- Savaş gibi bir olayı başlatmak için illaki rasyonel bir aklın kurgusuna ihtiyaç yok, zaten hâlin kendisi yeterince akıldışı. Bazen nereden sıçrayacağı belirsiz bir kıvılcım da her şeyi alevlendirmeye yetebilir.
ABD son dönem gündeme gelen politikalarıyla post-modern karakterli 3. Dünya Savaşı'nın Uzak Doğu cephesinde, savaşı açık bir çatışmaya doğru ivmelendirmeye dönük hazırlıklarını yoğunlaştırdı. Geri dönülmez bir savaşın başlaması adeta bir kıvılcımı bekler nitelikte.
Geçen hafta ABD, Filipinler yönetimiyle adalar üzerinde 4 yeni askeri üs oluşturması ve toplamda 9 üsse asker göndermesi doğrultusunda mutabakata vardı. Biden iktidarı, Pekin yönetimine karşı Güney Çin Denizi'nde kurulan kapanı tamamladı. Böylelikle emperyalist hiyerarşinin bir numarası bu anlaşmayla kuzeyde Güney Kore ve Japonya'dan güneyde Avustralya'ya uzanan ABD ittifakları kavisindeki boşluğu doldurdu. Ayrıca Pasifik'te Guam Adası ve çevresinde insan yaşamı olmayan, doğa harikası bazı adalarda askeri üsler kurmakla meşgul. (Bu türden vandallıklar doğa hakları mücadelesinin, yani bu günümüzün/geleceğimizin niye savaşa karşı anti-militarist bir zeminde inşa edilmesi gerektiğinin bir göstergesi olarak da değerlendirilmeli.)
Geçerken bir şeye daha dikkatinizi çekmek isterim. Filipinler'de şu anda devlet başkanı, diktatör Marcos'un aynı isimli oğlu Ferdinand Marcos. Yardımcısı ise, ülkenin son diktatörü Dutarte'nin kızı Sara. Son süreçte çok demokrat ABD yönetimi kanlı iktidarların evlatlarını demokrasi adına bağrına basmakta tereddüt etmedi. Bu konuda Biden ve benzerlerinin yüzünün kızarmasını beklemek ahmaklık olur. Ne de olsa onlar birer politikacı. Hem her şey savaş, enerji ve silah şirketlerinin katlayacağı kârlar için feda olmasın mı? Mesela İngiltere merkezli petrol ve gaz devi Shell, 2022'de rekor kırarak yıllık yaklaşık 40 milyar dolar kâr açıklarken, dünya halkları enerji faturalarını ödemek için sürünmeye devam etmesin mi? Karşı mı çıkıyorsunuz, mülkiyet düşmanı melun bir 'gomonist' misiniz birader?
Tekrar ABD'nin kuşatma siyasetine dönecek olursak, Çin'in "bir kuşak-bir yol" emperyalist projesini ABD'nin karada da tıkama imkanı var. Afganistan ve Pakistan'da bazı yerel grupların yanı sıra Pakistan Taliban'ıyla DAİŞ bu bölgelerde Çin'e karşı konumlandırılabilir. Hali hazırda DAİŞ, Afganistan'da Çinli şirket yöneticilerine saldırılar düzenliyor.
Çin'in bütün bu işler karşısında hiç mi hazırlığı yok? Muhtemelen var. Örneğin görebildiklerimiz arasında 17 Şubat'ta başlayıp 10 gün sürecek olan Güney Afrika ve Rusya ile yapılacak ortak askeri tatbikat bunlardan biri. Tatbikat alanı Hint Okyanusu ve Güney Afrika kıyıları olacak. Çin için bu bölge, açık tutmak istediği ticari yollar üzerinde . Ayrıca Çin'in bu civarda Cibuti'de askeri gücü var ve muhtemelen Güney Afrika'da da askeri olarak konuşlanmak istiyor.
Aslında savaşı başlatacak kıvılcıma dönüşebilecek son "balon meselesi"ne gelince, Pekin yönetimine ait balonun Amerika semalarında casusluk için mi, yoksa meteorolojik amaçlı mı olduğunu muhtemelen hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz. Çin'in ABD üzerinde seyreden balonu nitekim düşürüldü, şimdi kalıntıları aranıyor. Savaşı kimin öncelikli olarak tercih edeceği ise belirsiz. Çin'in casusluk için Amerika üzerine balon göndermesi bir hayli pervasız ve gereksizce olur. Savaş başlatmak için de fazlasıyla zorlama bir hamleye denk düşer. ABD'nin ise savaşı başlatmak için bahane araması ise biraz erken. Henüz hazırlıklar tamamlanmadı. Ayrıca geçen hafta ABD Hava Kuvvetleri'nden General Mike Minihan bir takım gerekçeler öne sürerek sonunda "İçgüdülerim bana Çin'le 2025'te savaşacağımızı söylüyor." demiş. Az da olsa dikkate almakta yarar var.
Savaş gibi bir olayı başlatmak için illaki rasyonel bir aklın kurgusuna ihtiyaç yok, zaten hâlin kendisi yeterince akıldışı. Bazen nereden sıçrayacağı belirsiz bir kıvılcım da her şeyi alevlendirmeye yetebilir.
paylaş
Aykan SEVER yazıları
Savaşa rağmen umut ayakta
3 Mayıs
Yeni bir soykırım tehdidi
26 Nisan
Barbarlık
19 Nisan
Güney Kurdistan petrolleri krizi
5 Nisan
Rehine
29 Mart
Aldatma sanatı
22 Mart
ABD topyekûn savaşı zorluyor
13 Mart
BARIŞ'ı istemeyen kimler?
1 Mart
Savaşın diplomasisi
22 Şubat
Dünyada hâlâ insanlar var!
15 Şubat
Popülizm mi, neo-faşizm mi?
25 Ocak
Faşizm hortluyor
18 Ocak
‘Yeni’nin açmazları
11 Ocak
Demokrasi yalanı…
7 Aralık
Savaşa rağmen…
30 Kasım
UMUD’u boğamayacaksınız!
23 Kasım
Savaş’ın normalleştirdikleri…
15 Kasım
Neo-liberal körleşme
14 Kasım