Belediyeleri halk denetleyecek

Kübra Aktı ve Mukaddes Karakoç

Kübra Aktı ve Mukaddes Karakoç

  • Belediyelerin asli görevlerinin yanı sıra halkın yaşadığı yeri yönetmesinin alanı olarak gördüklerini belirten Payîzava Belediyesi Eşbaşkanı Mukaddes Karakoç, şunları söyledi: “Belediye eşbaşkanları halk tarafından seçilir; halkın üstünde değil. Bir ayrıcalıkları da olamaz.”
  • Belediyeleri bürokratik bir kurum olmaktan çıkarıp hizmete koşturacaklarını kaydeden Westan Belediyesi Eşbaşkanı Kübra Aktı ise “Yöneticilik bir görevdir. Halk görev verdi ve denetimine açığız. Halkçılık misyonunu yerine getirmemek, halka karşı suç işlemektir” diye konuştu.

HAVAR DERYA / WAN

Payîzava Belediyesi Eşbaşkanı Mukaddes Karakoç, yöntemi halkla birlikte belirlemeyi, en uygun olanı birlikte hayata geçirmeyi planladıklarını, belli periyotlarla halk toplantıları düzenlenerek belediyenin işleyişine, varsa hata ve yanlışlıklara, sorunların çözümlerine dair öneri ve kararlara ulaşacaklarını söyledi. Westan Belediyesi Eşbaşkanı Kübra Aktı da belediye meclisinde tartışılan birçok konuyu halk toplantılarında da tartışarak bir plan koymayı ve bunu en doğru şekilde uygulamayı düşündüklerini belirtti.

Yerel yönetimlerin belirlendiği ve Cumhur İttifakı’nın yenilgisiyle tarihe geçen 31 Mart seçimleri birçok kesim tarafından tartışılmaya devam ediyor. Batı’da “kent uzlaşısı”yla stratejik oy kullanarak seçimlerin sonucu belirleyen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Kurdistan kentlerinde ise taşınan polis ve askerlerle birden fazla oy kullanılması gibi usulsüzlüklere rağmen 3’ü büyükşehir, 7 il, 58 ilçe ve 10 belde olmak üzere 78 belediye kazanarak birçok kentte rekor oy aldı. Kuşkusuz bu yerlerin başında 14’e 14 yaparak rekor kıran Wan geliyor. Büyük kaybeden AKP iktidarının Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’a kurduğu “siyasi pusu”yla irade gaspı girişimi de halkın direnişiyle boşa düşürüldü. Wan’da DEM Parti tarafından 31 Mart seçimlerinde yeniden kazanılan Payîzava (Gürpınar) Belediyesi Eşbaşkanı Mukaddes Karakoç ve Westan (Gevaş) Belediyesi Eşbaşkanı Kübra Aktı ile seçim sonuçlarını, Türkiye ve Kurdistan’daki tabloyu, Wan direnişini ve halkçı belediyeciliği konuştuk.

AKP kaybetti, muhalefet kazandı

Yerel seçimleri değerlendiren Karakoç, çıkan sonuçların çok yönlü ele alınması gerektiğini ifade etti. Karakoç, “Ana muhalefet diye tabir ettiğimiz kesim, bugüne kadar Kürtlere karşı iktidarın adeta koltuk değneği görevini sürdürdüyse de gelen tehlikenin kendisini de vuracağını görmeye başladığı noktada tavır değişikliğine gitti. Bu, yerel seçimi etkileyen birinci husustu. İkincisi AKP tabanının, dağıtılan ranttan pay alamaması, dinsel yönelimlerinin kötüye kullanılmasını gibi sebeplerden sandığa gitmemesi gerçeğiydi. Tabii ekonomik krizin de büyük bir etkisi oldu. Üçüncü husus ise DEM Parti’ye oy veren kesimin faşizm karşısındaki motivasyonuydu. Bana göre bu üç husus birleşince hem Türkiye cephesinde hem de Kurdistan’da devletin her türlü imkanını kullanan AKP, belediyeleri kaybetti ve muhalefet kazandı. Bu sonucun ülkenin sosyolojisini, beklentilerini değiştireceğini düşünüyorum” dedi.

