Cinayet de karartma da planlı

Hakan Tosun, uğurlama
- Yeni belgeler, gazeteci Hakan Tosun’un planlı biçimde öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Polis ifade tutanakları ve kamera dökümlerine rağmen şüphelilerden biri “tanık” olarak dinlendi, 300 saatlik kayıt dosyaya girmedi.
- Polis, cinayetten sonra saldırganın babasıyla bir restorantta gizli görüşme yaptı, iş yeri kameraları incelenmedi. Avukatlara göre; deliller karartıldı, şüpheliler korunuyor, dosya usulsüzlüklerle dolu. Soruşturmanın genişletilmesi gerekiyor.
ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL
Gazeteci Hakan Tosun cinayetinde yeni belgeler ortaya çıktı. Polis ifade tutanakları ve olay günü kamera görüntü döküm tutanağı dosyaya girdi. Belgeler, saldırı ve sonrasındaki planlamayı gösteriyor.
Gazeteci Hakan Tosun, 10 Ekim akşamı İstanbul’un Esenyurt ilçesine bağlı Mehmet Akif Ersoy Mahallesi'nde oturan annesine gitmek için Cevizlibağ durağından metrobüse biner. Yaklaşık 35 dakikalık yolculuğun ardından Güzelyurt'taki metrobüs durağında iner. Avukatların ulaştığı ve polis görüntü dökümlerine yansıyan bilgiye göre; Hakan Tosun indikten sonra 2102. sokağa girer ve buradan Yıldırım Beyazıt Caddesi'ne çıkar. Bu caddenin karşısında bulunan 1924 numaralı sokağa girer ve Ufuk Caddesi'ne çıkar. Bu caddeden bir süre yürüdükten sonra 1852. sokağa sapar ve bu sokağı bitirdikten sonra 1851. sokağa girer. Bu sokağı bitirdikten sonra ilk darp edildiği sokak olan 1826. sokakla 1824. sokağı birbirine bağlayan köşe başında bir sürer oturur.
Savunmaya bile fırsat vermediler
Gazeteci Hakan Tosun, burada yaklaşık 45 dakika oturduktan sonra arkasından ona doğru şüpheli Abdurrahman M. yanına gelir ve kendisine bir şeyler söyledikten sonra Hakan Tosun’un kafasına doğru tekme atmaya başlar. Bu saldırı esnasında saldırıda kullanılan motosikleti kullanan Yusuf Ö. Olaya müdahale etmeden saldırıyı izliyor.
Tüm bunlar yaşanırken olay yerine önceden gelen Adnan Ş. İse BMW marka aracın içinde olayı izler ve saldırı başladıktan 5 dakika sonra sakince araçtan inerek saldırının olduğu yere gider, burada Abdurrahman M.’yi alan Adnan Ş. ve Yusuf Ö. birlikte BMW marka siyah renki otomobilin oraya gelir ve Abdurrahman M. ile birlikte araca biner. Yusuf Ö. ise motosikletine binerek Hakan Tosun’un olduğu 1826. sokağın başına tekrar gider.
Sokak başında motor üstünde bir süre bekleyen Yusuf Ö., daha sonra Hakan’ın gittiğini görünce önden giden ve içinde Abdurrahman M. ve Adnan Ş.’nin bulunduğu araca yetişir ve 1824. sokağın ortasında bir süre beklerler. O sırada Abdurrahman M. araçtan inerek Yusuf Ö.’nün kullandığı motosiklete binerek Hakan Tosun’u katlettikleri 1824. sokağın kaldırıma gelirler.
Hakan bir daha kalkamaz
Polis görüntü dökümlerinde, Hakan’ın kaldırımda sendeleyerek yürüdüğü sırada motosikletten inen Abdurrahman M., Hakan Tosun’un yanına giderek ona vurur ve Hakan yere düşer. Ancak izlediğimiz görüntülerde Hakan Tosun’a vuran Abdurrahman M.’nin elinde bir cismin parladığı görülüyor. Bunu sorduğumuz avukatlar ise muhtemelen Hakan’ın kafasına sert bir cisimle vurduklarını tahmin ettiklerini, ancak bu cisimin ne olduğunu henüz tespit edilemediğini söylüyor. Yaşanan bu saldırıdan sonra Hakan bir daha yerden kalkamaz. O sırada siyah renkli BMW marka araçla Adnan Ş., olay yerine geliyorr, Hakan’ın üzerine giderek önce tekme atıyor daha sonra omuzlarından tutarak tekrar yere sert bir şekilde çarpıyor.
