Barış eyleminin KPD’yi netleştiren anatomisi
Forum Haberleri —
- KDP, Kürt halkının özgürlük davasını TC’nin sahte tezleri doğrultusunda terörize etmeyi amaçlıyor. KDP her alanda TC için mandacılık rolü doğrultusunda diplomasi adı altında kirli ilişkileri organize ediyor.
SERDEM AMED
Küresel kapitalist finans güçlerinin Ortadoğu çıkarları eksenli KDP kurgulanışının arka planını, misyonunu ve biçilen rolü iyi bilmek gerekiyor. Ortadoğu statükosunun Kürt ayağını El-Fetih-Hamas ikileminde çözümlemek önem kazanıyor. Hamas kurgulanışı neyse KDP kurgulanışı da benzerdir. KDP'yi destekleyenler onu ekonomik, sosyal, siyasal ve diplomatik bir meşruiyet modeli olarak piyasaya sürdüler.
Uluslarası Barış İnsiyatifi aktivistlerinin Güney Kürdistan’daki TC işgaline karşı Hewlêr’de yapmak istediği basın açıklamasını TC’nin suç ortağı KDP şiddet kullanarak izin vermedi. Bu barışçıl eylem salt KDP’nin maskesini düşürmekle kalmadı, uluslararası bir tasfiye konseptinin varlığını da ispatlamış oldu.
KDP’nin barış girişimine yönelik tavrı, bir yandan sivil katliamlar ve işgale karşı PKK’nin tüm açıklamalarını doğrularken, öte yandan ise, hem KDP’nin, Kürt soykırım konseptindeki rolünü ve hem de Kürt toplumuna dönük soykırım politikalarının uluslarası boyutunu şüphe götürmez bir şekilde açığa çıkarıp KDP ve TC ortaklığının salt ekonomik olmadığı, aynı zamanda askeri bir mandacılığın Başûr’da kabul edildiğini ortaya koydu.
KDP'nin gözleri kara, yüreği Kürt halkına ve zihni özgürlük davasına kapalıdır. Kürt ulusal birliği umrunda değil ve Erdoğan ile ailesel çıkarları onun kabesidir. KDP'nin sahte "Kürtçülük" ve "bağımsız Kürdistan" söyleminin bir aldatmaca olduğunu çok net bir şekilde tekrar görmüş olduk!
PKK’ye yüklenmeye çalışılan “Kürtlere karşı savaşıyorlar- dış güçlerle ilişkililer” tezleri de kökten çökmüştür! Esasında Kürt halkına karşı savaşanın KDP ve uzantılı yapıların olduğu aşikardır. Kürtlere karşı savaşanların TC’nin kontraları olduğu bir kez daha açığa çıkmış oldu. Yine TC mandacılığını kabul ederek tüm Kürdistan kazanımlarını tehlikeye atan KDP’dir. KDP, Efrîn talanında ve işgalinde nasıl bir role sahipse, Behdînan ağaçlarını ve coğrafyasının TC’ye peşkeş çekilmesinde de aynı role sahiptir ve Türk faşizminin Kürdistan’da yapmaya çalıştığı soykırımı ve işgali meşrulaştırmaya yönelik diplomatik desteğini de ortaya koymuş, PKK'nin tasfiyesi için TC faşizmine finansman sağlayan perde arkasındaki asıl güç olduğunu da göstermiştir, bu pratiği ile.
Özcesi uluslararası barış eyleminin derinlikli anatomisi, NATO’nun da aktif desteği ile çok boyutlu bir Kürt tasfiye konseptini bir kez daha ortaya koydu. Bundan sonra gelişebilecek her türlü olayın nedeninin KDP ve TC’nin bu kirli işbirliği olduğu da teyit edilmiş oldu. Provokasyon ve manipülasyon aracı Güney Kürdistan’daki basının suç ortaklığıda bu barışçıl girişimle belgelenmiş oldu.
TC faşizmi ile işbirliği içinde olan KDP kendisini Kürt halkının yasal sahibi göstererek PKK’nin tasfiyesini istiyor. Geçmişte de Washington toplantısında Kürt Halk Önderi Öcalan’ın yok edilmesini isteyen güçlerden bir yine aynı KDP idi. KDP, Kürt halkının özgürlük davasını TC’nin sahte tezleri doğrultusunda terörize etmeyi amaçlıyor. KDP her alanda TC için mandacılık rolü doğrultusunda diplomasi adı altında kirli ilişkileri organize ediyor. TC’nin Kıbrıs’da açığa çıkan mafya-kumar-cinayet organizasyonunun yeni merkezini Güney Kürdistan yapmak istiyor.
Kürt özgürlük seçeneğinin yarattığı onurlu bir barış fırsatını bu tarihsel işbirlikçilik dinamitliyor. Aslında TC, küresel işbirlikçilik rolüne uygun davranıyor. Sömürgecilik emellerinin yanı sıra önüne konulan kirli rolü de oynuyor. Erdoğan, NATO zirvesinde Kürt soykırım konseptine destek almak için adeta herkese yalvardı. Afganistan, İran için ordusunu ve çetelerini paralı bir lejoner olarak kullandırma sözü verdi. Basına yansıdığı kadarıyla da tek şartı, her zaman olduğu gibi PKK ve YPG'nin tasfiyesi. Kürt’e hergün kükreyen Erdoğan, küresel efendileri karşısında ise sahte kabadayılık rollerine bürünmüştür. Son NATO zirvesi gösterdiki Türk devletinin Kürt soykırım konseptinin arkasındaki asıl güçler “TC’nin hassasiyetlerini Kürt’ün ölümünü jest olarak görmemezlikten gelen bu küresel güçlerdir!"
Barış ve Özgürlük Delegasyonu, Alman devletinin ve KDP’nin yaklaşımlarını kabul etmediklerini belirtirken, Defend Kurdistan (Kürdistan'ı Savun) oluşumunun ortaya koyduğu onurlu duruş yeni sürecin de nasıl olması gerektiğini de göstermiştir. Bu hayati sürecin dili kesintisiz eylemselliktir.