Asimilasyona karşı Kürtçe şarkılar

Kültür/Sanat Haberleri —

BERFIN

BERFIN

  • Amerika’ya göç eden ve asimilasyona karşı Kürtçe şarkılar seslendiren Dersimli Işık Berfin Öztoprak, geldiği memleketinde köyleri gezip, insanların hikayelerini dinleyerek müzik tutkusunu ileri taşımak istiyor. 

AYŞE SÜRME

Dersim’den siyasi sebeplerden dolayı 2003 yılında 5 yaşındayken ailesiyle birlikte Amerika’ya göç eden Işık Berfin Öztoprak (23), asimilasyona karşı Kurmancî ve Kurmanckî lehçeleriyle şarkılar, deyişler ve ağıtlar seslendiriyor. Konservatuar mezunu annesi ve dayısından ilham alarak şarkı söylemeye başlayan Öztoprak, Amerika’ya gittikten sonra bağlamasını elinden bırakmayarak dilini ve kültürünü şarkılarla yaşatmaya karar veriyor. 8 yaşındayken uluslararası müzik festivallerine katılmaya başlayan Öztoprak, o günden sonra düzenlenen konser ve organizasyonlara katılıyor. 

  En büyük sorun asimilasyon

Öztoprak, annesinin İstanbul Teknik Üniversitesi konservatuar bölümünden mezun olduğunu hatırlatarak, sürekli annesiyle birlikte derslere katıldığını belirtti. O günden sonra ne şarkı söylemeyi ne de bağlamayı bırakmadığını ifade eden Öztoprak, “Amerika’ya gittikten sonra annem Aynur Doğan ile birlikte sahne almıştı. Yine Aynur Doğan’la birlikte çalışmalara bende katılmıştım. Bana bu çalışmalarda ‘Keça Kurda’ şarkısını öğretmişti. O günden sonra Alevi deyişleri, kendi anadilim Zazaca ile devam ederek, müziğe olan sevdam arttı. Kültürümü, dilimi yaşatmak, kopmamak için bunu yapmak zorundaydım. Çünkü yurt dışında en büyük sorun asimilasyon. İnsan orada çok kolay özünü kaybedebiliyor. En büyük savaşım asimilasyona karşı gelmekti. Asimilasyona karşı inadına Kurmancî, Kurmanckî şarkı söylemekten vazgeçmeyeceğim” dedi.

Amerika’da konserlerde, yine asimile olmamaya çalışan ailelerin çocuklarıyla birlikte sahne aldığını dile getiren Öztoprak, Kürtçe verdikleri konserlere ilginin çok fazla olduğunu, insanların can kulağıyla kendilerini dinleyip, ayakta alkışladığını söyledi. İnsanların konserlerden sonra kendisine, “Sen ne söyledin, söylediklerin ne anlama geliyor, nelerden bahsediyorsun” gibi sorular yönelttiğini aktaran Öztoprak, “Katliamları, acıları anlattığımı söylediğimde onlar için hikaye oluyor. Böylece daha çok kültürümüzü, dilimizi merak edip araştırıyorlar. Daha çok sahip çıkmaya başlıyorlar” şeklinde konuştu.  

İnsan hikayeleri topluyor 

Amerika’dan Dersim’e 11 yaşındayken geldiğini dile getiren Öztoprak, kendi topraklarından ayrıldığı zamanların derin üzüntüsünü hala hafızasında yerini koruduğunu vurguladı.

Topraklarından koparak başka bir ülkeye gitmenin en büyük darbe olduğunu belirten Öztoprak şöyle dedi: “Çocuk yaşta yeni bir dünyaya gözlerini ikinci defa açıyorsun. Küçük yaşta olmama rağmen bunları hissediyordum. Dersim’e geldikten sonra ilk işim Munzur kenarında suyun sesi eşliğinde şarkı söylemek oldu. İleride kendi bestelerimi çıkarıp albüm yapmak istiyorum. Bunun için köyleri geziyorum, insanların hikayelerini dinliyorum, dedelerin yanına gidiyorum. Onlardan deyişler, ağıtlar dinliyorum. Amed’e gidip dengbêjlerle bir araya gelmek istiyorum. Müzik tutkumu daha ileriye taşımak ve devam ettirmek istiyorum” diye konuştu.

MA / DERSİM

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.