Polis görüntü döküm tutanağı burada sonlanıyor ama bizim ulaştığımız görüntülerde şüpheli Abdurrahman M., Yusuf Ö. ile birlikte motosikletle olay yerine geri dönüyor ve etrafta toplanan görgü tanıklarına bir şeyler anlatıyor. Etrafta bulunan kalabalık dağıldıktan sonra Abdurrahman M., o sırada yerde yatan Hakan Tosun’un üzerine eğilerek üstünü arıyor. Avukatlar, “Hakan Tosun’un eşyaları arasında kimliği ve cüzdanı çıkmadı. Görüntülerde kişinin üstünü aradığı görülüyor, muhtemeldir ki o sırada Hakan’ın cüzdanının alınmış olabilir. Ancak bunun da netleşmesi gereken bir husus olduğunun altını çizmek gerekir. Hakan Tosun’un hala kimliği ve cüzdanı ortaya çıkmış değil" diyor.
Ambulans 10 dakika sonra
Saldırının toplam 14 dakika sürdüğü görüntülerde anlaşılıyor. Olay 112’ye hemen ihbar ediliyor ve ambulans olay yerine 10 dakikada geliyor. Burada Hakan’a ilk müdahale yapılıyor ancak ambulans görevlilerinin savcılığa verdiği bilgilere göre Hakan olay yerinde beyin fonksiyonlarını kaybetti ve vücudu kendini bıraktı. Ambulansta entübe edilen Hakan Tosun, saat 01.15 sularında Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ne götürülüyor. Hastaneye götürüldüğünde doktorların yaptığı ilk müdahalede Hakan’ın beyin ölümünün gerçekleştiği görülüyor, ancak cihaza bağlayıp beyin fonksiyonlarının geri getirilme ihtimali düşünülerek yoğun bakım ünitesine alınıyor. Beyin cerrahi yoğun bakım ünitesinde yer olmadığı için onkoloji hastanesi yoğun bakım ünitesine alınıyor ve burada entübe bir şekilde cihaza bağlanıyor.
Tutanaklarda 'meçhul’
Tüm bunlar yaşanırken polis, soruşturma başlatıyor ve karışan şüphelilerin kimlikleri aynı akşam tespit ediliyor. Olaydan 27 saat sonra Hakan’ın kimliği tespit ediliyor, ancak olayın olduğu ilk anda polis tutanaklarında Hakan Tosun “Faili meçhul vaka” olarak geçiriliyor. Avukatlar bu durumu şöyle yorumluyor: “Muhtemelen olay olduğu ilk dakikalarda polis olayı basit bir adli vaka olarak gösterip olayın üstünü örtemeye çalışmış olabilir. Durumun sosyal medya ve basına yansımasından sonra kimliğinin hızla tespit edildiğini görüyoruz.”
Polis telefonla aradı
Hakan’a saldıran Abdurrahman M., Adnan Ş. ve Yusuf Ö.’nün kimlikleri olaydan kısa bir süre sonra tespit ediliyor, ancak 11 Ekim günü polis, şüpheli Abdurrahman M.'nin cep telefonunu arayarak karakola çağırıyor. Bu durum polis tutanaklarına “Ekiplerimizin yaptığı çalışmalar sonucunda şüpheli Abdurrahman M. aranarak olayın gizliliğine riayet edilerek konunun kendisine aktarıldığı ve karakola davet edildiği, olaydan haberdar olduğunu söyleyen Abdurrahman M., 11 Ekim günü saat 16.30 civarında karakola geldiği ve burada yapılan incelemeler sonucu şüpheli yakalanarak gerekli işlemler yapılmıştır” deniliyor.
İfadeler alınırken
Adnan Ş.'nin de aynı şekilde karakola çağrıldığı tutanaklara yansıyor. Süphelilerin ifadelerinin alındığı zaman Hakan’ın hakkında herhangi bir kaydın açılmadığı; ailesinin yaptığı kayıp başvurusunun ise işleme alınmadığı görülüyor. Polis tarafından karakola davet edilen Abdurrahman M. ve Adnan Ş.'nin ise karakola hazırlıklı gittiği görülüyor. Şüpheliler karakola giderken kendilerine tanıklık yapmaları için Yusuf K. ve Ayhan A.’yı yanlarında götürüyor. Şüphelilerin üst arama tutanaklarında 18 yaşında olan Abdurrahman M.’nin üzerinde 9 bin TL paranın olduğu ve Adnan Ş.’nin üzerinde ise 2 bin TL olduğu kayda geçiriliyor. Avukatların bu konuyla ilgili yorumu ise şöyle: “Katillerin gayet rahat ve hazırlıklı olduklarını bu tutanaklarda net bir şekilde görüyoruz. 18 yaşında bir kişinin cebinde 9 bin TL parayla karakola gitmesi hayatın olağan akışına ters bir durum. Bir başka skandal ise karakola gelen Adnan Ş.’nin cep telefonunun olmaması ve Abdurrahman M.’nin ise telefonunun tamamen silindiği. Polisin bu anlamda bir şey yapmadığı görülüyor.”
