Bahçeli hala fethetmekle meşgul

Forum Haberleri —

❏

  • Bu insanlık düşmanı, halkların katilleriyle hak ettikleri dilden konuşmak gerekiyor. Onlar nasıl ki, Kürtleri yok etmek istiyorlarsa Kürtler de var olmak için ne gerekiyorsa yapma hakkına sahipler.

ZEKİ AKIL

Faşist Erdoğan ve başına kayyım olarak atanan Bahçeli ‘’Malazgirt Zaferi’’ni kutlamaya gitmişler. Halk yokluk ve zorluklar içinde onlar ise hamaset ve ırkçı söylemlerle nurlu ufuklara doğru yelken açıyorlardı! 

Erdoğan öncülüğündeki faşist rejim “tek millet ve tek devlet’’ projesinin eksik kalan kısmını tamamlamakla uğraşıyor. Yani yarım kalmış Kürt soykırımını tamamlayacaklar.

Cumhuriyeti kurmada en büyük desteği Kürtlerden aldılar. Ancak Ankara’yı yönetenler 1920’den başlayarak günümüze kadar Kürtleri soykırım kıskacına almış, tarihten silmekle meşguller. Bu devleti yönetenlerin zihinlerinde ve planlarında bir değişiklik olmadı.

Bahçeli faşisti tarihte hiç “işgalci ve istilacı olmadıklarını, fetihçi olduklarını’’ anlatıyor. Dünyada sömürge imparatorlukları kuran İngilizler dahil kimse günümüzde ‘’fetihçi’’ olduğuyla övünmüyor. Ruhu kurumuş, vicdanı kararmış, gözü dönmüş Bahçeli ‘’Malazgirt Zaferi’’yle bir yurt elde ettiklerini söylüyor. 

Fethettiniz, tamam. Kalın, yaşayın. Ama bu toprakların sahibi, yerleşik halkına da bari var olma, yaşama hakkını tanıyın. 

Ermenileri, Karadeniz Rumlarını, Asurileri soykırımdan geçirdiniz. Hiç olmasa yüz yıldır yok etmek istediğiniz Kürtlere var olma, yaşama olanağı verin. Kürtler ‘sizi yok edeceğiz, Orta Asya’ya süreceğiz’, demiyorlar. ‘Demokratik bir Türkiye’de birlikte yaşayalım’, diyorlar.

Fethetmeyi Bahçeli çok seviyor. Bunun bilimsel olarak işgal ve istiladan farkını anlatsaydı da dünya yeni bir şeyler öğrenseydi! 

Libya’dan Yemen’e, oralardan Balkanlar’a kadar fethetmiştiniz. Niye oralardan kovuldunuz? Osmanlı yıkılıp giderken elinizde ancak bugünkü Türkiye kaldı. Onu da Lozan’da Kürdistan’ın büyük kısmını size peşkeş çeken İngiltere ve Fransa sayesinde elde tutabildiniz. Kürdistan’ı elde tutmakla yetinmediniz. Yüz yıldır onları tarihten silmeye çalışıyorsunuz. Gelip kutlama yaptığınız Malazgirt savaşını da Kürtlerin desteği, onlarla kurulan ittifak sayesinde kazandınız. Cumhuriyeti de onlar sayesinde kurdunuz. Kürtlere karşılık olarak da soykırımı ve inkarı layık gördünüz. 

Faşizmin güçten anladığını sürekli vurgulamaya çalışıyoruz. Ayrıca Osmanlı’da da kılıçla alma ve kılıçla kovulma kültürü de dikkat çekicidir. İşgal ettiği hiçbir ülke halkıyla barışarak, anlaşarak çekilmemiştir. Kılıçla geldiği gibi kılıçla gitmiştir. 

Bahçeli ve Erdoğan Kürtleri yer yüzünden silmede sırt sırta vermişlerdir. Erdoğan bir zamanlar onlardan kafatasçı, kandan beslenenler olarak hitap ediyordu. Şimdi ise Kürtleri her tarafta hedef almışlar ve ne kadar çok Kürt öldürdükleriyle övünüyorlar.

