DAİŞ'le ittifakta kanlı etap

DAİŞ ile çatışma / Yalova
- DAİŞ'in kuruluşundan itibaren desteğini esirgemeyen, Kürtlerin üzerine salan, farklı versiyonlarıyla Şam'da iktidara gelmesini sağlayan Türk iktidarı, ittifakı bozma emareleri gösterirken kanlı bir itirazla karşılaştı.
- Şam'daki iktidarı Kürtlere karşı savunan Türk iktidarı, DAİŞ ile arasına mesafe koyduğunu göstermek için bir süredir "DAİŞ'e karşı" Türkiye içinde operasyonlar yapıyordu. Yalova'daki benzer operasyon, çatışmaya dönüştü.
- Yalova'da DAİŞ'lilerin evine baskın yapılınca bu kez karşılık verildi. Çıkan çatışmada 3 polis öldü, 8 polis ve 1 bekçi yaralandı. Evdeki Türkiye vatandaşı 6 kişi öldürüldü, 5 kişi gözaltına alındı.
Yalova'nın Elmalık köyünde düzenlenen DAİŞ operasyonu sırasında, şimdiye kadar gözaltına alınıp bırakılan ve faaliyetlerin gayet rahat devam eden DAİŞ'liler, bu kez ateşle karşılık verdi. Yaklaşık 7 saat süren çatışmada köy ablukaya alındı, giriş çıkışlar yasaklandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, çatışmada 3 polisin öldüğünü duyurdu. Bakan Yerlikaya, 8 polis ve 1 bekçinin yaralandığını; Türkiye vatandaşı olduğu öğrenilen 6 DAİŞ elemanının ise öldürüldüğünü bildirdi.
Türk hükümeti ile DAİŞ'nin Kürt düşmanlığıyla başlayan ittifakı, Yalova'da ciddi bir darbe aldı. Yalova'da DAİŞ'lilerin gözaltına alınmak istenmesi üzerine çatışma çıktı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, operasyonda 3 polisin öldüğünü açıkladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, saldırıya ilişkin soruşturma başlatıldığını açıklayarak 5 şüphelinin gözaltına alındığını belirtti. RTÜK, operasyonla ilgili haberlere geçici olarak yayın yasağı getirildiğini açıkladı. Bölgedeki okullarda eğitime bir gün ara verildi.
Yerlikaya'nın açıklaması gösteriyor
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın konuyla ilgili açıklamasındaki, "Son bir ayda DAEŞ'e yönelik operasyonlarda 137 şüpheli tutuklanmış, 97 adli kontrol uygulanmıştır. Bu kararlılığın bir devamı olarak 15 ilimizde 108 ayrı adrese operasyon düzenlendi" bilgi, DAİŞ'in ortaklığın bitirilmek istenmesi veya bitirilmek isteniyormuş görüntüsü verilmesine öfkesini de izah ediyor. Yerlikaya'ya göre bu operasyonlardan biri de saat 02.00'de Yalova'da gerçekleşti. Operasyon sırasında DAEŞ elemanları tarafından ateş açıldı; 3 polis öldü. Adresteki 5 kadın ve 6 çocuk sağ olarak tahliye edildi. Türk vatandaşı DAİŞ'liler ile çatışma, 09.40'ta tamamlandı. Türk yetkililer ölen DAİŞ'li sayısını da 6 olarak duyundu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, olayın ardından soruşturma başlatıldığını belirterek, şu açıklamayı yaptı: "Yalova ilimizde DEAŞ terör örgütü üyelerinin bulunduğu eve yapılan operasyon sırasında şehit olan kahraman polislerimize Allah’tan rahmet, yaralı polislerimize acil şifalar diliyorum. Hepimizi derinden üzen olayla ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 5 Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiş olup 5 şüpheli gözaltına alınmıştır. Soruşturma çok yönlü ve titizlikle yürütülmektedir. Aziz şehitlerimizin ruhu şâd, kederli ailelerinin ve aziz milletimizin başı sağ olsun."
Yalova konusunda uyarılmış
CHP Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın "Yalova merkezli IŞİD yapılanması" iddiasının araştırılması için iki yıl önce verdiği araştırma önergesinin reddedilmesi, dünkü çatışma sonrası hatırlandı. Meclis gündemine getirilmeyen önergede merkezi Yalova’da olan bir grubun taban kazanmak, silahlı eğitim için DAİŞ'le temasta bulunduğu iddiasına yer verildi. DAİŞ'in elemanlar, ‘cihad ideolojisi’nin yaygınlaştırılması için belirlenen haberleşme uygulamalarını kullanmaları uyarısında bulunduğu, bu haberleşme uygulamalarındaki gruplara referansla girildiği iddiaları da önergede yer aldı. Önergede ayrıca Türkiye’de sadece psikiyatri ve beyin cerrahisi hekimlerinin yazabileceği, bağımlılık yapan, “IŞİD hapı” olarak bilinen ilaçların örgüte yakın hekimler tarafından reçete edildiğine dair iddialar da yer aldı.
