Aşk ve cesaretle yürüdü

Kadın Haberleri —

Evîn Goyî (Emine Kara)

Evîn Goyî (Emine Kara)

  • Botan’ın asi doğası ve kültürüyle büyüyen, cesur, emekçi ve toprağına aşkla bağlı olan Evîn Goyî heyecanla atıldığı Kurdistan Özgürlük Mücadelesi'nde 34 yıl boyunca kararlıca yürüdü. Türk devlet faşizmine olduğu kadar, dünyanın başına bela edilen DAİŞ’a karşı da Reqa’da savaştı.

ROJBİN KURT

Özgürlüğe adanmış bir ömrü yansıtan bir ayna var mıdır? Bir devrimcinin toplumu için ortaya koyduğu canın ötesinde fedakarlık var mıdır? Hayatı uğrunda ölecek kadar sevenlerin yaşam coşkusunu, heyecanını, özgürlüğe deli taylar gibi koşuşunu durduracak bir güç var mıdır? Var mıdır kararlı, inançlı bir devrimciyi yolundan edebilecek bir kuvvet… Hele de inançlı bir devrimci kadını ne yolundan alıkoyabilir? Hiçbir şey. Kararlı, inançlı, özgürlüğe sevdalı, feleğin çemberinden geçen hiçbir devrimci kadını, kimse yolundan alıkoyamaz. Yola çıkma vakti geldiyse hiçbir bendi tanımaz. Yavaşlayabilir, tökezleyebilir, önünü göremediği zamanlar olabilir, lakin kilitlenmişse amaca, kalkar ve yeniden yürür. Onun diyalektiği budur. 

Coğrafyası gibi asiydi

Bir ömür özgürlük uğruna dimdik yürüyenler vardır. Baş eğmeyen, coğrafyası gibi asi, sarp ama bir o kadar sıcak ve kucaklayıcı olan. Evîn Goyî (Emine Kara) de böyle bir coğrafyanın kızıdır. 

1974’te Şirnex’in (Şırnak) Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Hilal Köyün’de dünyaya gelen Evin, Botan’da bulunan en büyük aşiretlerden biri olan Goyî Aşireti’nin bir üyesidir. Goyî Aşireti de Botan’da bulunan pek çok aşiret gibi savaşçı, cesur ve kahramanlarla doludur. Binlerce yıl Kurdistan’a yapılan saldırılara başkaldırmış, varlığını koruyabilmek için dağlara sırt vermiştir. Evîn de böyle bir aşiret, kültür ve coğrafyada doğmanın getirdiği özelliklere sahiptir. Botan’ın doğal kültürüyle büyümüş, cesur, emekçi, toprak ve özgürlük bilinciyle yoğrulmuş, güçlü bir kadındır.

1988’de özgürlük mücadelesine atılır

Bir de bu coğrafyanın kaderi vardır. Binlerce yıllık zulme Türk devletinin de zulmü eklenmiştir. Bir asrılık asimilasyon politikasına saldırılar da eklenince Kürt’e direnmekten başka bir çare kalmamıştır. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Kurdistan’ın en ücra köşelerine, araba yolunun dahi olmadığı dağlara, Türk devleti askeri saldırıları bulunmuş, saldırıların ağırlaştıkça Kurdistan Özgürlük Hareketi’ne de katılım artmıştır. 1988 yılında zulmün ağırlaştığı, işkencenin katmerleştiği Botan’da Evîn Goyî de daha çocuk yaşta mücadeleye atılır. 

Evîn Goyî

Adını Evîn koyar

Özgürlük saflarına katıldığı an ülkesine olan aşkı dolayısıyla adını Evîn (Aşk) koyar. Aşkı olan ülkesi için adım adım, dağ dağ mücadele eder. Özgürlük Hareketi’nde kadın mücadelesinin gelişim seyriyle paralel o da büyür. Rêber Apo’nun özgürlük felsefesini, ideolojisini edindikçe mücadeleye, devrime daha çok sarılır. Çünkü o doğup büyüdüğü köyün Türk askerlerince yağmalanmasına, işgaline, yakılmasına tanık olur. Halkının vahşice katledilmesine, göçertilmesine, kendi ülkesinde mültecileşmesine şahitlik eder. Bu hırs ve intikam duygusu ve inancıyla dağlarda direnir. 

