Anacélerin topraklarına çöküyorlar
Dünya Haberleri —

Anacé
- Brezilya hükümeti, TikTok’un devasa veri merkezi kurması için Fortaleza’da yaşayan Anacé yerli halkının topraklarına çökmeye çalışmasına onay verdi. Yerli halk ile yapılan tüm sözleşmeleri ihlal eden hükümet, büyüyen veri merkezi endüstrisini bu topraklara çekmeye çalışıyor.
- Anacé halkının lideri Roberto Ytaysaba, “Dijital kölelik çağındayız. Bizi manipüle eden ve sahte bir mutluluğa inanmamızı teşvik eden azınlığın insafına kalmış durumdayız” diyor. Anacélerin avukat Letícia Abreu ise adil bir enerji geçişini savunuyor.
TİJDA YAĞMUR
"Topluluklara, doğaya, maneviyata, yerli halkların özerkliğine ve 169. Sözleşme'ye saygılı olduğu sürece ilerlemeye karşı değiliz” diyor Brezilyalı Roberto Ytaysaba. Ytaysaba, Brezilya’nın Ceará (Caucaia) eyaletinin başkenti Fortaleza’da yaşayan Anacé yerli halkının lideri.
Anacé yerli halkının yaşadığı bölgelere elektrik 1980’li yıllardan itibaren verilmeye başlandı. Okulda çocuklara etnomematik öğretiliyor. Ve kısa süre önce, köyde özellikle yerli halk için bir klinik açıldı. Bu, Brezilya'nın kurak kuzeydoğusundaki bu bölgenin gıpta ettiği bir şey. Ancak son yıllarda kendilerini tehdit eden çeşitli projelerle karşı karşıyalar.
Sömürge projesi
Şef Roberto, “Bu proje, 1500'lerde Portekizlilerin ‘keşif’ olarak adlandırdıkları gibi sömürgedir” diye uyarıyor. Sömürgecilerin kayıtlarında “Barbarlar Savaşı” olarak geçen 17. ve 18. yüzyıllar arasında Portekizlilere karşı direniş gösteren Anacé halkı, şimdi de dünyanın en popüler sanal medya platformlarından biri olan TikTok’la karşı karşıya.
Anacéler avukatlar, STK'lar ve Savcılığın desteğiyle Çinli şirkete karşı barışçıl bir mücadele başlattı. Topraklarında inşa edilmesi planlanan devasa veri merkezinin kendilerini olumsuz etkileyeceğinden endişe ediyor. Öte yandan, 1989 tarihli Yerli ve Kabile Halkları Sözleşmesi'nde öngörülen “özgür, önceden ve bilgilendirilmiş danışma” sürecinin gerçekleştirilmemiş olması da halkın tepki gösterdiği başka bir durum. Devletler ve şirketler, yerli halkların topraklarını işgal etmek için sözleşmeleri ihlal ediyor.
Yüz milyonlarca internet kullanıcısını etkisi altına alan sanal medya ağının sahibi olan ByteDance, Brezilya'nın en güçlü veri merkezi olacak 300 megavatlık bir veri merkezi inşa etmek için Brezilyalı rüzgar enerjisi şirketi Casa dos Ventos’la ortaklık kurdu. ByteDance ve Casa dos Ventos, tüm uluslararası ve ulusal sözleşmelere uyduğunu savunsa da Şef Roberto, teknoloji deviyle verdiği bu mücadelede yaptığı ilk keşiflerden birinin, verilerin depolandığı alanın hayali bir alan olmadığı olduğunu hatırlatıyor.
Deniz altı zenginliğine çökecekler
Brezilya'daki birçok yerli halk gibi, Roberto Ytaysaba'nın da Portekizce bir soyadı var: Roberto Antonio Marques da Silva. Şef, liderlik görevlerinin yanı sıra yerel okulda öğretmen ve kütüphaneci, aynı zamanda güvenlik görevlisi olarak da vardiyalı çalıştığını söylüyor.
EL PAÍS'e şirketin çökmek istediği araziyi gösteren şef, birkaç küçük gölet, bazı ağaçlar ve çalılar ile beyaz kazıklar ve gümüş rengi parıldayan çok sayıda taşa işaret ediyor. Şirketin Fortaleza metropol bölgesindeki bu özel noktaya neden çökmek istediğinin cevabı denizin dibinde yatıyor; burası Brezilya'nın internetini dünyaya bağlayan denizaltı kablolarının önemli bir merkezi.
