Binlerce isimsiz mezar

Hatay mezarlık

Hatay mezarlık

  • Hatay Büyükşehir Belediyesi, İskenderun, Kırıkhan ve Narlıca bölgelerinde üç ayrı yeni mezarlık oluşturdu.

Narlıca’da yolun hemen kenarında mezarlık, enkaz kaldırma çalışmaları arttıkça büyüyor. Birken iki, sonunda dört ayrı büyük ada olan mezarlık, sahipsiz, kimliği belirlenemeyen cenazeler, sadece birkaç parçasına ulaşılanlar defnedildikçe genişliyor.

BirGün'den Nurcan Gökdemir'in haberine göre; Hatay’da geride kalanlar, günlerdir kayıplarını arıyor. Sevdiklerinin kimliksiz cenazeler arasında olup olmadığını öğrenmeye çalışıyor. Bunun için ilk adres Adli Tıp Kurumu. Birinci derece yakınlar önce burada DNA örneği veriyor. Ardından Adli Tıp’ın hemen yanında oluşturulan polis merkezinde bulunan ceset fotoğraflarından sevdiklerini teşhis etmeye çalışıyor. Zaman zaman buradan çığlıklar yükseliyor, teşhis edemeyenler ise umutsuzca arayışını sürdürüyor. Adli Tıp’tan DNA eşleşmesinin olumlu olduğu haberini alanlar savcılık aşamasını da tamamladıktan sonra mezarlıklara koşuyor. DNA testi yapıldıktan sonra numaralandırılarak gömülenlerin bulunduğu mezarlıklar… Başlarında üzerinde numara yazılı tahta işaretler bulunan mezarlardan bazılarına yaşamını yitirenin kimliğini tespit etmeye yarayabilecek başörtüsü, giysi parçası gibi eşyaları da konuluyor. Her gün DNA testi sonucu yakınının mezarını tespit edenlerin yanı sıra, “Belki eşyasından tanırım” umuduyla onlarca insan da mezarlık mezarlık geziyor. Mezarlıklarda bulunan Büyükşehir Belediyesi’nin birimine başvuranlardan bazıları cenazelerini gömüldüğü yerden çıkartıp götürmek istiyor, bir kısmı da alandaki mezarını isim yazılı bir tabela ile işaretledikten sonra ayrılıyor.

Mezarlık görevlileri her gün, giderek büyüyen ve son rakamlara göre yaklaşık 4 bin mezarın bulunduğu alanın görüntüsünün yarattığı duygusal yük bir yana, sevdiğini arayan çaresiz insanlarla her gün karşılaşmaktan duydukları üzüntüyü anlatıyor. 

Kentte rivayet muhtelif, iş makinelerinin cenazelerin vücut bütünlüğünü bozduğu, molozların atıldığı bölgede insan parçaları bulunduğu konuşuluyor. Bunu bölgede görev yapan doktorlar da doğruluyor, bir günde 80 dolayında parçanın enkaz dökülen alanda bulunup işaretlendiğini anlatıyorlar. İnsanlar, her binası hasarlı olan kentin sokaklarındaki enkazların çoğunun altında yaşamını yitirenlerin bulunduğunu anlatıyor. İsimlendiriyor, tarif ediyor, enkazların üstüne çıkan iş makinelerinin sürücülerini “Oradaki dairede iki kişi vardı, bulunamıyor, yavaş çalışın n’olur” diye uyarıyor. Kent artık her sokağı, her mahallesindeki enkazların altında olduğuna inanılan insanları ile koca bir mezarlık…

*****

Bir apartmanda 28 kişi kayıp

Depremin üzerinden neredeyse bir ay geçmesine rağmen bazı kişilere ulaşılamıyor. Antakya'nın Güzelburç Mahallesi'nde İlke Apartmanı'ndan 28 kişiye hala ulaşılamadı. 

Sosyal medya üzerinden seslerini duyurmaya çalışan kayıp yakınları, daha doğru bilgi aktarmak ve kendi aralarındaki iletişimi sağlıklı yapmak için Whatsapp grubu kurdu. 200'den fazla kişinin bulunduğu grupta, aileler haber alamadıkları sevdiklerine ilişkin video ve fotoğraf paylaşıyor, gelişmeleri haber veriyor. Reşit Dönmez, İlke Apartmanı'nda yaşayan ağabeyi Mühittin Dönmez, yengesi Meltem Dönmez, Ebrar Dönmez ve Cansu Erva Dönmez'den depremden sonra haber alamadı. Reşit Dönmez, şunları söyledi: "Antakya'da yaşıyoruz, deprem anında dışarı çıkabildik, binamız yıkılmadı. Kendimizi güvene alınca yakın akrabalarımıza ulaşmaya çalıştık. Ağabeyim Mühittin Dönmez ve ailesinden hiçbir bilgi alamadık, telefonlarına ulaşamadık. Binaya gitmek için yola çıktık ama her yerde binalar yıkılmıştı, araç trafiği kapalıydı. Aynı günün sabahı 07.00 civarında binanın orada olabildik. Bina yıkılmıştı, etrafında dolaşıp ses almaya çalıştık ama alamadık. Gittiğimizde AFAD çalışıyordu ama ses alamadıkları için başka binaya geçmek zorunda kaldılar."

Hatay'daki AFAD Müdürlüğünde memur olan Dönmez, "Depremin birinci günü geceye kadar bekledik, iş makineleri gelmeye başladı. Çalışmalar başladı. Son gününe kadar enkazın başındaydık. Arama kurtarma bitti ama ailemizi bulamadık. Bizim yanımızdaki 5-6 aile daha aynı durumdaydı, yakınlarını bulamadı" dedi.

Dönmez, AFAD'daki arkadaşının kendisine "Senin paylaştığın isimler bende vardı. Deprem günü çalışma yaptığımız sahada bir sivil vatandaş yanıma geldi, koluma girdi. 'Sabah erken saatlerde bir aile çıkardım. Ailenin isimleri Mühittin Dönmez, Meltem Dönmez, Ebrar Dönmez, Cansu Erva Dönmez' diye bana bilgi verdi" dediğini anlattı. Dönmez, kentleri dolaştığını, hastaneleri ve mezarlıkları gezdiğini ancak ailesini bulamadığını kaydetti.

Nişanlısı Esin Kırık ve ailesini arayan İlker Mersin, şunları söyledi: "Nişanlım Esin, Annesi Süheyl Kırık, babası Hasan Kırık'la yapılan enkaz çalışmasında bulunmadı. Hastaneleri arıyoruz, kimseye ulaşamıyoruz. Apartmanda enkazın toparlanması 12 Şubat'a kadar sürdü. Hep oradaydık, bekledik ama sonuç alamadık. Adana, Mersin, Antalya ve Ankara'daki hastaneleri aradık ama sonuca varamadık. Kimsesizler mezarlığına gidip fotoğraflara bakmak istedik ama göstermediler."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.