Babamın ölmesini mi bekliyorsunuz?

Cemal Tanhan ve Ayşe Tanhan

Cemal Tanhan ve Ayşe Tanhan

  • 29 yıldır cezaevinde bulunan ağır hasta tutsak Cemal Tanhan’ın durumunun kötü olduğunu söyleyen kızı Ayşe Tanhan, “Bizim sesimiz babam öldüğünde mi duyulacak?” diye seslendi. 

İzmir'in Konak ilçesine bağlı Çimentepe Mahallesi'nde 1994’te gözaltına alınıp tutuklanan, ağır işkencelere maruz kalan 68 yaşındaki ağır hasta tutsak Cemal Tanhan’ın sağlık durumu kötüye gidiyor. Sırasıyla İzmir Buca, Nazilli, Giresun, Buca Kırıklar cezaevlerinde kalan Tanhan, son 17 yıldır Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyordu. 23 Ekim’de felç geçirmesi üzerine önce İzzet Baysal Devlet Hastanesi’ne, ardından 27 Ekim’de Eskişehir Şehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’ne sevk edilen ağır hasta tutsak Cemal Tanhan için Adli Tıp Kurumu (ATK) 2 Şubat’ta “Cezaevinde kalabilir” raporu vermişti.

Cezaevini arayarak öğrendiler  

Durumu gittikçe ağırlaşan Tanhan durumuna dair JINNEWS’e konuşan kızı Ayşe Tanhan, şunları söyledi: “Sağlık problemleri çok çıktı. 2022’de babama, ciğerlerinde kitle, kalp kapakçığında kayma, karaciğer ve dalak olduğundan daha büyük, safra kesesi kalınlaşması teşhisleri konuldu. Ama raporlarında babam herhangi bir inceleme, biyopsi ve patoloji için bir takip hastası olmadı. Babam son bir senedir hemen hemen 30 kilo kaybetti. İki hafta önce konuştuğumuzda mutlaka arayacağım, dedi, hastaneye düştü. Durumu kötü diye ben iki günde bir cezaevini arıyorum, onlardan öğrendik hastaneye gittiğini. Aslında telefon numaralarımız mevcut. Biz aramasak bize söylemiyorlar. Özellikle yaşlanmış siyasi tutukluların böyle haklarının olması lazım. Yoğun bakıma alınmış, başka bir türlü görüyor herhalde devlet. Ben babamın durumunu cezaevinden öğrenen biriyim. Benim babam üç gündür yoğun bakımda, bizim haberimiz yok.”

Vücudunu enfeksiyon kaplamış

Bolu’daki hastanelerin yetersiz olması sebebiyle babasının Eskişehir Şehir Hastanesi’ne sevkinin çıktığını dile getiren Tanhan, Eskişehir’de bulunan hastanenin de tam kapasiteli olmadığını belirterek, “Daha yakın Ankara vardı. Babam zaten yoğun bakımda. Yüzde 90 vücudunda enfeksiyon görülmüş ve Ankara Bolu’ya çok yakın. Babamı Eskişehir’e götürmeleri mantıklı değil. Ankara’da daha kapsamlı hastaneler var. Bu da bir soru işareti. Ablam ve annem avukatlar aracılığıyla savcılıktan izin alarak babamı 25 dakika görmüşler. Doktor durumunun çok kötü olduğunu söylemiş. Bizim sesimiz babam öldüğünde mi duyulacak? Bunu mu istiyorlar?” şeklinde konuştu.

ATK dilekçelere cevap vermiyor

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) birçok kez Adli Tıp Kurumu’na (ATK), savcılıklara dilekçe gönderdiğini kaydeden Tanhan, bu dilekçelerin cevapsız kaldığını söyleyerek, şöyle devam etti: “Biz Adli Tıp Kurumu’ndan cevap alamıyoruz. Adli Tıp Kurumu bize kapısını kapatmış sanki. Artık HEDEP (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) milletvekilleri babamın raporlarını alıp kendileri Adli Tıp Kurumu’na veriyor. Artık bir cevap versinler. Biz sesimizi bir senedir duyuramadık.”

ATK’nin sessizliğinin tutsaklara “ölün” demek olduğunu vurgulayan Tanhan, şunları ekledi: “Ben babamın ölmesini istemiyorum. Bizim sesimizi duysunlar artık. Babam dört ay sadece kan numunesi bekledi. Dört ay kan numunesi bekleyen ağır bir hasta, devletin gözünde ne olabilir? Benim şu an istediğim tek şey, babamın ölmemesi. Çok acil bir şekilde tahliyesini istiyorum. Yani burada biz elimizden geleni yapalım.” İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.