Eski paradigma zorbalığı sürüyor

Duran Kalkan

Duran Kalkan

  • PKK'nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan, AKP iktidarının hiçbir yasal adım atmadığını; Kürtlerin hassasiyeti ve güvenini dikkate almadığını; askeri saldırıları, Kürt karşıtı diplomasiyi, eski paradigma zorbalığının devam ettiğini söyledi. 
  • "Arabayı atın önüne koyuyorlar" diyen Kalkan, şunların altını çizdi: "Teslimiyetin de ötesinde; bitirin, yok olun, buharlaşın, sizden bir eser kalmasın, diyorlar. Kürtleri kandırırız, alavere dalavere 'Kürt Memed nöbete' devri artık geçmiştir. 
  • Mevcut yasalar çerçevesinde, inkar ve imha temelinde süreci yürütmeye çalışıyorlar fakat tek taraflı adımlarla ya da sadece iyi niyet açıklamalarıyla yürümez. Karşılıklı adımların olması lazım. Güven tesisi de ancak o zaman olabilir."

İmralı’da en ufak bir değişiklik olmadığını, sürecin kendisinin bile yasal güvenceye kavuşturulmadığını belirten PKK'nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan, "Kongre, kararlarının uygulanabilmesini Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüne bağladı. Kongre kararı nettir. Önder Apo'nun özgürlüğü olmadan bundan sonra hiçbir pratik adım olmaz" dedi. 

PKK'nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan, ANF'den Hoşeng Yılmaz'ın sorularını yanıtladı. Kalkan, yasal-anayasal güvencelerin ve hukuki zeminin şart olduğunu ama hukuki zemini de demokratik zihniyet ve siyasetin yaratacağını, dolayısıyla demokratik zihniyet ve siyaset olmazsa demokratik anayasa ve demokratik hukukun olamayacağını vurguladı. 

Hiçbir adım atmadan istiyorlar

AKP yöneticilerinin, PKK 12. Olağanüstü Kongresi'nden sonra "evet, fesih kararı alındı ama bizim güven sorunumuz var, hassasiyetlerimiz var, endişelerimiz var, o yüzden silahların da bırakılması lazım" dediğini hatırlatan Kalkan, şöyle devam etti: "Onların hassasiyetlerini anlayalım ama Kürtlerin de güven sorunu var. Yüz yıldır soykırım uyguluyorsunuz, etmediğiniz hakaret, yapmadığınız zulüm kalmadı. Şimdi Kürt'e özgür irade kazandıran mücadele de dağılsın, diyorsunuz. PKK ortadan kalkarsa, silahlı gücü, özgürlük mücadelesini verecek gücü ortada kalmazsa o zaman bu halk ne yapacak? Bu toplum nasıl kendini savunacak ve koruyacak? Hiçbir adım atmadan, hiçbir değişim yapmadan bunu istiyorlar. Mesela üç hafta geçti ama hala hiçbir pratik gelişme yoktur. Ne bir yasa çıktı ne de farklı bir şey. 

AKP, bu imkanları kullanıyor

Devlet Bahçeli'nin umut vaat eden güzel sözleri var. Katılıyoruz ve oldukça anlamlı da buluyoruz fakat söz düzeyinde kalıyor. Hiçbirisi henüz uygulamaya geçmiş değil. Uygulama AKP'nin elinde ve hiçbir gelişme görmüyoruz. Tam tersine bu imkanları muhalefeti geriletmede, CHP'yi zayıflatmada, Cumhurbaşkanı alternatifini ortadan kaldırmada kullanmak istiyor. Kürt sorununun çözümü, birilerinin iktidar olması, kendi çıkarlarını geliştirmesi için kullanılamaz. Bu gerçekleşmez de. Onu yapmak isteyenin gücü yetmez. Bu sorunu çözebilmek için birlik lazım, bütünlük lazım. Herkesi katmak lazım. Bir korku iklimi yaratılmış. Eğer herkes bu sorunu birbirine karşı kullanmaya çalışırsa, her şey iktidar çatışması içerisinde boğulmaya çalışılırsa ne olumlu yönde bir söz söylenebilir ne de bir adım atılabilir. Nitekim bunlar yapılamıyor da. 

