Bir otel lobisinde Kürdistan gerçeği

Dosya Haberleri —

KURDISTAN INSIYATIFI

KURDISTAN INSIYATIFI

  • Heyet üyeleriyle  selamlaştıktan sonraki ilk sorum, lobideki diğer insanlara ilişkin oldu. Dört gündür otelde olan heyet üyeleri, bana önce, “Kürdistan’a hoş geldin” dediler ve  gülerek çevreyi  tanıttılar: “Ortadaki  masada Türk istihbaratı, şu tarafta KDP, bu  köşede Irak, diğer uçta ise İranlı istihbaratçılar oturuyor. Biz de Kürt halkının dostları olarak bu mevziyi seçtik!”a

MAHİR ÜZMEZ

 

Uluslararası bir heyetin Başûrê Kurdistan’a gideceği konuşuluyordu. Niyetleri, Türk devletinin 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece başlattığı işgal saldırılarını yerinde görmek, halk ile dayanışmak ve dünya kamuoyunun dikkatini çekmek olacaktı. Heyetle ilgili haberi alır almaz, bu çalışmayı bir gazeteci olarak takip etmek için çalıştığım Medya Haber televizyonunun yönetimine başvurdum. Önerim kabul edildi ve böylece heyetin en büyük grubunun uçağa bineceği 22 Haziran günü benim de Başûrê Kurdistan yolculuğum başladı.

Düsseldorf Havaalanı’na geldiğimde birçok tanıdık ile karşılaştım. İlk gözüme çarpanlar, Almanya’daki Sol Parti’den Martin Dolzer ve Cansu Özdemir, HDP eski milletvekili Demir Çelik, İsviçre Medico International Başkanı Maya Hess’in yanı sıra Avrupa sokaklarında takip ettiğim eylemlerde gördüğüm bir çok sima…

Herkesin yüzünde Kürdistan’a gitmekten kaynaklı bir sevincin yanı sıra bir endişe de hâkimdi. Çünkü daha iki gün önce, 10 Haziran’da, Fransa’dan Hewlêr’ê giden bir grup, KDP Asayişi tarafından korsanvari bir şekilde gözaltına alınmış ve Fransa’ya geri gönderilmişti.

KDP sadece bununla yetinmemiş, misafirleri karşılamaya gelen PYD Hewlêr temsilcisi Mistefa Osman Xelîl, Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Temsilcisi Cîhad Hesen ve PYD üyesi Mistefa Aziz Mistê de gözaltına alınmıştı. -Ki onlardan hala haber alınamıyor.

 

‘Tatsız sürpriz’ geliyor

Bu duygu ile kalkacak uçağa doğru harekete geçtik ama etrafımızda alışılagelmemiş bir hareketlilik vardı. Birilerinin sıkı takibinde olduğumuz, atılan her adımda belliydi. Pasaport kontrolüne geldiğimizde kontrol memurlarının yanı sıra arka tarafta dizilmiş onlarca Alman polisi, bizi tatsız bir sürprizin beklediğinin habercisiydi. 

Sürpriz gecikmedi! İçinde Almanya’nın Hamburg Parlamentosu’nda Sol Parti’nin grup eşbaşkanlığını yapan Cansu Özdemir’in, eski parlamenter Martin Dolzer ve Amed’in Sur ilçesinin eski belediye eşbaşkanı Abdullah Demirbaş’ın da bulunduğu 27 kişi, hiçbir gerekçe gösterilmeden, “Ülkeden çıkışınız yasaklanmıştır” denilerek gözaltına alındı. Daha sonra heyete, ülkeden çıkışlarının yasaklanmasına gerekçe olarak, Hewlêr’e gitmelerinin Almanya’nın Türk devleti ile ilişkilerini bozacağı gösterilecekti.

 

Hewlêr’den 52 kişi

Ben, gazeteci kimliğim ile, başka bazı kişilerle de birlikte, bu engeli aşmayı başardım ve Hewlêr’deki uluslararası havaalanına ulaştım. Burada da KDP Asayişi’nin engellemeleri devam etti. Ben bir şekilde Kürdistan’a geçmeyi başarmıştım ama aynı uçakta gelen Demir Çelik ve beraberindeki 8 kişi ise ülkeye sokulmadı. Engellenen grup, KDP’nin bu uygulamasını protesto için açlık grevine başlayacaktı.

Daha sonra aldığım bilgilere göre Hewlêr’de 52 kişi, KDP tarafından ülkeye sokulmadan geri gönderilmişti.

 

Senato Başkanı da

Bir başka engel ise Katar’da yaşandı. Fransa Senatosu Başkan Yardımcısı Pierre Laurent, yanındaki arkadaşı ile Hewlêr’e gelmek için Doha’da uçağa binerken “Irak’ta istenmiyorsunuz” denilerek engellenmek istendi ancak Lourent, diplomatik girişimleri ile bu engeli aşarak Doha’dan Hewlêr’e giden uçağa binebildi. Yanında seyahat eden arkadaşı ise uçağa alınmadı ve Doha’dan Paris’e gönderildi.

