sorununun çözümünü, demokrasi ve Türk devletinin savaşta ki ısrarını ele aldık. Bu konu başlıklarında bazılarıydı" diye kaydetti.

Sayın Öcalan’a rolü 
Türk devletinin, Kürt sorununun çözümünde uzlaşmaz bir tutum içine girdiğini belirten Karamus, Türkiye’de Kürt sorununun muhatabının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olduğunu ve aylardır kendisinden haber alınmadığını vurguladı. Karamus, şöyle devam etti: “Hiç şüphesiz Kürtler, Türkiye'de Kürt sorununun çözümünü barışçıl, demokratik yöntemlerle ve üçüncü bir devletlerin gözetimden, uluslararası güçlerin garantöründe çözüleceğine inandığımızı dile getirdik. Ayrıca Sayın Öcalan üzerindeki tecridi konuştuk. Kürt sorunu ancak muhataplarıyla çözülecektir. Kürt sorununun çözümü barışın mimari Öcalan'dır. Bunun muhatabı özellikle Kuzey Kurdistan’da Sayın Öcalan'dır. Ancak Öcalan kendi rolünü ve misyonunu oynarsa barışı sağlayabilir. Bu yüzden de tecridin bir an önce kalkması gerektiğini ifade ettik."

Rojava’ya temel gündem 
Türk devletinin Rojava yönelik saldırılarını, gerek Efrîn gerek Serekanîye gerekse de diğer yerlere yapılan saldırılarının durması gerektiğini ifade ettiklerini söyleyen Karamus, "Türk devleti eliyle yapılan saldırılar var. Hatta ortak saldırılar da ele alındı. Türk devleti, Suriye ve çeteler konusu da ele alındı. Rojava ve Suriye'nin tamamına yönelik bir çözüm ve bu çözümün de asıl aktör olan Kürtlerle çözülebileceği üzerinde duruldu. Suriye ve Irak’taki sorunların çözümü uluslararası koalisyonun güçlerinin ve ABD güçlerinin bölgede kalması gerektiğini söyledik. Siyasi çözüme kavuşana kadar bunlara ihtiyaç olduğunu vurguladık. Kerkük üzerinde oynan senaryolara değindik. Şengal ve Maxmûr'a değindik. İran'ın Rojhilat'a dönük tehditlerini, Rojhilatlı parti ve örgütlere yaklaşımı da ele alındı" dedi.

ABD’liler çözüm istiyor
ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Kürt sorununun her parça için demokratik bir yolla çözülmesi taraftarı olduğunu ifade eden Karamus, yaptıkları bütün görüşmelerde bunu gözlemlediklerine vurgu yaptı. Karamus, sözlerini şöyle sürdürdü: “PKK ve Türk devleti arasındaki savaşın şiddet ile değil, siyasi yollarla çözümüne inanıyorlar. Güney Kurdistan’da ise başta YNK ve KDP olmak üzere tüm güçlerin siyasi ve askeri yönden birleşmeleri sonucu bir istikrarın sağlanacağına inanıyorlar. Anayasal düzene göre Kürt sorununun çözülmesi ve kalıcı istikrarın sağlanması temel istemleriydi. Bunun için önce Kürtler arasında, sonra da Kürtler ve Irak arasında sağlanması taraftarılar. Rojava ve Kuzey-Doğu Suriye'de kalıcı bir barış ve çözüm taraftarı olup Kürt sorununu böyle çözüleceğini düşünüyorlar.”

