Boşaltılan mezarlarda kırılmış taşlar kalabildi

Garzan Mezarlığı
- Garzan Mezarlığı’nın talan edilmesinin üzerinden 8 yıl geçti. Mezarlığın yerle bir edildiği, cenazelerin çalındığı alanda, bugün kırılmış, içi boş mezar taşları kaldı.
Garzan Mezarlığı'nın tahribatı ve cenazelerin çıkarılarak Kilyos’ta kaldırama gömülmesinin üzerinden 8 yıl geçtikten sonra harabeyi andıran mezarlığı ziyaret eden anneler, “Onları unutalım diye özellikle mezar taşlarındaki isimleri kırmışlar, ancak biz onları unutmayacağız” dedi.
Bedlîs’te 2013’te, 1990-2010 yılları arasında çatışmalarda şehit düşen gerilla cenazelerinin defnedildiği Garzan Mezarlığı’nın talan edilmesinin üzerinden 8 yıl geçti. Diyalog sürecinde kurulan mezarlıkta, akademi, cami ve toplanma alanları da vardı. Garzan, Kürdistan’ın dört bir tarafından Bedlîs’e gelip çatışmalarda şehit düşen gerillaların defnedildiği bir alandı. Yüzlerce ailenin emeğiyle kurulan Garzan Mezarlığı, ismini üzerine kurulduğu sıra dağlardan aldı.
Garzan Mezarlığı, Oleka Jêr ve Oleka Jor köylerinin arasında yer alıyor. Yıkımdan önce 267 cenazenin bulunduğu Garzan, sık sık hava bombardımanlarıyla hedef alındı, ancak büyük yıkım ve saldırı 8-18 Aralık 2017'de gerçekleşti. Diyalog sürecinin sona ermesiyle devletin saldırıları da arttı. Hava saldırılarıyla hedef alınan mezarlık alanını korumak isteyen Bedlîsli yurttaşlar, Garzan’da çadır kurup nöbet tuttu. Türk askerleri, 2017'de kepçelerle bölgeye girdi, mezarlığı yıkıp talan ederek, cenazelerden geriye kalan kemiklere de el koydu. Aileler, 19 Aralık 2017’de mezarlığa gidince cenazelerin çalındığını öğrendi. Çalınanlar, İstanbul/Kilyos’a götürülerek ve ahlaki değerler yok sayılarak burada kaldırımlara gömüldü. Bu olay yakın tarihin en büyük travmatik olaylarından biri olarak hafızalara kazındı.
8 yıl sonra ilk defa
Bedlîs Barış Anneleri Meclisi üyesi Meryem Korkmaz ile Kobanê’de şehit düşen ve 2017’de cenazesi Garzan’dan çıkarılarak Kilyos’ta kaldırıma gömülen Dilan Bingöl’ün annesi Netice Bingöl, 8 yıl sonra ilk defa mezarlığı ziyaret etti. Netice Bingöl, “Kızım ve onunla birlikte caminin bulunduğu köşeye defnedilen cenazelerin çoğu Rojava’dan gelmişti. Şimdi baktığında burada eskiden bir mezarlık olduğunu bile anlayamıyorsun. Mezarlığı harap ettikten sonra kepçeyle toprağın altını üstüne getirdiler. Hemen yukarıda cami vardı ve içi Kur'an doluydu. Camiyi de içindekilerle tümden yaktılar. Artık tanınmayacak halde” dedi.
İstedikleri gibi unutmayacağız
Meryem Korkmaz ise şunları söyledi: “Onları unutalım diye özellikle mezar taşlarındaki isimleri kırmışlar, ancak biz onları unutmayacağız. İlk saldırı haberinde Tetwan’dan 2 bine yakın kişiyle buraya gelmek istedik. Önümüzü kestiler ve mermi yağdırdılar. Araçları bırakarak ormanlık alandan yürüyerek mezarlığa ulaştık. Buranın bombalandığını gördük. Sêrt’ten de aileler gelmişti. Bir süre sonra da cenazelerin çalındığını öğrendik. Kemiklere bile büyük bir tahammülsüzlüğün olduğu ve talan edilmiş bir mezarlıkla karşı karşıyayız. 20 sene cenazelerimizi bekledik. Aldık ve buraya defnettik ama kemikleri dahi buradan çıkarıp aldılar."
Korkunç bir geceydi
Oleka Jor köyünde yaşayan Zühre Elmas da mezarlığın talan edildiği geceyi işaret ederek, şöyle konuştu: "Köyde sokağa çıkma yasağı vardı. Komşumuza dahi gidemiyorduk. Korkunç bir geceydi. Umarım bir daha yaşanmaz. Bir daha bu coğrafyada bunlara şahitlik etmeyiz." BEDLÎS