Reqa’da DAİŞ’a karşı savaşır

Botan’ın Herekol’undan Zagroslara, ülkesinin her parçasında mücadele eder. Yüreği ve bilinciyle, cesaretiyle Türk sömürgeciliğine karşı dimdik, taviz vermeden direnir. Sadece Türk devletine karşı değil, Ortadoğu’ya salınan ve dünyanın başına bela olan tüm halkların, toplumların düşmanı DAİŞ’a karşı Reqa’da savaşır. DAİŞ’a karşı savaşta yaralanan Evîn Goyî, tedavi olmak için geldiği Fransa’da 23 Aralık 2022’de  Türk devletinin organize ettiği ve tetikçi olarak kullandığı  William M. tarafından iki Kürt yurtseveri Mir Perwer ve Abdurrahman Kızıl ile birlikte katledilir. Evîn Goyî katledildiğinde KCK Yürütme Konseyi Üyesi ve YPJ Genel Komutanlık üyeliği görevini sürdürüyordu.

Halkı için adalet arıyordu

Evîn katledildiği gün 9 Ocak 2013 yılında Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i anmak, Fransız hükümetinden katliamın üzerindeki sis perdesini aralamak amacıyla Ahmet Kaya Kürt Kültür Derneğinde çalışma yürütüyordu. O yoldaşlarının hakkını, Kürt halkına adalet arıyordu. Fransa devleti ilticasını reddetmesine rağmen hiçbir kaygı duymadan halkının haklı mücadelesi için çabalıyordu. 

PAJK: Hedef Kürt kadın hareketidir

2. Paris Katliamı’nın ardından açıklama yapan Kürdistan Özgür Kadın Hareketi PAJK, Evîn Goyî’yi ve katledilen sanatçı Mir Perwer ve Kürt yurtsever Abdurrahman Kızıl şu sözlerle anıyordu: “Kürt kadın devrimci Evin Goyi yoldaş şahsında Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketimiz hedeflenmiştir. Evin yoldaş, Kürdistan’ın tüm mücadele alanlarında otuz yıla dayanan devrimci bir katılımla özgürlüğün militanlığını, mücadelenin öncülüğünü yaptı. Yurtsever Botan halkının yiğit kadınlarının özünü devrimci kimliğiyle bütünleştiren Evin Goyi yoldaş, faşist Türk devletinin soykırım, asilimasyon ve imha siyasetine karşı Botan’ın dinmeyen öfkesidir, Kürt halkının özgürlük meşalesidir. Tüm Kürdistanlılar şehitlerin izinde dün olduğu gibi bugün de ayaktadır. Avrupa’da önemli bir role ve mücadele kapasitesine, birikimine sahip öncülük misyonunu yerine getiren Avrupa Kadın Hareketi ve Kurdistan Kadın Hareketimiz, halkımız Evin Goyilerin şahsında tüm şehitlere mücadeleyi büyüterek her anı faşizmle hesaplaşarak sahip çıkmaktadır. Değerli Kürt halkının, özgürlükçü kadınların, yurtsever Kurdistan gençliğinin, dostların, demokrasi gönüllülerinin onurlu tutumunu saygıyla selamlıyoruz. Kürt sanatçı Mir Perwer’i ve Abdurahman Kızıl’ı unutmayacağız.”

Gözleri yüreğinin aynasıydı

Evîn güleç yüzlüydü. Onu gören herkesin aklında kalan en belirgin yanıydı güleç yüzü. Gülerken insanı ısıtan, yüreğiyle sarıp sarmalayan bakışlara sahipti. Gözleri yüreğinin aynasıydı. Sevinci, hüznü, özlemi, acısı, kederi, neşesi, coşkusu gözlerine yansırdı. Pozitif bir enerjiye sahipti, onda çözümsüzlük yoktu. En kötü anlarda bile bilge bir kadının edasıyla yol alırdı. Konuşmak gerekmedikçe söz söylemezdi. Dinlerdi, herkesi dinlerdi. Çocukla çocuktu, yaşalıyla yaşlı… Savaşta, mücadelede, toplumsal ilişkilerde deneyimi bir derya gibiydi. 

O dağlarda bir kadın gerilla, ovada DAİŞ’a karşı bir YPJ savaşçısı, şehirde bir direnişçiydi. Botan gibi asi, Botan gibi cesur ve Botan gibi baş eğmeyen bir kadındı. Dik başlıydı, inatçıydı. Elinden tuttumu asla bırakmazdı… Kürt halkının özgürlük mücadelesine de böyle tutunmuştu. Yaşamı boyunca halkının özgürlüğü için aşkla, inançla mücadele etti. 34 yıllık özgürlük mücadelesine nasıl başlaydıysa aynı heyecan ve coşkuyla tamamladı. Ondan geriye kalan bir halkın özgürlük mücadelesini yolun sonuna taşımak…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.