Andok ve Dorşin de tehdit altında

Maden karşıtı eylem / Amed

Maden karşıtı eylem / Amed

  • Hesandin yaylasında yapılmak istenen maden projesi, Andok ve Dorşin dağlarını da tehdit ediyor. Halk, projeyle ilçenin geleceksiz bırakılmak istendiğini söyledi.

MEDİNE MAMEDOĞLU / AMED

Kulp Madencilik ve Dış Ticaret A.Ş, geçtiğimiz yılın Temmuz ayında maden açmak için ruhsat aldı. Ruhsat aldıktan kısa bir süre sonra bölge halkından habersiz Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde bulunan Hesandin (Hasandin) yaylasına giderek çalışma yürüten şirket, yaylada üç alandan numune aldı. Geçtiğimiz ay jandarma eşliğinde giden şirket, halkın tepkisine rağmen numune alarak bölgeden uzaklaştı. Halkın tepkisine rağmen kararından vazgeçmeyen şirket, Diyarbakır Valisi ve Kulp Kaymakamı ile iyi ilişkilere sahip. İlçenin en büyük dağlarından biri olan ve 12 köye ev sahipliği yapan Hesandin Dağı, Dorşin ve Andok dağlarına da komşu. Şirketin Hesandin'dan sonra aynı çalışmayı Andok ve Dorşin dağlarında da yapacağı iddia edildi. Hesandin’de yapılacak maden çalışmalarının hangi alanları kapsadığı da bilinmezken, projenin çok geniş bir alana yayılacağı belirtildi. Konuya dair görüştüğümüz yurttaşlar, iddiaları doğruladı.

İlçenin büyük bir kısmı

İlçede 39 maden projesi bulunurken, son ruhsat alınan projede ÇED raporuna dahi gerek görülmedi. İlçenin bir bütünen maden sahası haline getirilmek istendiğini söyleyen avukat Eyüp Aydeniz, Hesandin dışında Andok’ta da aynı çalışmaların yürütüleceği bilgisinin kendilerine ulaştığını, ancak konuya dair resmi bir belgenin ellerine geçmediğini belirtti. Şirketin ilçeyi bir bütünen rant haline getirmek istediğini savunan Eyüp Aydeniz, “Biz konuya dair başvurularımızı yaptık. Halkın talepleri ve tepkisi ortadadır. Eğer yaylada yaparlarsa madenler diğer alanlara da sıçrar. Bu nedenle süreç halkın talepleri doğrultusunda sürmeli. Bizler bölgenin madene açılmasını kabul etmiyoruz” dedi.

Halk madenleri istemiyor!

Konuya dair görüştüğümüz Eskar köyünden Murat Yaman ise maden duyumlarının kendi köylerinde de yayıldığını aktardı. Konuya dair avukatlarla görüştüklerini ama duyumu netleştiremediklerini belirten Murat Yaman, sürecin gün gün ilerletilmek istendiğini belirterek, yayladan sonra dağlara yönelme durumunun olacağını dile getirdi. Hesandin yaylası ile beraber ilçenin bir bütünen yok edileceğini vurgulayan Murat Yaman, hem yaşam alanlarına hem de ekosisteme sahip çıkmaya devam edeceklerini belirterek, “Madene hayır diyoruz” dedi.

Kapsamı net değil

Hesandin Yaylasını Koruma Platformu’ndan Recep Aslanhan ise proje alanını bilmediklerini ve nereye kadar maden araması yapılacağının net olmadığını belirterek, “Burası tahrip olursa diğer yerler de olur. Yine en önemlisi ilçe merkezi bundan zarar görür. Bırakalım dağları veya köyleri bir bütünen ilçenin hepsi bu madenlerden zarar görecek. Buna karşı halk bu madenleri istemiyoruz diyor. Bizler de kendi topraklarımızda huzur içinde yaşamak istiyoruz” şeklinde konuştu.

 

Amed Baro Başkanı Nahit Eren

 

Baro sürecin takipçisi

Konuya dair görüştüğümüz Amed Baro Başkanı Nahit Eren ise Hesandin’de yapılmak istenen talan çalışmasına dönük hukuki süreç başlattıklarını ve takipçisi olacaklarını belirterek vurguladı. Eren, şunları söyledi: “Baro olarak bu süreçte sadece Kulp için değil, kentin her alanındaki hukuksuzluklara karşı mücadele ediyoruz. Bu dosyada da bu talan anlayışına dayalı maden faaliyetine karşı üzerimize düşen her şeyi yapacağız. Şu anda gerekli davaları açtık. Bu konuda diğer kurumlarla da ortaklaşarak sürecin takipçisi olacağız.”

 

* * *

Ekolojik tahribata tepki

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Şirnex Şubesi, Şirnex'te devam eden ekolojik talana karşı başlatılan eylemsellik kararı kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi.

