Ankara-Bağdat ve Şam hattında yeni Kürt ‘çökertme planı’

Forum Haberleri —

  • T.C. tarafından Katar ve Bağdat'a önerilen Kürdistan su kaynakları paylaşım antlaşmalarının perde arkasında küresel ölçekte kimi başka pazarlıklar da yer alıyor. Ortadoğu'da yeni küresel paylaşım savaşının ganimetleri pay ediliyor. Kürdistan tüm bu hesapların tam ortasındadır. Hesaplar kirli, tehlike büyük ve niyetler oldukça kötüdür.

KEREM ÇİFTÇİ

T.C. Kürt düşmanlığında hiç bir sınır tanımıyor. Akar-Güler bir yandan Bağdat ve Güney Kürdistan üzerinde oynarken aynı paralelde Fidan ve ekibi de Şam'da harıl harıl Kürt özgürlük mücadelesine karşı verilecek savaşta son pazarlıkları yapıyorlar. T.C. etrafında giderek daralan bölgesel çemberi bir Kürt savaşıyla açma uğraşında.

T.C. tarafından Katar ve Bağdat'a önerilen Kürdistan su kaynakları paylaşım antlaşmalarının perde arkasında küresel ölçekte kimi başka pazarlıklar da yer alıyor. Ortadoğu'da yeni küresel paylaşım savaşının ganimetleri pay ediliyor. Kürdistan tüm bu hesapların tam ortasındadır. Hesaplar kirli, tehlike büyük ve niyetler oldukça kötüdür.

Kerkük-Efrîn-Girê Spî işgallerini Şengal-Mexmûr ve Kandil başta olmak üzere diğer Kürdistan bölgelerine taşırılacak hesaplar yapılıyor. ABD-İsrail denkleminde de İran pazarlıkları konusunda önemli tavizler söz konusu. J.Biden ve ekibine göre bir tavizler stratejisi erkenden uygulanmak isteniyor. ABD ve İsrail‘i Kürt halkının direniş fedailiğine karşı kışkırtma girişimi var. T.C.‘de aktif hedef Kürt özgürlük mücadelesinin tasfiye edilmesidir.

ABD'nin Kürt halkı lehine gelişebilecek olumlu bir tutumunu Güney Kürdistan üzerinden boşa çıkarma çabası var. Kürt özgürlük devriminin üzerinde oynanan senaryolarda Güney Kürdistan en zayıf halka durumunda. Bu tavizkar pozisyon tüm Kürdistan kazanımları için hayati riskler barındırıyor. T.C. işgali Güney‘den sonuçlandıracak hesaplar içinde. Güney işgali için alttan alta İran ve Bağdat‘la da temasta. Aynı şekilde Şam ile Rojava devrimini tasfiyeyi görüşüyor. Kürt halkı açısından fırsatlar ve riskler iç içe. T.C. hiç bir ilke ve kaide tanımadan ölümüne Kürt tasfiye konseptine yükleniyor. Tereddütsüz Kürt soykırımına ve statüsüzlüğüne bileniyor. Bölme ve parçalama için Kürt siyasetine, toplumsallığına, birliğine saldırıyor. İç çelişkileri derinleştirerek büyük fotoğraftaki fırsatları boşa çıkarmak istiyor. Fitne ve fesatın bini bir para, bu amaçla özel savaş medyasında manipülasyon enflasyonu yaşanıyor. Alışılmışın dışında geniş alana yayılmış bir Kürt soykırım konsepti devrededir.

Toplumsal düzeyde yaşanan dağınıklık, politik körlük düşmanı cesaretlendiriyor. Her ne pahasına olursa olsun Kürt halkının yaşanılan ölüm sessizliğini kırması gerekiyor. Bu ölüm uykusundan uyanmak, düşmana odaklanılarak karşılıklı suçlama kısır döngüsünü aşmakla mümkündür. Asıl Kürtler arasındaki bu yaşanılan güvensizlik düşmana güven veriyor. Her dönemin ihanetçileri Kürt özgürlük mücadelesini sırtından bıçaklama derdindeler.

Öz gücümüze ve yürütülen etkin ittifaklara inanalım. Kerkük, Efrîn ve Girê Spi‘yi özgürleştirmek sadece doğru taktik ve stratejiye dayalı zamanlama meselesi. Buna tüm Kürt halkının inanması gerekiyor. Kalıcı bir statüye sahip Kürdistan'ın doğuş şafağına tanıklık ediyoruz. Oysa bu varoluşsal kurtuluş fırsatını trajediye dönüştürmek isteyen tarihsel bellekten yoksun Kürt gafletine gösterilen sessizlik herkesi ürkütüyor. İçimiz kan ağlıyor; artık düşman gerçekliliğini bilince çıkaran ve devrimci kinini düşmana yönelten onurlu bir ulusal tutum zamanıdır.

Ortadoğu’da çanlar kimin için çalıyor?

ABD'den gelen yaptırım sinyalleri, Doğu Akdeniz, Libya, Karabağ masası fiyaskoları, İdlib gerilimi, aktif işleyen Efrîn-Girê Spî takvimi yine ABD Ortadoğu temsilcisi McGurk ve yeni Savunma Bakanı CENTCOM kökenli Austin’in yarattığı korku T.C‘yi sarsıyor. Zira Biden yönetiminin dış politika stratejisi Türkiye için bölgesel izolasyonu da beraberinde getirebilme sinyallerini taşıyor. ‘Stratejik derinlik’, ‘mavi vatan’, ‘Musul-Kerkük petrolleri’ emelleri büyük yara aldı. Hayaller ‘büyük Turan ülküsü’ gerçekler ise hüsran!

