Çocukları suça sürükleme riski artıyor
Kadın Haberleri —

Çocuklar / foto:AFP
- 11. Yargı Paketi taslağı ile beraber, çocuk suçluluğuna ilişkin cezai yaptırımları ağırlaştırıyor. Hukukçular, düzenlemelerin çocukları korumak yerine suça yeniden itebileceği uyarısında bulundu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) önümüzdeki günlerde sunulacak 11. Yargı Paketi taslak metni tamamlandı. “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”da suça sürüklenen çocuklara yönelik infaz uygulamalarını düzenleyen maddeler, “çocukların korunması” gerekçesiyle sunulsa da, çocukların yetişkinler gibi yargılanmasının önünü açtığı için eleştirilerin odağında. Bianet’ten Neslihan Öztekin’e değerlendirmelerde bulunan Altınbaş Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi Dr. Fulya Eroğlu, taslağın çocuk suçluluğunu önlemek yerine çocukları yeniden suça sürükleme riski taşıdığını vurguladı.
Orantısız cezalandırmalar
Taslakta, 15-18 yaş aralığındaki çocukların kasten öldürme suçlarında (TCK 81 ve 82) ceza indirimi uygulanmama olasılığı getiriliyor. Mahkemeler, suçun işleniş şekli, saik ve çocuğun önceki mahkumiyetleri gibi unsurları dikkate alarak indirim yapmama kararı verebilecek. Ayrıca, ağırlaştırılmış müebbet hapis yerine verilen süreli cezanın üst sınırı 24 yıldan 27 yıla, müebbet hapis yerine verilen ceza ise 15 yıldan 18 yıla çıkarılıyor. Yaş arttıkça ceza indirim oranlarının azalması da planlanıyor. Fulya Eroğlu, 27 yıllık hapis cezasının 15-18 yaş grubu için orantısız olduğunu ve çocukların davranış yönlendirme kapasitelerinin yetişkinler gibi değerlendirilemeyeceğini belirtti.
Daha vahim sonuçlar doğurabilir
Taslak, çocuk hükümlülerin cezalarının çocuk eğitimevleri yerine çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında başlamasını öngörüyor. Fulya Eroğlu, bu kurumların çocukların eğitim ve sağlık haklarına erişimini zorlaştırdığını, şiddet ve istismara açık hale getirdiğini ifade etti ve ekledi: “Çocuk adalet sistemindeki sorunların tek çözümü, çocuklara uygulanan yaptırımların ağırlaştırılması olarak görülmeye başlandı. Bu durumda, çocuk adalet sisteminde asıl düzenlenmesi gereken konular göz ardı edilmesine neden olmakta ve çocuklar için çok daha vahim sonuçlar doğurabilecek adımlar atılmaktadır. Çocuk suçluluğuyla mücadele için daha etkili başka yöntemler benimsenmektedir. Çocuk suçluluğuna neden olan, çocuğu suça sürükleyen unsurların temelden yok edilmesi hedeflenir. Bu amaçla, etkin sosyal politikalar geliştirilmelidir. Ayrıca, yürürlükte bulunan Çocuk Koruma Kanunu’muzda bu amaçla pek çok hüküm düzenlenmiş, koruyucu ve destekleyici tedbirlere yer verilmiştir. Ancak uygulanmasında çok ciddi sorunlar vardır.”
Suç yoluna sokma riski
Fulya Eroğlu, cezaların ağırlaştırılmasının çocuk suçluluğunu önlemediğini, asıl çözümün Çocuk Koruma Kanunu’ndaki koruyucu ve destekleyici tedbirlerin etkin uygulanması olduğunu belirtti. Çocukların suça sürüklenmesine neden olan unsurların ortadan kaldırılması, eğitim devamlılığının sağlanması, istismar ve çeteleşmeye karşı mücadele gibi sosyal politikaların geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Fulya Eroğlu, “Bu değişiklikler, çocukları suçtan uzaklaştırmak yerine telafisi olmayan şekilde yeniden suç yoluna sokma riski içeriyor” dedi. Özellikle de henüz mahkumiyeti bile kesinleşmemiş olan tutuklu çocukların hiçbir şekilde kapalı infaz kurumu ortamına girmemesi gerektiğinin altını çizen Eroğlu “Aksi durumda, çocuk suçluluğu ile mücadele yerine, çocukların yeniden suça karışması riskiyle karşı karşıya gelinecektir” şeklinde konuştu. HABER MERKEZİ














