Cezalandırılan apaçık gazetecilik

Dosya Haberleri —

Özgür Basın

Özgür Basın

  • Türkiye’de 41 gazeteci tutuklu, hakkında dava bulunan gazeteci sayısı ise 798. İktidar muhalif gazetecileri yargı sopasıyla korkutmaya ve engellemeye çalışıyor. Bununla da yetinmeyip baş eğdirme, ters kelepçe, hakaret, işkence, çıplak arama gibi insanlık dışı muameleler uyguluyor. Adli kontrol ile bulundukları şehri terk etmeleri, haber takibi yapmaları engelleniyor.
  • MLSA Eş Direktörü Barış Altıntaş, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Diren Yurtsever ve Esra Solin Dal ile Yeni Yaşam gazetesi muhabiri Enes Sezgin yargıyı bir sopa olarak kullanan iktidarın gazetecilere yönelik baskılarını Yeni Özgür Politika’ya anlattı. Gazeteciler, devletin kendilerine “Ya benim istediğimi yazacaksın ya da sana yaşam hakkı tanımam” dediğini aktardı.

ERDOĞAN ALAYUMAT

Gazeteciler üzerindeki baskılar devam ederken, halkın haber alma hakkı da yavaş yavaş yok ediliyor. Gazeteciler yaptıkları ya da yapmadıkları haberlerden tutuklanıyor. Baskı, sansür, otosansür hız kesmeden devam ediyor. Bir yandan Basın İlan Kurumu bağımsız gazetelere reklam ve ilan ambargosu uygularken diğer yandan da Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) iktidarı eleştiren televizyon kanallarına ardı ardına para cezaları kesiyor. Gazeteciler ve basın kurumlarına dönük baskıların son örnekleri ise “Ermeni soykırımı” ifadesi nedeniyle Açık Radyo’nun lisansının iptali ve Mezopotamya Ajansı çalışanı 8 gazeteci hakkında verilen hapis cezaları.

798 gazeteci yargılanıyor

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG) verilerine göre Türkiye’de toplam 41 gazeteci tutuklu. 2023 yılından 2024 yılının Haziran ayına kadar 74 gazetecinin evine baskın düzenlenmiş, 68’i saldırıya uğramış, 158’i gözaltına alınmış, 102’si kötü muameleye maruz kalmış, 71’i tehdit edilmiş. Ayrıca haber takibi engellenen 161, hapishanelerde hak ihlaline maruz kalan 47, hakkında soruşturma açılan 113, hakkında dava açılan 94, yargılanıp ceza alan 80 gazeteci bulunuyor. Yargılaması devam eden gazeteci sayısı ise 798. Yine 10 Temmuz akşam saatlerinde gözaltına alınan MA eski muhabiri Sadık Topaloğlu da 13 Temmuz tutuklandı. Tutuklu gazeteci sayısı da 42'ye yükseldi.

 

 

Benim istediğimi yazacaksın!

Basın meslek örgütleri ve gazeteciler Türkiye’deki basın özgürlüğünün son bir buçuk yıllını Yeni Özgür Politika’ya anlattı. Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Barış Altıntaş, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Diren Yurtsever ve Esra Solin Dal, Yeni Yaşam gazetesi muhabiri Enes Sezgin, basına dönük baskılara değinerek, devletin gazetecilere “Ya benim istediğimi yazacaksın ya da sana yaşam hakkı tanımam” dediğini aktardı.  

Ardı sıra kapatılan kurumlar

“Türkiye’de hiçbir zaman basın gerçek anlamda özgür olmadı” diyen Mezopotamya Ajansı (MA) Muhabiri Diren Yurtsever, gazeteciliğe 2015 yılında Amed’de yayın yapan Özgür Gün TV’de başlıyor. Özgür Gün, TV Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) kapatılınca, Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) gazetecilik faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor. Kısa bir süre sonra DİHA da KHK ile kapatılınca bu kez Dicle Medya Haber Ajansı’nda (DİHABER) çalışmaya başlıyor. 2017 yılında DİHABER de kapatılınca 2018’de Mezopotamya Ajansı’nda (MA) çalışmaya başlayan Yurtsever, gazetecilik mesleğini hala MA’da sürdürüyor.

 

Diren Yurtsever

 

Yargıyla tehdit ediyorlar

2022 yılında gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek Ankara’daki evine yapılan polis baskınıyla gözaltına alınan Yurtsever, çıkarıldığı mahkemece “örgüt üyesi” olmak iddiasıyla tutuklandı. 8 aylık tutukluluk sürecinin ardından görülen ilk duruşmada tahliye edilen Yurtsever, geçtiğimiz günlerde görülen karar duruşmasında ise “üyelik” suçlaması ile 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza aldığı dava dışında mesleki faaliyetlerinden kaynaklı bugüne kadar hakkında 7 ayrı soruşturma açıldı. Bu soruşturmalardan bazıları takipsizlikle sonuçlarken, bazıları hala devam ediyor.

Bedel ödeyerek gazetecilik yapılıyor

Türkiye’de muhalif ve özgür Basın geleneğinde çalışan gazetecilerin geçmişten bugüne baskıya maruz kaldığını söyleyen Yurtsever, gerçeklerin üzerine giden Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi, Hrant Dink, Uğur Mumcu gibi gazetecilerin katledildiğini anımsattı. Söz konusu Kürt basını olduğunda devletin yaklaşımının sertleştiğini vurgulayan Yurtsever, “Ülkede bir Kürt sorunu gerçekliği var. Devlet uzun yıllardır Kürt halkına dönük her türlü insanlık suçunu işliyor. Bu yaşanan suçları özgür Kürt basını daha cesurca, daha fedakârca, daha bedel ödemeyi göze alacak boyutta açığa çıkardığı için bize verilen cezalarda da olduğu gibi çok sistematik bir şekilde iktidarın hedefi oluyor” dedi.  “Türkiye’deki tüm gazeteciler bu gerçeği dile getirse Kürt gazeteciler bu kadar hedefte olmayacak” diyen Yurtsever, özgür basının yalnız bırakıldığının altını çizdi.

Cezalar iktidarın suç işlediğinin kanıtı

Geçtiğimiz günlerde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kendisi ile beraber 8 gazeteciye verilen hapis cezasına de değinen Yurtsever, şöyle devam etti: “Aslında kararın bir gerekçesi yok. Biz zaten gazetecilik yaptığımız için tutuklandık, yargılandık ve ceza aldık. Biz gözaltına alındığımızda aynı zamanda büyük bir algı operasyonu yürüttüler; başımızı eğmeye çalıştılar; Türk bayrakları altında fotoğraf vermemizi istediler. Karşımıza 210 sayfalık bir iddianame çıkarıldı. Bu iddianamenin yaklaşık 160 sayfası Mezopotamya Ajansı’nda çıkan haberlerden oluşuyordu. Her bir gazeteci hakkında ayrı ayrı eklenen şey ise evlerinden çıkan kitaplar. Hakkında yasaklama veya toplama kararı olmayan kitaplar, dergiler, günlük gazeteler... Bir de imzamızla yayınlanan haberlerimiz. Bir bütünen baktığımızda düşünce, basın ve ifade özgürlüğü kapsamındaki faaliyetlerimiz bir suçlama konusu olarak karşımıza çıktı. Biz zaten suçsuzluğumuzu ispatlamaya çalışmadık; devletin, iktidarın, yargının suç işlediğini ispatlamaya çalıştık. Bize verilen ceza iktidarın suç işlediğinin kanıtıdır.”