Türk devleti çetelerle işbirliğinde
Rojava için öneri, kaygı ve beklentilerini dile getirdiklerini belirten Karamus, Türk devleti ve çetelerin yaptıklarının, topluma ve insanlığa hiçbir katkısı olmadığını dile getirdiklerini kaydetti. Karamus, “Türk devletinin siyasi ve toplumsal hiçbir projelerinin olmadığını TC’nin kendi çıkar ve menfaatleri için çeteleri kullandığını, sınırını genişletmek için her şeyi yaptığını anlattık. Erdoğan ne kadar cihadist varsa hepsini destekliyor. Çoğu zaman bunu açık açık da yapıyor. Özellikle SİHA ve dron saldırılarıyla uluslararası yasaları nasıl çiğnediklerini, savaş literatüründe başka bir devletin sınırını ihlal ettiğini, bunun uluslararası yasalara göre suç olduğunu söyledik. Türk devletinin Rojava'ya yönelik terörist saldırılarda bulunduğunu ifade ettik. Tüm dünyanın saldırılara karşı sessiz kalması ve buna tepki gösterilmesi gerektiğini anlattık. ABD ve uluslararası güçlerin bu saldırılara karşı sessiz kalmasının, Türk devletini cesaretlendirip güçlendirdiğini söyledik" dedi. 

Suyu silah olarak kullanıyor
Türk devletinin saldırılarına sessiz kalınmaması gerektiğini ifade ettiklerini belirten Karamus, "ABD ve uluslararası koalisyon fiili olarak müdahale etmeli ve bu saldırıların önüne geçmesi lazım. Hastane, postane, okul, altyapı, su, elektrik vb. her yeri bombalıyorlar. Bu durumları izah ettik ve bu saldırılar kabul etmediğimizi dile getirdik. Türkiye uluslararası bütün antlaşmalara rağmen suyu bir silah olarak kullanıyor. Rojava’da insanlar susuz bırakılıyor" diye vurguladı.

KNK kabul görüyor 
Görüşmenin önemine dikkat çeken Karamus, “Hiç şüphesiz çok yönlü görüşmelerimiz oldu. Yüz yüze görüşmelerimiz oldu, birçok konu gündeme geldi. Özellikle Think-Tank kuruluşları ile yaptığımız görüşmeler çok önemliydi. Zaten bu görüşmelerde evet ya da hayır diye bir cevap beklemiyoruz. Bizi umutlandıran şey uluslararası çevreler tarafından bir kabul görme durumunun gerçekleşmesi. Bize açılan bu kapıyı en iyi şekilde değerlendireceğimize inanıyorum. Önümüzdeki dönemlerde de bunun devamının geleceğine inanıyoruz. Diplomatik ilişkilerde, diaspora çalışmalarında önemli bir kazanım olduğuna inanıyorum. Bu imkan ve olanak KNK’nin önünü açacak ve kabulu konusunda olumlu bir etki yaratacaktır” dedi.

Hewler saldırısı tesadüf değil 
KNK heyeti ABD yetkilileriyle görüşme yaptıkları esnada Güney Kurdistan’daki KNK binasına saldırı gerçekleştiğine dikkat çeken Karamus, "Hewler'deki saldırı için spekülatif söylemlere hiç gerek yok. KNK heyetinin ABD ziyareti, gizli saklı olmayan bir ziyaretti. ABD Dışişleri Bakanlığı'nda görüşme yaptığımız aynı gün ve aynı saatlerde KNK Hewler binamız saldırıya uğruyor olması kesinlikle tesadüfü değildir. Bu saldırı da orada bulunan Deniz arkadaşımız şehid edildi. Bir saat öncesinde başka arkadaşlarımız da oradaydı. Bu saldırı kesinlikle tesadüf ve sıradan bir saldırı da değildir" diye vurguladı.

Saldırı MİT tarafından yapıldı
4 parça Kürdistan ve diasporada temsiliyeti bulunan bir kuruma saldırı yapılmıştır. Sıradan bir saldırı değil çok yönlü ele almamız lazım. Hedefleri çok büyüktür. Yüzde yüz inanıyoruz ki bu saldırı Türk devleti ve MİT eliyle yapılmıştır. Eldeki bilgiler bunu gösteriyor. 24 saat KDP İstihbaratı Parastin’ın gözetiminde olan bir kurumun gündüz vakti saldırıya uğraması tesadüf ve sıradan değildir. Birileri tarafından yardım alınmadan böyle bir saldırının olması mümkün değildir. Bu saldırının Kürdistan ulusal birliğine yönelik yapılmıştır

