Başika’ya saldırıların anlattıkları
Meral ÇİÇEK yazdı —
- Başika, Musul ile Êzîdî Mîr’inin makamının bulunduğu Şêxan arasında yer alan bir kasabadır. Musul ovasının kalbindeki bu bölge ağırlıkta Êzîdîlerle Süryanilerin yaşadığı bir yerdir.
Seçimlerin üzerinden 3 ayı aşkın zamanın geçtiği Irak’ta hükümetin kurulmasını dört gözle bekleyen güçlerden biri de Türkiye’dir. Irak sahası TC açısından hem anti-Kürt çizgisi, hem Neo-Osmanlı politikaları hem de bölgede etkin aktör olma emellerinden ötürü büyük önem arz ediyor. Ancak izlediği bu politikasının bazı kesimlerde ciddi rahatsızlık yarattığını, son dönemde Başika’daki TC üssüne yönelik artan saldırılardan da okumak mümkündür.
Başika, Musul ile Êzîdî Mîr’inin makamının bulunduğu Şêxan arasında yer alan bir kasabadır. Musul ovasının kalbindeki bu bölge ağırlıkta Êzîdîlerle Süryanilerin yaşadığı bir yerdir. Ağustos 2014’te burayı işgal edip Êzîdîlere soykırım uygulayan DAİŞ, 2016’nın sonuna kadar Başika’yı kontrol etti.
TC, Aralık 2015’te bu kasabaya bağlı Zelikan kampında üs kurduğunda, dönemin Irak hükümetindeki boşluklar ve zayıflıklardan faydalandı. Zira Başika, Bağdat’a bağlı olmasına rağmen Türk ordusu Irak hükümetinden onay almadan, KDP ve Sünni olan eski Musul valisi Esil Nuceyfi ile işbirliği temelinde bu üssünü kurdu. Dönemin Irak hükümet temsilcilerinin anında ‘istila’ olarak isimlendirdikleri TC’nin bu adımını kınayıp derhal güçlerini çekmesini istemeleri bundandı. Tepkiler karşısında TC, üssün DAİŞ’le mücadele kapsamında eğitim amaçlı açıldığını ileri sürdü. Ancak Uluslararası Koalisyon tarafından bunu teyit edecek herhangi bir açıklama yapılmadı. Hatta Koalisyon temsilcileri, hala da yasal olmayan bu işgal üssüne karşı çıkmadıklarına göre TC’nin bölgedeki askeri varlığı belli ki işlerine geliyordur. Ki TC’nin güya Pêşmerge güçlerini DAİŞ’le mücadele kapsamında eğitmek amacıyla kurduğu üs, bölgenin DAİŞ’ten temizlenmesi üzerinden 5 yıl geçmiş olmasına rağmen hala duruyor. Demek ki mesele DAİŞ’le mücadele ve askeri eğitim değil.
Birinci neden, Şengal’deki Êzîdîlerin demokratik öz yönetimlerini inşa çalışmalarını sekteye uğratma amacı. Başika’da üslenmeye KDP desteğinin arkasında bu husus yatıyor. Diğer neden ise, TC’nin özellikle Musul ve Kerkük’e yönelik işgalci emelleri ve bu bağlamda Şii etkisini kırma amacı. Nuceyfi şahsında Sünni desteğinin sebebi de budur.
Ancak TC’nin giderek daha fazla bölgeye yerleşme çabaları Irak’taki çelişki ve çatışmaları derinleştiren bir politikadır. Bunun en somut göstergesi, son dönemde artan Başika’ya yönelik füze saldırılarıdır. İşgalci TC’nin bu üssü ilk olarak Nisan 2021’de saldırıya uğradı. Sonra 12 Ağustos, 7 Kasım ve 19 Kasım tarihlerinde de füzeli saldırılar düzenlendi. Saldırıları üstlenen olmadı ancak ilk saldırıdan önce Esayip Ehli Hak lideri Kays Gazali bir röportajında, "Erdoğan Başika’ya girdi ve çıkmadı. Eğer Sinjar ve Tel Afer’e girip çıkmayı kabul etmezse (…) Bu ABD’nin varlığından daha tehlikelidir" diye konuşmuştu. 7 Kasım’daki saldırıdan hemen önce, Suriye de aktif olan Iraklı Şii milis grubu Nuceba Hareketi Bağdat’a, neden TC ordusunun ülkedeki varlığına son vermediğini sordu.
7 aylık bir süre içinde 4 füze saldırısı sınırlı bir taciz olarak ele alınabilir. Ancak son bir ayda Başika’daki TC üssüne yönelik füzeli saldırılarda dikkat çekici bir yoğunlukta artış söz konusudur. 26 Aralık, 2 Ocak ve 15 Ocak’ta Başika’ya katyuşalar fırlatıldı. Son saldırıya eş zamanlı olarak, daha önce ABD koalisyon güçlerinin konuşlandığı Balad Hava Üssüne de bombalı dronlarla saldırı düzenlendi. Yine son birkaç gündür Bağdat’ta üst üste dikkat çekici saldırılar yaşandı. 9 Ocak’taki ilk parlamento oturumundan sonra KDP’nin yanı sıra Türkiye ve Katar’a yakınlığı ile bilinen Sünni işadamı Hamis el Hançer’ın başındaki Azim İttifakı ve Irak Temsilciler Meclisi Başkanlığına yeniden seçilen Sünni Muhammed Helbusi’nin yönettiği Takaddum Hareketi binalarında bombalar patladı. Kürtlere ait Cihan ve Kürdistan Bankası Bağdat merkezleri de bombalı saldırıya uğratıldı. Takaddum Hareketi’nden milletvekili seçilen eski Musul valisi vekili Abdulkerim Ceburi ve Bağdat’taki KDP sözcüsü Mehdi Abdulkerim Feyli, ayrı ayrı suikast girişimlerinden kurtuldular. Son olarak da ABD’nin büyükelçilik binasına füzeli saldırı düzenlendi.
Kendisine yönelik füze saldırılarına ilişkin açıklama yapmayıp üç maymunu oynayan TC, Bağdat’ta üst üste patlayan bombalara ilişkin ise Dış İşleri Bakanlığı adına ‘endişeli’ bir açıklama yaptı. Hem bu açıklama hem de Başika’ya yönelik artan saldırılar karşısındaki sessizlik hali Irak’taki gidişatın TC için endişe yarattığını gösteriyor. Dış güçlerin de politikaları sonucu çelişki ve çatışma zemininin kalınlaştığı Irak’ta belli ki sular durulmayacak...