Bu cumhuriyet epey lekelidir

Tuncer Bakırhan
- AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde herhangi bir leke yoktur” yalanına Îdir’den (Iğdır) yanıt veren HEDEP Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, TC tarihinin bayağı lekeli olduğunu, bazı örneklerle hatırlatarak, “Cumhuriyetin yüzyıllık Kürt karşıtı, Kürt inkarı üzerinde kurulan anlayışıyla mücadele etmediğiniz sürece bu kara lekeler büyüyerek devam edecektir” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, dün Îdir, Qers ve Erdexan ziyaretlerine başladı. Sabah saatlerinde Agirî’den yola çıkan Bakırhan ve beraberindekiler, Bazîd’in ardından Îdir’e doğru yola çıkan Bakırhan ve beraberindekiler, kent girişinde sloganlar ve davul-zurnayla karşılandı. HEDEP İl binası önüne gelen Bakırhan, burada halka seslendi. Bazen Kürt ‘sorununu çözdük, Kürt sorunu nedir?’ diye sorulduğunu anımsatan Bakırhan, Kürt sorunu 12 yaşında katlettiğiniz Uğur Kaymaz’dır, katletmekle yetinmediler daha bir hafta önce Uğur Kaymaz’ın mezar taşlarını da tahrip ettiler. Sadece Uğur’lardan korkmuyorlar, mezar taşından da korkuyorlar. Kürt sorunu nedir diyorsanız, kendi halinde yürekli aydın bir Kürt insanı olan Kürtlerin mağduriyetini dile getiren Medet Serhat ve şoförünün nasıl katledildiğini sormak lazım. Kürt sorunu Medet Serhat’tır. Kürt sorunu Mehmet Nuri Güneş’tir, Yaşar Akkuş’tur. Kürt sorunu yine defalarca yerine kayyum atanan, şu anda cezaevlerinde olan onlarca, yüzlerce arkadaşımızdır. Kürt sorunu bütün yakıcılığıyla devam ediyor. ‘Yok’ deseler de ‘çözdük’ deseler de bu sorun demokratik bir şekilde çözülmediği müddetçe, yasal ve anayasal bir güvenceye kavuşturulmadıkça var diyeceğiz. Bu sorun devam ediyor” diye konuştu.
Herhangi bir leke yokmuş
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde herhangi bir leke yoktur” sözlerini değerlendiren Bakırhan, “Buna bu kadar bedel ödeyen, halen onlarca insanı cezaevinde olan Iğdır halkı inanacak mı? Buna Roboskî aileleri inanacak mı? Bir gecede sivil onlarca insanımız katledildi. İnsanlar bu ülkenin tarihinde kara leke olmadığına inanacak mı? Ceylan Önkol’un ailesi acaba gerçekten inanacak mı? Ermeniler inanacak mı? Eşit yurttaşlık hakları tanınmayan, inançlarını özgürce yaşamayan Aleviler buna inanacak mı? Yıllardır OHAL rejimi altında yaşayan Kurdistan halkımız buna inanacak mı? Hala yaylaları yasak olan Iğdır halkı gerçekten buna inanacak mıdır? Yüz binin üzerinde KHK ile işine son verilen, açlığa itilen KHK’li arkadaşlarımız buna inanacak mıdır? Peki defalarca partisi kapanan, milyonlarca Kürt buna inanacak mıdır? Iğdır’dan İstanbul, Adana’ya kadar 30 milyonu aşkın açlık sınırı altında yaşayan, zar zor yaşamını devam ettiren Türkiye halkları, buna inanacak mıdır? Çöpe atılan bayat ekmeklerle, eski giysilerle yaşamını idame ettiren insanlar, gerçekten bu ülkenin tarihinin lekesiz olduğuna inanacak mıdır? Sanırım buna sadece Erdoğan ve etrafında bulunan bir avuç rantçı, çıkarcı, menfaatçi, onurunu ve kimliğini satanlar inanabilir” diyerek tepki gösterdi.
