Bedlîs’te yerel kayyum

• DEM Parti Milletvekili Kamuran Tanhan, Bedlîs’te yaptıkları itirazların reddedilmemesini "yargı eliyle darbe" olarak nitelendirdi. Tanhan, halkın iradesinin, devlet güçleri ve yargı eliyle yerel bir kayyuma teslim edildiğini söyledi.

Asker ve polislerin seçmen olarak taşındığı Bedlîs merkezde AKP’ye 8 bin 900, DEM Parti’ye 8 bin 702 oy kaydedildi. İtiraz sürecinde mazbatalarının verilmemesi gerekirken, itiraz süreci devam ettiği halde mazbata AKP adayı Nesrullah Tanğlay'a verildi. DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Kamuran Tanhan, AKP’nin Kurdistan’da bazı yerleri özel olarak seçtiğine dikkati çekti. Tanhan, “Bunlar en başında taşımalı asker ve polislerin getirtilmesi oldu. Ardından bunların üzerinden neticeye gidilmesi ve seçimlerin gasp edilmesi düşünüldü. Aslında kayyum rejiminin farklı bir versiyonu uygulanmaya çalışıldı. Kısmen de AKP eliyle bu başarıldı” dedi. 

Erdoğan’ın talimatı

Seçim öncesinde AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Bedlîs ziyaretine değinen Tanhan, “Erdoğan, buraya yaptığı bir ziyarette, ‘Burayı istiyorum’ demişti. Açık açık tehditte bulunmuştu. Hem kendi partililerini hem de halkı tehdit etmişti. Buraya özel bir önem atfetti. Dolayısıyla bu talimatı alan polisler, askerler öncelikle sandık başında taşıma seçmenlerle halkın iradesini gasp etmeye çalıştı. İlk seçim günü bu başarılı olamayınca bu sefer ikinci aşamaya geçildi ve sandık başındaki üyelerimiz tehdit edildi. İradeleri gasp edildi, sandıklardan uzaklaştırılmaya çalışıldı. Bir diğeri de halkımızı sandıktan uzaklaştırmaya çalıştılar. O yüzden seçim çalışmaları devam ederken, erken bir kutlama yapıldı. Şehirdeki billboardlara da astılar ‘Biz kazandık’ pankartlarını. Devam eden bir süreçti. Dolayısıyla burada da halka örtülü bir tehdit vardı” diye konuştu. 

Usulsüzlükler kabul ediliyor

İtiraz sürecine de değinen Tanhan, İl Seçim Kurulu’nun yargı eliyle “darbe” niteliğinde kararlar verdiğini belirtti. Tanhan, şöyle devam etti: “Bugün ise yargı eliyle yapılan bir darbe niteliğindeki karardı. Kararı incelediğimizde açıkçası hukuki bir niteleme yapmamız mümkün değil. Kararın kendisinde ‘seçim sonuçlarını etkileyebilecek düzeyde usulsüzlüklerin olmadığı’ gibi bir ibare geçmiş. Dolayısıyla usulsüzlüklerin olduğunu kabul etmiş ama bu düzeyin seçim sonuçlarını etkilemeyeceği belirtilmiş. Bir diğer çelişki de hiç inceleme yapılmadan böyle bir saptamaya varılmış olmasıdır. Dolayısıyla aslında iktidar da yargı da kolluk da biliyor bir seçim hilesi, bir irade gaspı durumu var. Ne yazık ki onlara göre talimat büyük yerden. Büyük yerden olduğu için de halkın iradesini bugün yerel bir kayyuma teslim edildi diyebiliriz.” BİTLİS