Brezilyalı şirket Casa dos Ventos'a göre, TikTok'un süper bilgisayarlarını barındıracak tesisin inşaatı 2026'nın başlarında başlayacak. Ve ilk aşama 2027'nin ikinci yarısında faaliyete geçecek. Hükümet, projenin hayata geçmesi halinde merkezin 9 milyar dolarlık yatırım çekeceğini tahmin ediyor ve ayrıca büyüyen veri merkezi endüstrisini çekmek için kampanya yürütüyor. Amacı bu sektörün uluslararası merkezlerinden biri olmak. Dolayısıyla kapsamda yatırımcılara vergi indirimleri, düşük maliyetler ve yenilenebilir enerji sayesinde 7/24 çalışan süper bilgisayarları çalıştırabilecek bol güneş ve rüzgar sunuyor. Ülkede şu anda yaklaşık 200 veri merkezi bulunuyor.
Topraklarımızı geri istiyoruz
Başkan Luiz Inácio Lula da Silva her ne kadar Eylül ayında şirketin CEO'su Shou Zi Chew'yla görüşse de Anacélerin toprakları, hala yasal olarak yerli rezervi olarak tanınmamaktadır. Resmi olarak tanınmama, başka bir bölünmenin etkileriyle daha da kötüleşecek. Yeni veri merkezi, Pecém Sanayi ve Liman Kompleksi'nin bir parçası olacak. Şef Roberto, bu kompleksin inşa edilmesinin asıl nedeninin, Anacélerin bir kısmının (şeflerin haberi olmadan) yer değiştirme karşılığında topraklarını devretmeyi kabul etmesi olduğunu açıklıyor. “Onları geri istiyoruz” diye talep ediyor. Bu iç bölünmeden sonra, bu yerli halk kendi iç danışmaları için 26 sayfalık bir protokolü imzaladı.
Adil bir enerji dağılımı için
TikTok ve Brezilyalı ortaklarının Ceará’da veri merkezi kuracağı haberi, Mayıs ayında The Intercept Brazil tarafından yayınlanan bir makale kabileye ulaştı. Bunun üzerine Anacéler ve aktivistler harekete geçti.
Instituto Terramar'da çalışan ve Anacélara danışmanlık yapan avukat Letícia Abreu, şirketlerin gerekli bilgilendirme yapmadan çevre lisansını aldığına dikkat çekiyor ve bu süreç şu anda savcılık tarafından soruşturuluyor. Abreu ayrıca bu tür projelerin yerli halkların topraklarında kurulmasını “stratejik bir hamle” olarak tanımlıyor ve mücadele ettikleri şeyin yenilenebilir enerji değil, eşitsizlik olduğunu vurguluyor, adil bir enerji geçişini savunuyor. Ona göre bu durum halkların savunma yeteneklerini de zayıflatıyor.
Şef Roberto, veri merkezini destekleyenlerle bir diyalog kurulduğunu doğruluyor. Yine de, onların şartlarını ikna edici bulmuyor: “Gelip projeyi açıklamak istiyorlar ama şimdilik bunu onaylamadık.”
Anacé yerlileri de haklarının çok iyi farkındalar. Bu nedenle, proje temsilcileri şefle oturup, topluluğun desteği karşılığında elektrik tedarikini veya internet bağlantısını iyileştirmeyi teklif ettiğinde şef, “Bu ne biçim teklif? Bu bizim hakkımız!” yanıtını verdi.
Şirketler veri merkezinin kapalı devre su sistemiyle çalışacağını söylese de halk, su koyularının kuruyacağından korkuyor ve seslerini duyurmak için ellerindeki tüm imkanları zorluyor. Şef Roberto, son olarak EL PAÍS'e, “Dijital kölelik çağındayız. İnternet, boynumuza değil beynimize dolanan bir zincir gibidir. Veri merkezi bir tür köle gemisidir. Bizi manipüle eden ve sahte bir mutluluğa inanmamızı teşvik eden azınlığın insafına kalmış durumdayız” diyor.