Mekteb-i Furkan adıyla
Önergedeki iddialar, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın IŞID'in yeni yapılanması “Mektebi Furkan” hakkında hazırladığı iddianameye dayandırıldı.
Gürcistan’da silahlı eğitim
Önergede, Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Çeçenistan, Mali, Uganda, Sudan’da örgüte yeni eleman kazandırmak için propaganda faaliyetleri yürütüldüğü iddiasına yer verildi. Bu kapsamda örgüte maddi kaynak yaratmak için çalışmalar yürütüldüğü ve silahlı ve askeri çalışmalar yapıldığı kaydedildi. DAİŞ'lilerin silahlı ve askeri eğitimlerini Gürcistan’da aldıkları, eğitimlerini tamamlayanların Gürcistan’dan Türkiye’ye geldikleri belirtildi.
Ahlak ve Sünnet Dergisi
Önergede, örgütün merkezinin Yalova’da olduğu bilgisine de yer verildi ve “Merkezi Yalova’da yer alan, Gürcistan’da da temsilciliği bulunan 'Ahlak ve Sünnet Dergisi' çevresinde toplanan grubun IŞİD’in yeniden yapılanma süreciyle doğrudan bağlantısı bulunamasa bile taban kazanmak ve silahlı eğitim için dirsek temasında bulundukları, Gürcistan’daki temsilcilikleri aracılığıyla örgüt faaliyetlerine destek verdikleri” ifadesi kullanıldı.
Örgütün haberleşme ağları
Örgütün haberleşme ağlarına ilişkin bilgiler de Salıcı’nın önergesinde yer aldı. Cihad ideolojisine taban bulmak için yürütülecek faaliyetlerin referansla girilen sosyal medya ve haberleşme uygulamalarında yürütülmesinin istendiği anlatıldı. Elemanlara, bu gruplarda güven sağlandıktan sonra etkinliklere katılma izin verildiği kaydedildi.
Sınırı geçen DAİŞ’liler
Salıcı, 6 Şubat depreminden sonra Suriye’deki hapishanelerden kaçan, sayıları bilinmeyen yabancı DAİŞ'lilerin Türkiye sınırını geçtiğine dair iddiaları da söz konusu önergede gündeme getirdi. Tüm bu iddiaları ilettikten sonra Salıcı, “IŞİD’in ülkemiz sınırları içerisinde organize olduğu, buna karşın hükümetin IŞİD ile mücadele konusunda etkin bir çalışma yürütmediği anlaşılmaktadır. Tüm bu anlatılanlar ışığında; IŞİD’in ülkemiz sınırları içerisindeki yeni yapılanmasına karşı tedbir almak adına meclis araştırması yapılması gerekmektedir” diyerek Meclis’in bu konuyu araştırması için bir komisyon kurmasını istedi.
Önerge gündeme alınmadı
Salıcı’nın araştırma önergesi Meclis gündemine alınmadı. Bunun üzerine Salıcı bir video çekerek sosyal medya hesabından paylaştı. Salıcı, iki yıl önce yayınladığı videosunda şu ifadeleri kullandı: “IŞİD’in yeni rotası Afganistan, Gürcistan ve Afrika ülkeleri. Örgütün yeni merkez üssü ise Türkiye. Afganistan’da terör saldırıları düzenleyen IŞİD’liler Van ve Ağrı’dan geçiş yapmış. Afganistan’a giden IŞİD’li teröristler İstanbul’un otellerinde kalmış. Sincan’ın ve Ulus’un hamamlarında, Afyon’un, Kütahya’nın kaplıcalarında bir araya gelmişler. Sahte pasaportları Hatay ve Gaziantep’te düzenlenmiş, Yalova’da bir dergi çevresinde Gürcistan yapılanmasına adam devşirmişler. ‘Uganda’da su kuyusu açacağız’ diyerek Valilik onayıyla para toplamışlar. IŞİD hapı denen ve bağımlılık yapan yeşil reçeteli ilaçları Türkiye’deki hekimler tarafından bu teröristler için yazılmış.”
Salıcı, iktidarın DAİŞ’e karşı tavizsiz bir mücadele yürütmesi ve net bir dil kurması gerektiğini sözlerine ekledi.