Türkiye’nin girişimi ile KDP, Almanya ve Katar’ın engellemesi sonucunda, toplamda 80 kişinin Hewlêr’e girişi engellendi.

 

Sadi Pire ile görüşme

Hewlêr Havaalanı’ndan itibaren o kadar sıkı bir takip vardı ki, doğrudan heyetin yanına gitmeye kalksaydım hemen gözaltına alınırdım. Bu kaygı ile, daha önce röportaj yapmak için randevu aldığım Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Sadi Ahmed Pire’nin evine gitmeye karar verdim.

Pire’nin evi, diğer bütün yöneticilerin evleri gibi, şatafatlı, kocaman bir villa; etrafı silahlı muhafızlarla dolu.

Beni kapıda karşılayan Sadi Ahmed Pire, epey sıcak davrandı. Hemen son gelişmeler üzerine sohbete başladık.

 

Pire: Destek vermeyiz

Pire, son gelişmelerden çok rahatsız olduğunu ve parti olarak bu süreçte tavırlarının net olduğunu söyledi. Türk devletinin “PKK ile mücadele” adı altında Kürdistan’ı işgal etmeye dönük saldırılarını desteklemediklerini ve KDP tarafından çıkarılmak istenen kardeş kavgasına da katılmayacaklarını dile getirdi.

Pire’nin belirttiği bir başka husus ise bölgenin çok ciddi bir tehlike altında olduğu ve Türk devletinin işgal saldırılarına karşı kamuoyu oluşturmanın önemli olduğu idi.

 

Lobide köşe kapmaca

Sadi Ahmed Pire’nin yanında iki saat geçirdikten sonra artık heyetin yanına gitmeye karar verdik. Heyet, Hewlêr’in Ankawa semti yakınlarındaki Blue Mercury Otel’de kalıyordu. Otele yaklaştığımda bir hareketlilik ile karşılaştım: Girişte bir cemse Asayiş gücü, otel etrafında ise sivil giyimli ama silahlı insanlar. Otelin içi de dışarıdan farklı değildi: Lobi, parsellenmiş gibiydi. Göze ilk çarpan, lobinin hemen ortasındaki masada Türkçe konuşan dört kişilik bir ekipti. Bunların sağında Kürtçe konuşan bir başka ekip, en dipte ise Arapça konuşan bir ekip oturuyordu. Kürdistan’ı Savun İnisiyatifi’nin heyeti ise lobinin en arkasındaki masaları almıştı. Aslında bu manzara, Kürdistan’da şu anda olup bitenler hakkındaki her şeyi de en çıplak haliyle ortaya koyuyordu.

 

Kürdistan’a hoş geldin!

Heyet üyeleriyle selamlaştıktan sonraki ilk sorum, lobideki diğer insanlara ilişkin oldu. Dört gündür otelde olan heyet üyeleri, bana önce, “Kürdistan’a hoş geldin” dediler ve gülerek çevreyi tanıttılar: “Ortadaki masada Türk istihbaratı, şu tarafta KDP, bu köşede Irak, diğer uçta ise İranlı istihbaratçılar oturuyor. Biz de Kürt halkının dostları olarak bu mevziyi seçtik!”

 

Ajanlarla oyun!

Bu manzara, bir sinir savaşını da beraberinde getiriyordu. Heyet üyelerinden birileri konuşmaya başladığında hemen etrafında birileri dolaşıyor, söylediklerini duymaya çalışıyordu. Deneyimli heyet üyeleri için ise bu durum, artık bir oyuna dönüşmüştü: Önemli bir mesele olmadığında bile sanki çok ciddi bir meseleyi konuşur gibi yapıp etraflarını saran ajan ağını merakta bırakıyorlardı.

Bu oyun, akşama kadar sürdü. Akşam olduğunda ise heyetle dışarıda görüşemeyen Başûrlu siyasetçiler, tek tek otel lobisine gelmeye başladı.

 

Cemil’den özür ve teşekkür

İlk ziyaretçi, eski Adalet Bakanı Faruk Cemil oldu. Heyet üyeleri, Cemil’e ziyaretin amacını anlatıp özellikle işgal saldırılarının sürdüğü Behdînan bölgesini ziyaret etmek istediklerini söylediler. Faruk Cemil ise heyetten yaşadıkları dolayısıyla Başûr halkı adına özür diledi ve heyetin gelişinin son birkaç yıldır Kürdistan’da yaşananları deşifre etmekte ve Türk devletinin işgal saldırılarını boşa çıkarma açısından önemli olduğunu belirterek teşekkür etti.

 

Parlamentoya davet

Heyet, aslında daha Başûrê Kurdistan’a gelmeden önce, 9 Haziran günü, parlamentoda grubu olan bütün partilerden randevu almıştı. Sabah saatlerinde bu randevulara gitmek için heyet otelden ayrılmaya çalışmış ama engellenmişti. Bu nedenle de siyasi partiler, heyeti otelde ziyaret ediyordu.