KESK Şube binası önünde gerçekleştirilen açıklamaya Şirnex Emek ve Demokrasi Platformu bileşeni siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex milletvekilleri Nevroz Uysal Aslan, Mehmet Zeki İrmez ve çok sayıda kişi katıldı. Basın metnini okuyan KESK Şirnex Dönem Sözcüsü Samet Kaya, AKP-MHP iktidarının uyguladığı rant politikalarının ekoloji üzerinde ciddi tahribatlara yol açtığını belirterek, tahribatların canlı yaşamını tehdit ettiğini söyledi. Madencilik ve çevre tahribatlarının Botan coğrafyasında geri dönülemez zararlara yol açtığını kaydeden Kaya, "Şırnak’ta yürütülen kömür madenciliği faaliyetleri, ağaç kesimleri, su kaynaklarının kirlenmesi ve orman kıyımları, bölgenin ekosistemini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Şırnak’ın Besta, Gabar, Cudi, Kureş ve Kometa bölgelerinde kökünden sökülen ağaçlar bir daha filizlenmemek üzere hızla yok edilmekte, yaban hayatı geri dönüşü olmayan bir biçimde zarar görmektedir. İlan edilen yasaklarla bölgeye girişler engellenmekte, kıyımın boyutu halktan gizlenmektedir. Bölgede ormansızlaştırma faaliyetleri, hem biyolojik çeşitliliği yok etmekte hem de yaşam alanlarını tehdit etmektedir" dedi.

Şirnex'te devam eden ekolojik talanın son bulması için çağrıda bulunan Kaya, şunları söyledi: "Şırnak'ta bulunan biz emekçiler; yaşanılabilir bir Şırnak için doğa talanı karşısında mücadele etmeye devam edeceğiz. Ranta dayalı talan ile bölgemizde oluşan toplumsal sağlık sorunlarını ortadan kaldırıncaya kadar mücadele edeceğiz. Çocuklarımıza aydınlık ve doğa dostu bir gelecek bırakmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu talancı ve rantçı politikalara karşı tüm emekçileri, kadınları, gençleri, Şırnak’ta yaşayan herkesi doğayı, yaşamı ve geleceğimizi korumak için ses olmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

DEM Parti Şirnex Milletvekilli Mehmet Zeki İrmez ise AKP iktidarının Kurdistan doğasına yönelik düşmanlık politikaları yürüttüğünü belirterek, "Bu düşmanlığa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Herkesin bu kıyıma karşı sesini yükseltmesi gerekiyor. Yasaklar nedeniyle halkımız yaylalarına gidemiyor. Doğa talanı yapanlara ise her yer acık. Onlara yasak yok. Bunu kabul etmiyoruz" dedi. ŞIRNEX

 

* * *

Bakırhan ekolojistlere seslendi

Ekolojistlerle bir araya gelen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Akbelen'den Cûdi'ye bir mücadele birliği kurulması gerektiğini söyledi.

Bakırhan, "Ekmek ve Adalet"  buluşmaları kapsamında İzmir Konak’ta İsmet İnönü Kültür Merkezi'nde ekolojistlerle bir araya geldi. Ekoloji Birliği Eşsözcüsü Süleyman Eryılmaz, "Ekolojik kırım ile karşı karşıyayız. Türkiye'de 25 altın madeni var. 135 tanesi için de ruhsat alınmış. Altın madenlerin kapatılmasına karşı bir kampanya başlattık. DEM Parti’den bu kampanyamıza destek vermesini istiyoruz. Saldırılar topyekun, biz de mücadeleyi topyekun bir hale getirmeliyiz. Bu ülkede 3 önemli ana dinamik olan Kürt, kadın ve ekoloji hareketi bir araya gelip örgütlenerek, saldırılara karşı durmalıdır" diye konuştu.

Buluşmada söz alan DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, ekoloji mücadelesini, adalet, ekmek ve sistem karşısında bir mücadele olarak gördüklerini belirterek, şunları söyledi: "Cûdi'deki orman kıyımını, Akbelen'deki kırımla eşleştirmemek ikisini aynı derecede savunmamaktır. Sistemin uyguladığı ikili hukuk karşısında ortak bir mücadele, ortak bir zemin ve duruş ortaya koymamaktan kaynaklı her birimizin doğası, demokrasisi, kültürü, yaşamı bir biçimiyle mahvediliyor, yok ediliyor. Orman Kanunu’nda, 1956’dan 2003'e kadar 15 defa değişiklik yapılırken, AKP’nin 21 yıllık tarihinde 32 değişiklik yapıldı.

Ege'yi dünyanın çöplüğü haline getirdiler. Ege onlara oy vermiyor diye neredeyse toptan yok edecekler. Bunların hepsiyle uğraşacağız. Yaşam katlediliyor, dağlarda siyanürle altın arıyorlar, Kurdistan’da ormanları yakıyorlar. Müdahale etmek isteyen belediyelerimiz engelleniyor. Kurdistan’da yaşanan yıkımlar, kıyımlar bir süre sonra Ege’ye, Trakya’ya, Marmara’ya geliyor. Orası laboratuvardır. Gabar ve Cûdi’deki ağaçların yakılmasını engelleyebilseydik belki İzmir’de başka bir durum olurdu." İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.