Güney Kurdistan hükümeti sessiz
Güney Kurdistan hükümetinin bu saldırıya karşı sessizliğini koruduğuna dikkati çeken Karamus, “Şu ana kadar ne Güney Kurdistan hükümetinde ne Asayiş’ten ne de Parastin’dan bu saldırıya dair herhangi bir açıklama, kınama yapılmadı. Bu durum bile kendi başına büyük bir skandaldır. KNK 50’den fazla partiyi, siyasi kurumu, yüzlerce kişiyi temsil ediyor. Hewlêr’de yıllardır resmi olarak faaliyet yürütüyor. Yapılan bu suikasta yönelik Güney’deki resmi kurumlarının sessizliğini Kürt halkının vicdanına bırakıyorum" diye konuştu.

Mektup gündeme gelmedi
Güney Kurdistan yönetiminin ABD Başkanı'na yolladığı mektubun toplantılarda gündeme gelmediğini söyleyen Karamus, Güney Kurdistan'daki yapıların ulusal birlik için bir araya gelmesi gerektiğine vurgu yaptı. Karamus, şöyle devam etti: “Kurdistan’da herhangi bir partinin siyasi oluşumu üzerinden bizim bir fikir beyan etmemiz doğru olmaz. Bu bizim tarzımız değildir. Amerika’da konuşulan, bu yollanan mektubun bölgesel hükümeti, hükümeti oluşan partilerin yetersizliklerini göstermektedir. Kürt halkının istemlerini göz ardı ediyor. Ulusal bir irade ortaya çıkması gerekir. Kurdistan hükümetinin merkezi hükümetle olan ekonomik ve sosyal sorunlarını çözmesi gerekir. O mektupta Güney Kurdistan hükümetinin kendini işgalcilere nasıl teslim ettiğini ortaya koymuştur. Güney Kurdistan hükümetinin yetersizliklerini, yanlış siyasi ve stratejilerini görmek bizim için sevinecek bir durum değildir. Bizim isteğimiz mektupta yazılan sorunların çözülmesidir. Bunun içinde bölgesel hükümeti ulusal bir tutum almaya davet ediyoruz."

İran isteklerine karşı bir duruş olmalı
İran devletinin, Doğu Kurdistanlı partilerin kamplarının kapatılması, parti başkan ve yöneticilerinin İran’a teslim edilmesi istemini kabul etmediklerini belirten Karamus, ABD yetkilileriyle bu konuyu da konuştuklarını söyledi. Karamus, “İran devletinin, Doğu Kurdistanlı partilere yönelik taleplerini Amerikalılarla yaptığımız görüşmede gündeme getirdik. Biz bu konuda kendi görüşümüzü ifade ettik. Şunu dile getirdik; İran devletinin sivil ve askeri kampın boşaltılması talebini reddetmesini hem de halkın korunması gerektiğini ifade ettik. İran, istekleri her geçen gün daha fazla artıyor. Siyasi parti başkanlarının ve üyelerinin teslim edilmesini asla kabul etmediğimizi yaptığımız görüşmelerde çok net bir şekilde ifade ettik" dedi.

KNK çalışmalarını hızlandıracak
KNK olarak uzun süredir Kürt sorununun çözülmesi, Kürt ulusal ittifakının sağlanması için Kurdistan’ın bütün parçaları ve diasporada çalışma yürüttüklerini dile getiren Karamus, yeni dönemde diploması çalışmalarına ağırlık vereceklerini ifade etti. Karamus, son olarak şöyle konuştu: “Şüphesiz bu yaptığımız görüşme ve başka yaptığımız görüşmeler sonuç almak istiyoruz. Onun içinde bu tür diplomatik çalışmalar kesintisiz olarak devam edecektir. KNK olarak stratejik planlamamız var ama artık daha aktif bir siyaset diplomasi yürütmek istiyoruz. Kürt sorununun siyaseten çözülmesi noktasında bir umudumuz var. Bu umudumuzu daha ileriye taşıyacağız. Gelecek günlerden yeni görüşmeler yapacağız ve bunları halkımızla paylaşacağız.”