Daha zor günler bekliyor

Güldem Atabay - Murat Birdal - Ayşegül Yılgör

Güldem Atabay - Murat Birdal - Ayşegül Yılgör

  • Türkiye'nin ekonomik durumuna dair tespitlerde bulunan Güldem Atabay, Doç. Dr. Murat Birdal ve Prof. Dr. Ayşegül Yılgör’ün görüşü ortak: Türkiye’yi daha zor günler ve daha derin bir kriz ortamı bekliyor.

Atabay: Halının altı görülecek

Geçen hafta Merkez Bankası rezervlerinin Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar düşük seviyeye geldiğini; -0,2 milyar dolar olduğunu; piyasaların kilitlendiğini; krediler verilemediği gibi döviz talebi de baskılanarak karşılanamadığını hatırlatan Güldem Atabay, şunları söyledi: "Şimdi ya baskı kalkacak ve TL değer kaybedecek ya da baskı devam edecek ve sermaye kontrolleri devreye sokulacak.

Zaten Türkiye’nin kredi risk primi (CDS) çok yükseldi. Seçim öncesi 500 seviyelerinden 700’lere yükseldi. Şimdi daha da yükseldiğini, 850’lere, 900’lere doğru gideceğini göreceğiz. Bu, dış finansman bulunamaması anlamına geliyor.

Şu an Türkiye'nin dış borçlanma faizi döviz bazında yüzde 12’yi aşmış durumda. Borç almış firmalar, borçlanacak olan firmalar için durum pek iyi değil. Hatta tehlikeli.

Bir de Erdoğan'ın ekonomi yönetimine kimleri getireceğine bakacağız. Önümüzde yerel seçimler var. Büyükşehirleri geri almak isteyecektir. Dolayısıyla kısa vadede normal ve doğru işleri yapacak bir ekip mi gelecek -ki böyle bir ekip gelirse dahi ne kadar güven yaratıcı olabilir?

Bence Erdoğan düşük faiz politikasına devam edecek, ancak faizler sanıldığı gibi hiç de düşük değil. Yani mevduat faizinden başlayın da kur korumalı mevduattan kredi faizlerine kadar... Etkileri daha derin bir şekilde piyasalarda hissedilecek.

Biz en çok dolar/TL paritesine bakarak durumu anlayacağız. Çünkü baskılayacak rezerv kaynağı yok. Önümüz yaz. Döviz girişleri turizm sebebiyle olacaktır. Bir-iki hafta sert çalkantı, sonra belki yazın biraz daha kontrol altına alabilir ama sonbahara doğru işlerin çok çok ciddi şekilde sertleşebildiği bir zemine doğru ilerleyeceğiz gibi gözüküyor.

Halı altına süpürülen ne kadar problem varsa hepsinin ortaya çıkacağı, döküldüğü bir dönemi yaşayacağız. Zor bir döneme giriyoruz.

Birdal: Tablo ağırlaşıyor

 Erdoğan'ın şu ana kadar söylemlerinden para politikası konusundaki duruşunu bozmayacağını anladıklarını; yeni hükümetten, özellikle yaşadığı derin güven kaybını restore edebilecek bir hamle gelmesi mümkün gözükmediğini belirten Doç. Dr. Murat Birdal da şunları ifade etti: "Buna karşılık hem eriyen rezervler, hem büyüyen dış ticaret açığı, hem de depremin getirdiği gerçekten büyük ek maliyet düşünüldüğünde kamu açığı, cari açık ve döviz açığı ortaya çıkartacak. Gerçekten ağırlaşan tabloyla karşı karşıyayız. Bu da önümüzdeki dönemin oldukça zorlu koşullarda geçeceğini gösteriyor.

Ben bu senenin sonuna varmadan Erdoğan'ın faiz konusunda geri adım atacağını düşünüyorum. Ama bu hamlesi çok da yeterli olmayacak. Çünkü dış piyasalarda yaşanan kredibilite kaybı artık ancak çok yüksek faizlerle tolere edilebilir hale gelmiş durumda. Bu da iç piyasayı çok daha fazla sıkacak. Dolayısıyla hem Türkiye ekonomisini hem de Erdoğan rejimini oldukça zorlu günler bekliyor.

Yılgör: Kalıcı çözüm yok

Prof. Dr. Ayşegül Yılgör de öncelikle baskılanan döviz kurunun bir atak yapmasının beklendiğini belirterek, yabancı yatırımcıların bir reaksiyon göstermesi olasılığına işaret edip  borsada bir ters düşüş beklendiğini söyledi.

"Ekonomiyi daha gerçek anlamda düşünürsek halkın yoksulluk sorununa nasıl çözüm getirilecek?" dişe soran Yılgör, şunları kaydetti: "Bu konuda olumlu bir beklentimiz yok maalesef, çünkü şu ana kadar hiç öyle bir perspektif sunulmadı.

Uzun vadeli bir ekonomik model ve hükümetin ekonomik öngörüsü yok. Sadece popülist iyileştirmeler var gündemlerinde. Bundan sonrasının gerçekten büyük sıkıntılı bir dönem olacağını düşünüyorum.

Merkez Bankası'nın net rezervlerinin eksiye düştüğünü bir dönem. Şimdiye kadar nereden girdiği belli olmayan döviz girdileriyle (swap) idare ettiler ama şimdi tam bir negatif durum söz konusu.

Erdoğan'ın seçimin öncesinde Arap ülkelerini kastederek ülkeye döviz girişi olacağına dair söylemi vardı. Bu her zaman oynadıkları bir oyun. Bizim bilmediğimiz pazarlıklarla döviz girişleri oluyor. Bunun karşılığında da büyük siyasi ödüller, tavizler veriliyor. Swaplar geçicidir. Evet, döviz açığını gidermek için kullanılabilecek bir yöntemdir ama döneminin sonunda tekrar o parayı ödemeyi taahhüt edersiniz. Yani kısa vadeli bir değiştirme, dönüştürmedir. Dolayısıyla kalıcı bir çözüm potansiyeli hiçbir zaman taşımaz. Tüm bunlara göre ekonominin daha kötüye gideceği çok aşikar bir gerçek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.