Dağın kalbinden yeni taktikler

Forum Haberleri —

  • Türk devleti yeniden kendisini şehirlerde bu kadar güçlü örgütleyen gerçeklik karşısında paniklemiş durumda. Propagandasını çokça yaptıkları savunma teknikleri, radar sistemleri gerillanın teknik saldırılarını engelleyemiyor.

Savaşta sürprizlere açık olmak önemlidir. Savaşın inisiyatifi her zaman Türk ordusunun elinde değildir. Elbette serseri mayın gibi her yere saldırabilir. Ama her zaman istediği sonucu elde edebilir, mi ayrı bir tartışma konusudur.

Gerilla alanlarına saldırılar bir ayı geride bıraktı. Bir aylık değerlendirmeyi yapabilmek önemlidir. Türk devleti bir ay boyunca yapmış olduğu tüm saldırılarda ne elde etti? Böyle bir direnişi hesaba katmış mıydı? Orasını çok fazla değerlendirmeyeceğiz. Ama gerilla gücünün yani HPG’nin hesaba kattığı bazı hususlar vardı; Büyük bir direniş kararı alınmış ve kararlılığı zaten dile getirilmişti.

HPG Komuta Konseyi yıllık toplantısının sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı ve mevcut durumlarını halka açık bir şekilde ifade etmişti. Bu durumun sadece bir söz olmadığı, sözün ötesinde bir kararlaşma olduğu yaşanan pratiklerle açığa çıktı. Gün gün bu gerçeklik daha iyi anlaşılmaktadır. Dost ve düşman herkes bunu gördü ve görmeye devam ediyor. Metîna ve Zap hattında gerillanın direnişi her yönüyle devam ediyor. Türk askeri ancak arazinin bazı boşluklarına indirme yapabilmiştir. İndirme yaptığı yerlerde de sürekli gerilla eylemleriyle karşı karşıya kalıyor. Bunun yanında görülmesi gereken bir diğer husus ise; normal gerillalık anlayışıyla çok fazla izah edilemeyecek olan araziyi tutma ve mevzilenme ile savaşın yürütülmesidir. Gerilla bu noktada diğer gerilla hareket ve taktiklerinden farklı olarak, çoğunlukla sabit mevzilerde savaşıyor. Tabi savaş tünelleri olarak tanımlanan bu mevzilenme tarzı, gerilla tarafından ilk kez bu kadar kapsamlı pratikleştiriliyor.

Kürdistan tarihinde benzer direniş örnekleri yaşanmıştır. Bu direnişler de destansıdır. Ve insanlığa kattıklarıyla elbette ki tarihe mal olmuşlardır ve yolumuzu, direnişimizi aydınlatıyorlar. Az da olsa her dönem hatırlanan görkemli direnişler olmuştur. Bazen günlerce bir bölgede, bir tepe de çatışmalar yaşanmış ve düşman saldırıları püskürtülmüştür. Ancak şimdiki durum biraz farklıdır. Onun için dile getirdik bir ayı geride bıraktığımızı.

Bir ay boyunca tüm vahşi ve insanlık dışı saldırılar karşısında koordinatları belli olan ve düşman için tüm tekniğine açık hedef olan yerlerde ve mekanlarda savaşmak ve tereddütsüzce bu savaşı yürütmeye devam etmek bizim tarihimizde bir ilki temsil ediyor. Ve mevcut gidişat şunu çok iyi gösteriyor ki sadece bizim savaş tarihimizde değil, insanlık tarihinde de mevcut ilklerin yaşanacağını gösteriyor. Zendura Tepesi, Mervanos Tepesi direnişi şimdiden Kürdistan tarihindeki yerlerini aldılar. Bu direnişe üzerine türküler söylenecek, her bir günü hikaye olarak anlatılacak, belki de romanlara konu olup yazılacak. Oralarda savaşan her bir gerillanın öyküleri dilden dile dolaşacak.

Avaşîn hattında devam eden saldırılarda gerillanın kullanmış olduğu savaş tünellerinde gelişen direnişi anlatmak ne kadar mümkün olur bilemiyoruz. Ama şunu biliyoruz; Kürdistan’ın dört parçasından bir araya gelmiş 7 Kürt gencinin direnişi, hem de on günü aşan efsanevi direnişi bir gerçekliği herkese gösterdi. Gerilla halkımızın değerlerini koruma noktasında kararlı ve bir adım geri atmayacak. Serhat Giravî komutasında gelişen kararlılık, bağlılık ve tereddütsüz şehadete yürüme başka nasıl izah edilebilir. Şu an dağlarımızda binlerce yiğit komuta ve savaşçı gerilla aynı kararlılıkla dağlarımızı savunuyor ve savunmaya devam edecek.

Elbette ki gerilla taktiklerini uygulamadaki yenilikler ve uzmanlaşma karşısında kırılan Türk ordusu neden başarılı olamadığının izahatını yapmaya çalışıyor. Dağlarda mevcut direnişi kırmak için uğraşan Türk ordusu için esas sürpriz beklemediği noktalardan geldi. Günlerdir tartıştıkları Amed, Batman ve Şırnak eylemleri de nerden çıktı? Orduyu ve Türk devletini düşündürtenin şu olmadığını biliyoruz: Bu eylemlerin yaratmış olduğu tahribatın büyüklüğü ya da küçüklüğü değildir onları düşündürten. Onları düşündürten temel husus; onların tüm savunma sistemlerini aşabilecek bir tekniği gerilla nasıl kullanabiliyor? Onun da ötesinde nasıl yaratabildiğidir? Televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde bu kadar yoğun tartışmalarının nedenlerini iyi anlamak lazım.

Birinci husus, her zaman olduğu gibi Kürt’ün aklı böyle bir tekniği geliştirmeye yetmediği için birileri bu tekniği vermiş olmalı. İkincisi, mutlaka birileri kullanmak için eğitmiş de olmalı. Üçüncüsü, bu kesimlerin Türkiye’ye karşı derin hesapları var ve bunlar devreye girmiş olmalı… Dile getirdiğimiz hususların propaganda ve Türkiye iç kamuoyunda değeri olabilir. Ama bu tartışmaları yürütenler de işin aslını çok iyi biliyorlar. Onun için panik halindeler.

Onları panikleten hususlardan en temel olanı böyle bir tarzda eylem yapmanın güçlü bir organizasyon gerektiriyor olmasıdır. 2016 sonrası şehir örgütlülüğü ve eylem yapma kapasitesini kırdıklarını düşünerek dağlara bu kadar rahat saldıran Türk devleti yeniden kendisini şehirlerde bu kadar güçlü örgütleyen gerçeklik karşısında paniklemiş durumda. Propagandasını çokça yaptıkları savunma teknikleri, radar sistemleri gerillanın teknik saldırılarını engelleyemiyor. Gerilla yaratıcılığı ve aklı çokça övündükleri yerli ve milli aklın bir adım önüne geçti. Bu durumdur esas onları panikleten!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.