Önder Apo'nun özgürlüğü olmadan

İmralı’da en ufak bir değişiklik yok. Kongre, kararlarının uygulanabilmesi Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüne bağladı. Kongre kararı nettir. Önder Apo'nun özgürlüğü olmadan bundan sonra hiçbir pratik adım olmaz. Önder Apo dışında hiç kimse özgürlük savaşçılarının elinden silahı alamaz. Dolayısıyla arabayı atın önüne koyuyorlar. AKP yönetimi sadece 'Türk toplumunun hassasiyetleri var, silahı bırakın' diyor. Teslimiyetin de ötesinde; bitirin, yok olun, buharlaşın, sizden bir eser kalmasın, diyorlar. İyi de Kürt toplumunun da hassasiyetleri, güven, varlık ve özgürlük sorunları var. Peki bunları kim gözetecek, nasıl gözetecek? Bunları hiç dikkate almıyorlar. 

'Kürt Memed nöbete' olmayacak

Dolayısıyla mevcut birçok tartışma, ciddiyetsiz, boş, anlamsız ve demogojiden öteye geçmiyor. Elbette sorun önemlidir, zorlukları var, o yüzden de acele etmek istemiyoruz. Ufak tefek yaklaşımlar oluyorsa da anlamlı buluyoruz. Devlet Bahçeli'nin sözlerini de, yine çeşitli partilerden gelen destek açıklamalarını da uygulamaya geçerse olumlu olur diye değerlendirdik. Bu açıdan çok olumsuz yaklaşmak istemiyoruz ama mevcut yaklaşımlarla Kürt sorununun özgürlük ve Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde çözümü de mümkün olmaz. Öyle allem eder, kallem eder Kürtleri kandırırız, alavere dalavere 'Kürt Memed nöbete' şeklinde kimse sanmasın. O devir artık geçmiştir. Onları oyalarız, kandırırız, kendi bireysel dertlerine düşerler gibi yaklaşımlar tutmaz. Böyle bir sanrıda olanlar, büyük yanılgı içinde. Böyle yapanlar, kendileri kaybeder. 

Bütün Kürtlerin üzerine gidiyor

Türkiye'nin Kürtlerin Kuzey-Doğu Suriye'deki kazanımlarını yok etme üzerine kurulu politikalarının, Kürtlerin özgürlüğü ve varlığına, Kürt sorununa nasıl yaklaştığını gösterdiğini belirten Kalkan, sanki 'bir tarafta Kürtlerle anlaşıyor da diğer tarafta Kürtleri bastırıyor' gibi bir yaklaşımın olmadığını vurguladı. "Bütün Kürtlerin üzerine gidiyor" diyen Kalkan, Rojava'dakinin de, Bakur'dakinin de, Başûr'dakinin de üzerine gittiğini söyledi. 

Faşist zorbalığı tahkim ederek

Ateşkesin tek taraflı kaldığını, Türk ordusunun saldırılarının, tehdit açıklamalarının ve teslimiyet çağrılarının sürdüğünü kaydeden Kalkan, "Eğer çözümden ve barıştan yanalarsa bunu durdurmaları gerekir. Durdurmamaları, niyetinlerini gösteriyor. Bu, onların demokratikleşmeden, çözümden yana olmadığını; aksine saldırarak, yok ederek, kendi faşist zorbalığını tahkim ederek devam ettirmek istediğini gösteriyor. Genelkurmay ve Savunma Bakanlığında hakim olan zihniyet kesinlikle bu" dedi. 

AKP paradigmayı değiştirmedi

Halihazırda AKP iktidarı sorunu çözmek yerine PKK'yi nasıl ezip yok edeceğiyle; 'Çöktürme Eylem Planı’nı nasıl başarıya götüreceğiyle uğraştığına dikkat çeken Kalkan, şunları ifade etti: "Mevzideki gerillaya saldırmaya devam ettiği gibi diplomasi, siyaset ve propagandayla da saldırmaya devam ediyor. Ciddi bir zihniyet değişikliği, siyaset değişikliği, söylem ve tarz değişikliği olmadı. AKP iktidarı, henüz Kürt'ü yok sayan ve yok etmek isteyen 100 yıllık paradigmayı değiştirmedi. 

Tek taraflı adımlarla yürümez

Etkili olan iktidardır ama iktidar çevresinde bir değişiklik yok. Şu ana kadar süreci anlamlı kılacak hiçbir yasal adım atmış değiller. Hiçbir yasal güvence oluşturulmuş değiller. İktidar tarafından bu sürecin güvenliğini dahi sağlayacak küçük bir yasal düzenleme bile yok. Mevcut yasalar çerçevesinde, inkar ve imha temelinde süreci yürütmeye çalışıyorlar fakat süreç, tek taraflı adımlarla ya da sadece iyi niyet açıklamalarıyla yürümez. Karşılıklı adımların olması lazım. Güven tesisi de ancak o zaman olabilir." HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.