 

 

Kürtlerin de bir sabrı var

Wan direnişine de değinen Karakoç, şöyle devam etti: “AKP’nin taktiklerini görünce insanın nutku tutuluyor. Son ana kadar bekle; son beş dakikada aksi yönde karar al; yenildikten sonra da bu taktiği sahaya sür. Söz konusu Kürtler olunca istediğimi istediğim zaman yaparım şımarıklığı devreye giriyor. Kürtlerin de bir sabrı var. Bir yerde artık bıçak kemiğe dayanınca kimse onları durduramıyor. Biliyorsunuz Kobanê Direnişi de aynı şekilde başlamıştı. Anlaşılan ders çıkarmak istemeyecek kadar bir güç zehirlenmesi yaşıyor bu iktidar. Burada mesele sadece bir belediye değil elbette. Mesele, bir halkın tercihinin yok sayılması, umursanmaması. Mesele, haklarının gasp edilmesi meselesidir. Nitekim direnişi başarıyla sonuçlandırdılar.”

Halkın heyecanına ortak olduk

Payîzava Belediyesi’ni 2019 yerel seçimlerinde kaybettiklerini hatırlatan Karakoç, bunun sebebinin seçim hileleri ve parti gerçeğini halka yeteri kadar anlatılamaması olduğunu söyledi. Payîzava’nın mevcut iktidar anlayışıyla yönetilemeyecek kadar özgün bir ilçe olduğunu söyleyen Karakoç, şunları ifade etti: “Bu sefer Payîzava halkı, hem AKP’nin yönetim gerçeğini hem de şimdiye kadar nasıl aldatıldıklarını gördü. Payîzava halkı, inançlı bir halk. Bu kez inançlarının peşkeş çekilen rantların üzerini örtmesine izin vermediler. Kendilerini hem sosyal olarak hem de kültürel olarak doğru temelde temsil edebilecek olan DEM Parti adaylarını tercih ettiler. Seçimi kazandıran asıl nokta kendini doğru anlatman ve halkı ikna etmendir. Çaldığımız her kapıda halkın umut ve heyecanına ortak olduk. Sonuç olarak unutmamak gerekir ki; bu halk sınamasını da sonuç çıkarmasını da bilen bir halktır.”

 

 

Halkla birlikte yöneteceğiz

Son olarak halkçı belediyecilik anlayışlarına dikkat çeken Karakoç, şöyle konuştu: “Biz belediyeciliği sadece çöp toplama, yol yapımı vb. hususlar üzerinden ele almıyoruz. Bunlar elbette bir belediyenin asli görevleridir. Ancak biz halkın kendi yaşadığı yeri yönetmesinin gerekliliğine inanıyoruz. Bunu da belediye aracılığıyla yapacağız. Belediye eşbaşkanları halk tarafından seçilir; halkın üstü değillerdir. Bu anlamda bir ayrıcalıkları da olamaz. Yöntemi halkla birlikte belirlemeyi, en uygun olanı birlikte hayata geçirmeyi planlıyoruz. İlk etapta şu söylenebilir; temsilcilikler üzerinden mahalle ve köy sakinlerinin taleplerini projeye dönüştürebiliriz. Belli periyotlarla halk toplantıları düzenlenerek belediyenin işleyişine, varsa hata ve yanlışlıklara, sorunların çözümlerine dair öneriler alınıp halk ile birlikte bir kararlaşmaya gidilebilir.”

İktidarı cezalandırdılar

Westan Belediyesi Eşbaşkanı Kübra Aktı ise 31 Mart seçimlerini değerlendirerek, “Toplum gerçeğiyle ve onun ahlakıyla bütünleşmeyen her yükselişin bir duraklamadan sonra çöküşünün de olduğu unutulmamalı” dedi. Çöküş kavramına dikkat çeken Aktı, kendisinden başkasını düşman gören iktidarın sonunun hüsranla biteceğinin altını çizdi. Aktı, şöyle devam etti: “AKP iktidarının genel ve yerel seçimlerde manipülasyon ve düşman yaratma siyaseti üzerinden geliştirdiği iktidarda kalma süreci tıkandı. Halk olabildiğince yoksullaştırıldı, Türk-İslam çizgisinde olmayanlar ötekileştirilerek neredeyse vatan haini olarak damgalandı. Bütün bunlar, son tahlilde ekonomik kriz başta olmak üzere, siyaseten yapılan takiyyelerin de açığa çıkmasıyla son bulma noktasına doğru ilerliyor. Hem Türkiye ve hem de Kurdistan coğrafyasında şimdiye dek AKP taraftarlığı yapan taban, bu çelişkileri gördü ve sandığa gitmedi. Belki de yerel seçimlerde mevcut iktidarın tepetaklak gitmesinin önemli nedenlerinden biri bu oldu. AKP’ye oy veren Kürtler de benzer bir hissiyatla sandığa gitmediler. İktidarı adeta cezalandırdılar. Yine bütün baskılara ve yıldırma politikalarına karşı Kürtler, kendi partileri etrafında kenetlendi. Kendi dinamiklerini korudular ve bunu sandığa yansıttılar. Sonuç olarak Kürtler ve demokratik kamuoyu, uzun zamandır verdiği mücadelenin meyvelerini bu seçimde elde etti.”