Sanık, tanık ifadesi verdi
Gazeteci Hakan Tosun cinayetinde bir başka skandal ise olaya karışan Yusuf Ö.’nün şüpheli sıfatıyla değil olayın tanığı sıfatıyla ifadesinin alınması. Görüntülerde Yusuf Ö.’nin işlenen cinayete iştirak ettiği, Hakan Tosun’u katleden Abdurrahman M.’yi motoruyla cinayet mahaline iki kez getirdiği ve tüm bunlar yaşanırken olaya müdahale etmeyip izlediği görülüyor. Karakolda ifadesi alınan Yusuf Ö., şüphelileri aklayan ifade verdikten sonra “Olayla bir ilgisi yoktur” denilerek karakoldan serbest bırakılıyor. Avukatlar, bu kişinin de şüpheli olarak ifadesinin alınması ve tutuklanması gerektiğini söylüyor. Avukatlar, Yusuf Ö. ile ilgili şüpheli olarak hakkında işlem yapılması ve gözaltına alınarak tutuklanması için soruşturma savcılığına talepte bulunduklarını, ancak hala bu anlamda herhangi bir adımın atılmadığını söylüyor.
Polis, baba ile ne konuştu?
Bir başka skandal ise cinayetten kısa bir süre sonra polisin Abdurrahman M.’nin babası Cafer M. ile olay yerine çok yakın bir ocakbaşında (restorant) bir araya gelmesi. Bu durum, polis tutanaklarına yansımıyor, çünkü resmi bir görüşme değil. Avukatların polisten aldığı bilgiye göre; Mevlana Polis Amirliğinde görevli başkomiser bu görüşmeyi doğruluyor ve sadece bilgi almak için baba ile ocakbaşında görüştüklerini söylüyor. Avukatlar, bu durumun da normal olmadığını; bilgi alınacak kişiyle dışarıda bir yerden görüşülmeyeceğini hele de ortada bir cinayet varsa ailenin şüpheli sıfatıyla karakola çağrılıp ifadelerinin alınması gerektiğini söylüyor.
İşyeri kameraları neden incelenmedi?
Cinayetten sonra 1824. sokak No: 9’da işyeri bulunan baba Cafer M’nin işyerine giden polisler, güvenlik kamera kayıtlarını incelemek istiyor. Tutanaklara göre; işyerine giden polisler baba Cafer M.’ye kamera kayıtların olup olmadığını soruyor. Baba Cafer M. ise “Biz kayıtlara baktık bir şey yok” ve kayıt cihazının üzerine “kayıtlara bakıldı” notunu gösteriyor. Bu notu gören polisler ise kayıtları incelemeden işyerinden ayrılıyor. Avukatlar, üstünün örtülmek istenmesinin bile çok acemice ve aleni yapıldığını söylüyor. “Bu kadar usulsüzlüğün bir arada toplandığı başka bir dosya var mı?” diye soran avukatlar, savcılığın bakanlığa yazı yazarak karakol amiri ve orada görev yapan polisler hakkında işlem yapılması talebinde bulunması gerektiğini vurguluyor.
300 saatlik kayıtlar
Soruşturmada çok fazla eksikliğin olduğunu ifade eden avukatlar, polis kayıtlarında olan ve 300 saatlik görüntü kayıtlarının tümünün henüz dosyaya girmediğine dikkat çekiyor. Olay yerinde çok fazla görgü tanığı olduğunu, ancak bunların hiç birinin tespit edilmediğini ifade eden avukatlar, şunları dile getiriyor: “Biz görüntüleri incelemeden önce acaba kuytu bir yerde mi bu cinayet işlendi, sorusunu soruyorduk ama görüntülere baktığımızda olayın olduğu yerin, çok işlek; saatin geç olmasına rağmen etrafta çok fazla insanın olduğunu ve araç trafiğinin de yoğun olduğunu görüyoruz. Olay esnasında ve olaydan sonra etrafta toplanan insanların olduğu görüntülerde çok net görünmesine rağmen neden bu insanların ifadeleri alınmadı?”
Olayda tek suçlunun cinayeti işleyenlerin değil aynı zamanda delil karatan ve işini yapmayan polisler de olduğunu vurgulayan avukatlar, güvenlik kamerası görüntülerinde olaya tanıklık etmiş herkesin tespit edilerek ifadelerinin alınması için talepte bulunacak.