Bu lekeler temizlenebilir
Cumhuriyetin geçmişinin lekeli olduğunu söyleyen Bakırhan, şöyle devam etti: “Kürt sorunu da var ve bu cumhuriyetin geçmişi de bayağı lekelidir. Bu lekeleri temizleyebiliriz, bu lekeleri yıkayabilir, ortadan kaldırabiliriz. Nasıl mı? Önce siyasi tutsakları serbest bırakarak, sonra Kürt halkının iradesine atanan kayyumlara son vererek, sonra 7’den 70’e her Kürt’ü potansiyel suçlu gören ‘terörle mücadele kanunu’nu, siyasi partiler yasasını değiştirerek yapabilirsiniz. Her seçime yeni bir amblem ve yeni bir partiyle giriyoruz. Bundan daha büyük bir kara leke var mıdır? Bilinçli olarak özellikle Kürt coğrafyasında kullanılan açlıkla terbiye etme politikasından vazgeçerek bu kara lekelerden kurtulabiliriz. Dünyanın hiçbir yerinde bir kent, üç tane ülkeyle komşu değildir. Iğdır, bugün üç ülkeyle komşu olacak çok önemli bir merkezde bulunuyor. Hem üç ülkeyle komşu olacaksın hem de işsizlik, yoksulluk, elde bulunan tarım ve hayvancılık dibe vuracak. Sayın Erdoğan bundan daha büyük bir leke yok. İnsanlar doğduğu yerde doymuyor, özgür değil, barış içinde yaşamıyor. İnsanlar Kürt oldukları için her sabah kapılarının ne zaman kırılacağını, ne zaman gözaltına alınacaklarını, ne zaman tutuklanacaklarını bekliyor. Cumhuriyetin yüzyıllık Kürt karşıtı, Kürt inkarı üzerinde kurulan bu anlayışla mücadele etmediğiniz sürece bu kara lekeler büyüyerek devam edecektir.”
Her yerde Kürt düşmanlarıdır
Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırılarını değerlendiren Bakırhan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Rojava’da hükümetin uyguladığı politika, katliam ve zulüm sivillerin katledildiği yaşam alanlarının bombalandığı tabloyu anlatmaya gerek yok. Bunlar sadece Türkiye’de değil Rojava’da da Kürt düşmanlarıdır. Bunlar sadece burada değil, Süleymaniye’de, Hewlêr’de de Kürt düşmanıdır. Kürt düşmanlığı bunların kanına işlemiş. Bu düşmanlıktan bir an önce vazgeçilmesini istiyoruz. Kürt sorununu çözmüş bir bölgede üç kapı da kapalı olmaz. Iğdır ve Kars canlı bir ticaret kenti olur. Kürt sorununu çözmüş bir ülkede kimse kendi topraklarını terk ederek Kanada’ya, Amerika’ya, Avrupa’ya göç etmek için sularda boğulmayı göze almaz. Kürt sorununun çözüldüğü bir ülkede ekonomi dipte olmaz pik yapar. Bugüne kadar Kürtler dilini konuşmasın diye, ‘Kürt’üz’ demesinler diye, 800 milyar dolar harcadılar. Peki, bu AKP iktidarının ekonomi bakanı Mehmet Şimşek şimdi ne yapıyor? Londra’da tefecilerden 2 milyar dolar dilenmek için kent kent dolaşıyor. Söylemediği söz, önünde el pençe olmadığı tefeci kalmadı. Yahu gidip Londra'da 2 milyar, 5 milyar dolar dileneceğine Kürt meselesini demokratik yollarla çöz. Bu 800 milyar bizim yoksulluğumuza da işsizliğimize Türkiye’nin imarına ve insanca yaşamasına da yetecek.”
50+1’den de vazgeçiyorlar
Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki 50+1’e ilişkin sözlerini hatırlatan Bakırhan, “Küçük ortakla birbirlerine girdiler. Şimdi Erdoğan ve partisi bu 50 artı 1 için Türkiye’nin kurtuluşu demişti. Demokrasi gelecekti, barış gelecekti, kavga bitecekti, yoksulluk bitecekti. Aradan 5 yıl geçmeden küçük ortakla 50 artı 1 tartışması yürütüyorlar. Belli ki küçük ortağın bu kadar agresif olmasının bir sebebi budur. 50 artı 1’den vazgeçilince öneminin ve anlamının kalmayacağını düşünüyor. Bakalım aralarında nasıl çelişkiler, nasıl kavgalar çıkacak. Yani bunların 5 yıl önce kurtuluş olarak sundukları başkanlık sistemi şimdi yıkılmak üzere ve bizlere yerine yeni bir şeyler önermeye çalışıyorlar. Her seferinde bize kurtarıcı olarak sundukları bütün projeleri yerle bir oluyor. Çünkü içinde halk yok, demokrasi yok, emek yok, emekçi yok, işçi yok, farklılıklar yok. İçinde toplumun kendisinin olmadığı sistem ne olursa olsun şimdi başkanlık sisteminin tartışıldığı gibi tartışılmaya, yıkılmaya, yok olmaya mahkumdur” dedi.
Bakırhan, konuşmasının ardından kent merkezinde esnafları ziyaret etti. IĞDIR