Bir zamanlar Dersim katliamını haber yapan gazeteleri ‘’Kutu deresi cesetlerle dolu’’ diye başarı ve zaferleri manşete çıkarıyorlardı.

Görüldüğü gibi kafa aynı kafa, icraat aynı icraat. Dünya değişti ama bu ırkçı ve soykırımcı kafa ve düşmanlık değişmedi.

Bahçeli, ‘Afganistan’dan da asker çekmeyelim’, diyordu. Erdoğan ABD’ye yaltaklanmak ve kendisini iktidarda tutmak için “Kabil hava alanında güvenliği biz sağlayalım” vb. diyordu. Bahçeli’de Asya’ya ayak basmış fatihler gibi, ‘oradan çıkmayalım’, diye sağı solu fırçalıyordu. Çünkü içeride bazı muhalif partiler ‘Taliban’a fazla bulaşmayalım, askerimiz hedef olmasın, çekilelim’, demişti.

Türkçü geçinmekte kimseye sıra vermeyen Bahçeli kendi ülkesinin gençlerini rahatlıkla tehlikeye atacak bir tıynette olduğunu da gösteriyordu.

Onu tıpkı Moğollar gibi Cizre ve Nusaybin’de yaptıkları ve söyledikleriyle tanıyoruz. ‘Taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmayacak’ diyordu. Sonunda Afganistan’dan tıpış tıpış çıktılar. Hem de hızlı bir çıkış yaptılar ve bunu da başarıyla gerçekleştirdiklerini duyurdular!

Bu faşistlerin güçten anladıklarının en iyi örneğini biz kez daha görmüş olduk. Kabil’de kalmada pabucun pahalı olduğunu gördüler. Erdoğan felaketlerden ve krizlerden yaralanmaya, fırsatçılık yapmaya alışmış. Ama Afganistan’da bu etapta işler istediği gibi gitmedi. İhvancılar Ortadoğu’da büyük oranda güç yitirdiler. Erdoğan şimdi Taliban’a mavi boncuk dağıtmaya çalışıyor. Ama iş Kürtlere geldi mi, tam bir Hitler olup çıkıyor. DAİŞ, El Kaide dahil bütün güçlerle Kürtlere karşı ittifak kurdu. Taliban’ı da buna dahil etmeye çalışacak.

Şengal’de DAİŞ kırımından kurtulmuş Êzîdîleri şimdi kendisi bombalıyor ve kalanları da göçe zorluyor. Dünyanın gözü önünde Şengal’de hastane vuracak kadar pervasızlar. Güney Kürdistan sürekli bombalanıyor. Dünya kör ve sağır. Ne gören ne de duyan var! ABD, Rusya, BM, AB ve Arap Birliği dahil kimse bu suçlara ve başka bir ülkenin topraklarını bombalayıp, işgaline ses çıkarmıyor.

Türk devleti Efrîn, Serêkaniyé gibi bölgeleri işgal etmiş. Savaş suçları işliyor. Etnik temizlik yapıyor. Köyler ve yerleşim merkezleri karadan ve havadan saldırı altında. Ancak bunları da ne gören var ne duyan.

Anlaşıldığı kadarıyla bu dünyada Kürtler olmasa da olur anlayışındalar. Halklar yok olmuş, soykırım uygulanmış, dert değil. Yeter ki, egemenlerin çıkarları zarar görmesin. İşte Bahçeli gibi faşistler bundan cesaret alarak fetihçilik edebiyatı yapıyorlar. Başka halklara bu topraklarda yaşam hakkı tanımıyorlar.

Bu insanlık düşmanı, halkların katilleriyle hak ettikleri dilden konuşmak gerekiyor. Onlar nasıl ki, Kürtleri yok etmek istiyorlarsa Kürtler de var olmak için ne gerekiyorsa yapma hakkına sahipler.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.