Faruk Cemil’den hemen sonra YNK Parlamento Grubu Başkanı Luqman Wardy ve YNK kadrolarından Binar Çomanî, heyeti ziyaret etti. Wardy, heyeti bir kez daha parlamentoya davet etti.

Heyet, 13 Haziran’dan sonra otelin dışında da görüşmeler yapabildi. Sabahın erken saatlerinde, ilk olarak Kürdistan Gazeteciler Birliği ziyaret edildi; daha sonra 10 Haziran’da gidilemeyen Kürdistan Parlamentosu’na gidildi.

 

Dizayni’nin randevu kurnazlığı

Parlamentoda heyeti Goran Hareketi Grup Başkanı Gulîstan Said lie YNK, Zahmetkêşan ve Hîzbê Şûî vekilleri karşıladı. Heyet, parlamenterlere hem gelme amaçlarını anlattı hem de onları 14 Haziran’da Birleşmiş Milletler Hewlêr Ofisi önünde yapacakları açıklamaya davet etti.

Bu sırada heyete telefonla Kürdistan Bölgesel Yönetimi Dışişleri Bakanı Sefiyn Dizayni’nin de 14 Haziran öğle saatlerinde heyetle bir görüşme yapmak istediği bilgisi geldi. Dizayni, randevu için tam da heyetin BM önünde yapacağı açıklamanın zamanını seçmişti. Heyet, Dizayni’ye o saatlerde vakitlerinin olmadığını ama aynı gün akşam saatlerinde, kaldıkları otelde görüşebileceklerini söyledi.

 

Dizayni ile görüşme

Sefiyn Dizayni, heyetin bu teklifini kabul etmiş ve otele, heyetle görüşmeye gelmişti. O güne kadar KDP’den hiç kimse heyetle görüşmemişti; Dizayni’nin görüşmesi, “KDP politika mı değiştirdi” sorusunu akla getiriyordu. Bu sorunun cevabı fazla gecikmedi: Dizayni, otelde yaptığı açıklamalarda, ne Türk devletinin işgal saldırılarını ne de heyete yönelik engellemeleri açıklayabilen sözler ediyor, KDP’nin içine düştüğü çıkmazı da çok net ortaya koyuyordu. Heyet üyelerinin KDP’nin politikalarına ilişkin ısrarlı sorularına yanıt veremeyen Dizayni, basına hiçbir açıklama yapmadan, apar topar otelden ayrıldı. Heyet üyeleri, Dizayni’nin görüşmesini, KDP’nin yaptıklarını örtme çabası olarak değerlendiriyordu.

 

Otel önüne ordu!

Beklenen gün geldi…

Kürdistan’ı Savun İnisiyatifi Heyeti, 14 Haziran’da, NATO’nun Brüksel’deki toplantısı ile eş zamanlı olarak, Türk devletinin işgal saldırıları altındaki Başûrê Kurdistan’ın başkentinde bir açıklama yapıp ardından saldırıların yoğunlaştığı Behdînan’a geçmek istediğini belirtmişti.

O günün sabahı uyandığımda ilk iş kapı önüne baktım ve şok edici bir tabloyla karşılaştım: KDP, kapının önüne adeta bir ordu dizmişti. Otel tamamen abluka altındaydı. Heyet üyeleri görüşmeler yapıyordu ancak KDP Asayişi geri adım atmıyordu. Heyetin dışarı çıkmasına izin verilmeyeceği, net biçimde ifade ediliyordu.

Heyet bir açıklama yaptı ve “Ne olursa olsun Behdînan’a doğru harekete geçeceğiz” dedi.

Saat 11’e geldiğinde heyet adına ilk konuşmayı Zagros Endezyarî Soranice ve Lida Weerts İngilizce yaptı. Rudaw muhabiri, toplantıyı sorularıyla ısrarla sabote etmek istedi ancak Lida Weerts’in keskin ve net cevapları bu provokasyonu engelledi.

 

Direniş halayı

Açıklama ardından heyet üyeleri, Behdînan’a gitmek için otelin kapısına doğru ilerledi. KDP Asayişi ile itişe kakışa otelin merdivenlerine kadar ulaştılar ama bu kez önleri, Özel Kuvvetler’e bağlı askerler tarafından kesildi.

Heyet, kapının önünde oturma eylemine başladı.

Eylemcilerin KDP’li kolluk kuvvetlerinin gözünün içine baka baka, “Bimre îxanet, bijî yekîtîya Kurdistan” (Kahrolsun ihanet, yaşasın Kürdistan’ın birliği) sloganı atması, KDP içindeki Türk devleti kliğinin Kürt halkının bir bölümünü ne hale getirdiğini anlatması açısından da önemliydi.

Oturma eylemi ardından heyet, direniş halayı çekmeye başladı. Baktığım her yüzde yapılan eylemin haklı gururu okunuyordu.

Bu sırada Fransa Senatosu Başkan Yardımcısı Pierre Lourant, “Biz Kürtlerden öğrendiğimiz özgürlük halayını tutmaya başladık. Kimse artık bu inisiyatifin önünü alamaz” diyecekti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.