 

 

Kürtler kayyumu boşa çıkardı

İktidarın kayyum politikalarını Kürtlere kanıksatmaya çalıştığını dile getiren Aktı, Kürtlerin bunu kabul etmediğini vurguladı. Aktı, Wan direnişine işaret ederek, şunları söyledi: “Bundan önceki son iki yerel seçimde kayyum atamalarıyla Kürtlerin hakları gasp edilince ve gasp ettikleri belediyelerden nemalanınca, bundan sonra da aynısını yaparız anlayışıyla hareket ettiler. Öyle ki, neredeyse Kürtlere bu durumu kanıksatmaya çalıştılar. Nitekim Wan’ın sadece büyükşehir belediyesine aday olan adayları değil, ilçe belediyelerine aday olanları da ‘Kazansam da kazanmasam da belediye başkanı benim’ gibi ifadeler kullandılar. Ancak Kürtler bunu kabul etmediler. Halkın, Wan’da gerçekleştirdiği direniş, bu ceberut anlayışın dayanılmaz boyutlara gelmesine yönelik bir tepkiydi. Sonuç itibarıyla bu direniş, hem toplumsal olarak hem de moral olarak kazandırdı. Wan halkı bu direnişi gerçekleştirip kendilerine yönelik hak gaspını boşa çıkarmamış olsaydı, değil sadece Kürt coğrafyasındaki belediyeler, iktidarın batıda alamadığı diğer belediyelere de kayyum atanması ya da farklı bir yöntemle ellerinden alınması içten bile değildi. Bu anlamda Türkiye’deki bütün halkların aslında Kürtlere bir minnet borcu var.”

Öz eleştiri yapmamız gerekir

Westan’ın sistemin en çok yoğunlaştığı ilçelerden biri olduğunu ifade eden Aktı, daha önce seçimleri az bir farkla kaybettiklerini hatırlattı. Westan’ın doğal güzelliklerinin yanında turist çeken bir yer olduğunu söyleyen Aktı, kayyumun bu güzelliklerin açığa çıkması, halkın faydasına sunulmasından çok belirli kesimlerin rantına kurban ettiğini söyledi. Aktı, “Wan’da herkes, Westan için ‘Buralar batıda olsaydı, dünyanın her tarafından insanın gelip göreceği yerler olurdu’ der. Gerçekten de öyle. Ancak partimiz üzerinden kara propagandalar yaparak kendi rantlarını örtmek isteyen kesimler, maalesef başarılı da oluyorlar. Bizim belki bu noktada bir öz eleştiri yapmamız gerekir. Kendimizi yeterince izah edemedik. Devletin ve iktidarın türlü dezenformasyonlarına karşı halkımızı yanımıza çekemedik. Westan halkı, manipülasyonlara gelmeyecek kadar gerçeği gördü. Nihayetinde gerekli adımı atarak iktidarın anlayışını yerle bir etti ve kendisini gerçek anlamda temsil edecek olan DEM Parti’den yana tercihini yaptı” dedi.

 

 

Yöneticilik görevdir

Partisinin yönetim anlayışına ilişkin de konuşan Aktı, şöyle konuştu: “Halkçı belediyecilikten anlaşılması gereken en temel prensip, belediyelerin bürokratik bir kurum olmaktan çıkararak, halkın ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik çalışmasıdır. Tabii bu da sadece isteyen ve yapan ilişkisi olmanın ötesinde bir durum. Bizim açımızdan yöneticilik bir görevdir. Halk görev verir ve toplumun genel ihtiyaçlarına yönelik bir çalışma ortaya konur. Halkımız, halkçı belediyeciliğinin ne olduğunu uzun zamandır kendi içinde yaptığı tartışmalarla zaten öğrenmiş durumda. Bundan sonra yapacağı da belediyeyi bu noktada denetlemek olacak. Bizler de seçilmişler olarak bu bilinçteyiz ve halkın denetimine bu noktada açığız. Halkçılık misyonunu yerine getirmemek, bir noktada halka karşı suç işlemektir. Belediye meclisinde tartışılan birçok konuyu halk toplantılarında da tartışarak önümüze bir plan koymayı ve bunu en doğru şekilde uygulamayı düşünüyoruz. Tabii zaman içerisinde elbette eksikliklerimiz olacak, ancak eleştiri ve önerilerle en doğrusunu halk yararına açığa çıkarmaya da gayret edeceğiz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.