Küresel aktörlerin bir proje olarak yarattıkları Erdoğan’ın ajandasında hiçbir şey tesadüf ve kendiliğinden oluşuyor değildir. Tertiplenen iç darbeler, cihadisyen terörizm, küresel ölçekte bağlantıları olan kara para sistemi, Suriye-Irak-İran-Güney Kürdistan senaryoları, siyasi İslamcılık modeli olarak ihvancılık, S-400 alımı, F-35 uçak alımları yine İmralı mutlak tecridi ve Kürt çökertme konsepti bu ajandanın içinde yazılıdır. Ama yaşanılan süreç Erdoğan ajandasının su aldığını gösteriyor. Putlar putları pazarlıyor Ortadoğu satrancında. Şah ve vezirler piyon asıyor.

İntikamcı İmralı Guantanamo mutlak izolasyon rejimi uygulamaları ve HDP'ye yöneltilen tasfiye konsepti kendisini Kürt soykırımına bilemiş bir faşizm gerçekliliği olarak dayatıyor. Zindanlarda Kürdistan fedaileri bu konsepte karşı direniyor. Toplumun da buna pratikte ses olması gerekiyor. Gün feryat ve figan zamanı değil, örgütlü bir devrimci halk bilinciyle faşizmin üstüne üstüne gitme zamanıdır.

T.C. batıyor ama bu kendiliğinden olmayacak. Mücadelesiz geçen her dakika ömrünü uzatıyor. Türk bankacılık sistemi üzerinden geliştirilen yolsuzluk ve dolandırıcılık yüz milyarlarca dolarlık kara para ağını da kapsıyor. Bankaların batık kredilerle içinin boşaltılması yolsuzluk ekonomisinin bir iktidar aracı olduğunu gösteriyor. İstihdam yok, ekonomi ise hızla batıyor. Mafya düzeni şiddetle kendisini kalıcılaştırmak istiyor. 2021 T.C. için final yılı. Hedeflenen 2023 geriye çekildi, yapısal krizin alarm zilleri çalıyor.

Faşizm saltanatını yıkacak koşullar hızla oluşuyor. Kürt halkının topyekûn direnişi, artan öğrenci eylemleri, ekonomik ve sosyal hoşnutsuzluklar önemli fırsatlar sunuyor. Yeni komplolar, manipülasyonlar ve provokasyonlar için Fidan-Sinirlioğlu-Bahçeli-Akar-Güler-Perinçek ve S'S çalışıyor. Faşist rejim iç ve dış sorunları çözecek üretken politikaları geliştirme konusundaki esnekliliğini çoktan yitirmiş. Alternatif bir siyasi muhalefet bloğunun acilen kendisini topluma sunması gerekiyor. CHP bu ergenekon prangalı felçli haliyle HDP'ye yönelen faşizme ses çıkaramıyor. Oysa HDP giderse CHP bir mum gibi biter.

Faşizm özel savaş rejimi, sivil milis sistemi dahil tüm planlamasını bir iç savaş çıkarma üzerine kurmuş. Faşizm iktidarını bu kaosla sürdürmek istiyor. Zindan direnişleriyle öğrenci eylemselliğini birleştirmek gerekiyor. Cezaevlerinden yükselen fedailik faşizme karşı toplumsal bir öz savunma örgütlülüğüne herkesi davet ediyor.

Devrimci öfke yakıtı, görkemli çıkışların yaratıcı ruhudur. Çürük ve ilkesiz uzlaşılar tuzağına düşmeyecek kadar tecrübelidir Kürt özgürlük devrimi. Faşizm muhalif sesleri bastırmak için terör saçıyor ve her türlü iç ve dış yılgın unsurları piyasaya sürüyor. Faşist diktatörlüğün sömürge halklar üzerindeki psikolojik tesiri yaman bir netleştirici şeffaflığı da beraberinde getiriyor. Sömürgeciliğin psikolojisi çözümlenerek herkesin safı net olarak ortaya çıkarılır. Sömürge halkların deneyimlerden çıkardığımız ilk ders "Fakat gündelik gerçeklilik bir dolu yalan, korkaklık ve aşağılanmadan ibaretse kişinin heyecanı ve adanmışlığı neyi başarabilir ki?" türündeki bahanelere takılıp kalmamamızdır. Kendisini sürekli olarak adeta bir kader olarak dayatan, Kürt halkının ortak ulusal bağlarına ve kimliğine karşı geliştirilen kesintisiz bir saldırı dalgası var. Öz gücümüze güvenip taktik ve stratejik tüm adımları sabırla atmalıyız. Konjonktürel süreç lehimize olsa da durağanlaşan ve negatif bir tarza dönüşen edilgenliğe meyilli kitle sinyalleri büyük tehdit oluşturuyor. Bu tehditleri savurmak için çoktan filizlenen özgürlük ruhunu bedenselleştirmek gereklidir. Bu da direnişi yaşam biçimine dönüştürmekle mümkündür. Kürt Özgürlük Hareketi ve yurtsever Kürt halkı bunu defalarca ispatlamıştır.

"Hayat hataları affeder ama kararsızlığı affetmez. Bir şeyler yapın, bir adım atın… Zihninizi oyalamayın, günü kurtarırken geleceği kandırmayın…"

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.