Annelerden çocuklarına: Zulme boyun eğmeyin!

Elif KAYA yazdı —

  • Anneler! Emeklerini hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz annelerimiz… Bize yaşam veren ve yaşamın değerli olduğunu bize öğreten, insan olduğumuzu bize her daim hatırlatan tüm zamanların yaratıcıları tanrıçalar. Ezcümle biliyoruz ki, onların yaşam ile kurduğu bağı anlayıp, yaşatabildiğimiz oranda insanlaşırız.

Dünyanın neresinde olursak olalım bir yerde zulüm varsa, direnişin en ön saflarında hep annelerin yer aldığını görürüz. Bu biraz da kaynağını annelerin yaşamla kurdukları özel bağdan alır. Anne olmak dünyaya bir çocuk getirmenin çok daha ötesinde anlamlar taşır. Bedeninde bir can taşımanın, onu tehlikelerden koruyup, kollamanın, yan yana eşit koşullarda yaşam olanağı sunmanın nasıl olması gerektiğini anneler kendi bedeninde yaşadığı deneyimden, hissettiği duygulardan bilir. Sadece bilmez, ulaştığı bu sonuçların hayat bulması için aynı zamanda eylemde bulunur. Hiç kimse anneler gibi ikinci bir can taşımanın nasıl bir şey olduğunu bilemez. Gıdasını onunla paylaşmayı, vücudunu besin kaynağına dönüştürüp çocuğunu beslemeyi, onun güvenliği için canını tehlikeye atmayı anneler gibi deneyimleyemez. Bu nedenle anneler bir bedende “çoklu” olabilen, “bir” yerine çoğul düşünebilen özellikleriyle hem adaletin hem de toplumsallığın temel dinamiğini oluşturur, vicdanı olur.

Faşizm en çok annelerin bu direnişinden, pes etmeden yıllarca sürdürebildikleri mücadelesinden korkar. Pek çok faşist diktatörün sonunu annelerin öncülüğünde gelişen direnişler getirmiştir. Arjantin’de eylem yaptıkları meydandan adını alan Plaza De Mayo annelerinin geliştirdiği direniş, faşist diktatörlüğü yıkmış, yaşanan insanlık dışı uygulamalardan hesap soracak bir toplumsal hareketin gelişmesine öncülük etmiştir. Plaza De Mayo annelerinden birinin ifade ettiği, “Plaza De Mayo anneleri eğer bir yerdeyse bilin ki orada bir haksızlık vardır” sözü, annelerin eylem amacı ve hedefini özetler gibi. 

1995 yılından bu yana her hafta Galatasaray Meydanı'nda eylem yapan Cumartesi Anneleri de faşizmin katlettiği- kaybettirdiği yakınlarının akıbetini öğrenmek için yıllardır eylem yapıyorlar. Pek çok iktidar gelip geçti ama Cumartesi anneleri halen her hafta aynı yerde eylemlerini yapmaya devam ediyorlar. Polisin saldırısına, eylem yerinin kendilerine yasaklanmasına rağmen, ısrarla eylemlerini yapmaya, katliam üzerindeki perdenin aralanması için hesap soruyorlar. Sadece hesap sormuyorlar, hafıza oluşturarak yitirdiklerinin anısını yaşatmaya çalışıyorlar.

Emine Şenyaşar, iktidarın- devletin gücünü arkasına alan Urfa AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınlarının yargılanması, iki oğluyla birlikte eşini öldüren bu insanlardan hesap sorulması için Mart 2021 tarihinden bu yana Urfa Adliyesi’nin önünde sesini duyurmaya çalışıyor. Adalet istiyor. Can verdiği yaşamların hakkını savunuyor, vicdanını yitirmiş bu mekanlarda adaletin gelişmesi için toplumsal vicdana sesleniyor. Oğlu ve aynı zamanda eylem arkadaşı Ferit Şenyaşar ile birlikte adalet için eylem yapıyor.

Halise Aksoy, direniş öyküsü çocukluğuna kadar uzansa da biz onu, ilk kez yüzüne çöken hüzünle oğlu Agit İpek'in kargo kutusuyla gönderilen kemiklerini kucağında taşıyan fotoğrafıyla tanıdık. Zorla koruyuculuk dayatmasına karşı zorlu ama onurlu yaşamdan yana tercih yapan ve bu nedenle köyünden çıkmak zorunda bırakılan binlerce kadından biridir Halise Aksoy’un öyküsü. Kürt olması, kadın olması, yurdunu sevmesi suç sayılan ve cezalandırılmaya çalışılan Halise Aksoy, bunların hiçbirine boyun eğmez. Çünkü faşizmin nasıl vicdansız ve yaşam düşman olduğunu daha çocukluğundan bilir. Faşizme boyun eğerek değil, direnerek karşı durulabileceğini yaşam deneyiminden öğrenmiştir ve gittiği her alanda mücadelesine devam eder. 25 Nisan’da Diyarbakır’da kızı ve damadı ile birlikte gözaltına alındığında, kızına nasihati, “bunlara boyun eğmeyin!” olur. İçerde, dışarıda, nerede olursak olalım onurlu yaşam mücadelesini vererek, direnerek yaşamın ancak mümkün olabileceğini ifade eder.

Anneler! Emeklerini hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz annelerimiz… Bize yaşam veren ve yaşamın değerli olduğunu bize öğreten, insan olduğumuzu bize her daim hatırlatan tüm zamanların yaratıcıları tanrıçalar. Ezcümle biliyoruz ki, onların yaşam ile kurduğu bağı anlayıp, yaşatabildiğimiz oranda insanlaşırız.

14 Mayıs seçim sonuçlarını da onurlu, özgür bir yaşamı amaç edinen annelerin iradesi belirleyecek. “Zulme boyun eğmeyin!” diyen, adaletin yaşam bulması için her gün eylem halinde olan anneler bu faşizmin sonunu getirecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.