Hicret ve Lojistik Ofisi
Soruşturma dosyalarına yansıyan bilgilere göre; Yalova hücresinin teknik kapasitesi, "Hicret ve Lojistik Ofisi" gibi işlev görüyordu. Avrupa’ya geçmek isteyen örgüt üyeleri için Yalova, sahte kimliğin basıldığı, seyahat planının yapıldığı ve çıkışın organize edildiği merkez konumundaydı. Hücre evlerinde yapılan aramalarda ele geçirilenler, bu kapasiteyi gözler önüne serdi. Aramalarda; çeşitli ülkelere ait düzenlenmiş ve kullanıma hazır 433 pasaport ele geçirildi. Bu sayı, yaklaşık bir tabur büyüklüğündeki grubun uluslararası dolaşıma sokulması anlamına geliyordu.
Örgüt üyelerinin şehir içi denetimlerde ve bankacılık işlemlerinde kullanması için 346 sahte kimlik ele geçirildi. Pasaport ve kimlik yapımında kullanılan 9 adet profesyonel makine, soğuk damgalar, çipler, hologramlar ve sahte mühürler ele geçirildi.
İddianamelere göre hücre, finansman ihtiyacını hem dış kaynaklardan hem de yerel suç faaliyetlerinden sağlıyordu. Örgütün; Eskişehir, İstanbul ve Sakarya'da tespit ettiği varlıklı yabancı uyruklu iş adamlarını kaçırarak, silahlı tehdit ve yağma yoluyla paralarına el koyduğu belirlendi.
Suriye-İstanbul hattı
Para transferlerinde ise bankacılık sistemi yerine izlenmesi zor olan "Hawala" sistemi kullanıldı. Fiziki para transferi olmaksızın güvene dayalı işleyen bu sistemde; Suriye'deki bir sarrafın talimatıyla İstanbul'daki döviz ofisleri ödeme yapıyor, paralar kuryeler aracılığıyla Yalova'daki hücreye ulaştırılıyordu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan finansman iddianamesi ve MASAK raporları, örgütün ekonomik büyüklüğünü de ortaya çıkardı;
* Piko Turizm (1 Milyar TL): Sanıklardan Imad Machnouk'a ait Piko Turizm Şirketi'nin hesaplarında, 2017'den itibaren en az 1 milyar TL'lik işlem hacmi tespit edildi. Herhangi bir ticari faaliyeti bulunmayan şirketin, tamamen örgütsel para transferi için kullanıldığı, sanığın kişisel hesabında ise 212 milyon TL'lik hareketlilik olduğu belirlendi.
* Sham Express ve Yaptırımlar: ABD Hazine Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 5 Ocak 2023'te mal varlığı dondurma kararı aldığı "Sham Express" ve "Wadi Alrrafidayn" gibi şirketlerin, insani yardım maskesi altında örgüte fon sağladığı saptandı.
* Reqa Bağlantısı: Şubat 2023'te Reqa kentinden "Abu Alaa" kod adlı Fawaz Abd-al-Hamid Hadib tarafından gönderilen 600 bin dolarlık fonun, Marmara Bölgesi'ndeki hücrelere dağıtıldığı tespit edildi.
Türkiye genelindeki operasyonlar
Türk medyasına göre Yalova'daki çatışma, DAİŞ'in yılbaşı ve Noel döneminde saldırı hazırlığında olduğu duyumları üzerine başlatılan geniş çaplı operasyonlar zinciri içerisinde gerçekleşti;
* İstanbul’da 25 Aralık'ta düzenlenen operasyonlarda saldırı hazırlığında olduğu değerlendirilen 115 kişi gözaltına alındı. Adreslerde tabanca ve örgütsel dokümanlar ele geçirildi.
* Malatya’da MİT ve Emniyet'in ortak operasyonuyla yılbaşında saldırı planladığı belirtilen İbrahim Burtakuçin yakalandı.
* Ankara’da 23 Aralık'ta örgütün mali yapılanmasına yönelik operasyonda 10 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin Suriye'deki örgüt üyelerine banka hesapları üzerinden yardım sağladığı tespit edildi.
* 22 Aralık'ta IŞİD'in 'Horasan Vilayeti' (ISKP) yöneticisi 'Yahya' kod adlı Mehmet Gören, yurt dışında yakalanarak Türkiye'ye getirildiği açıklanadı.
Uyarılar da varmış
Cumhuriyet gazetesinde yer alan ve Ankara İl Jandarma Komutanlığına ait olduğu belirtilen 19 Aralık tarihli iç yazışmada; örgütün halkın kalabalık olduğu bölgelerde patlayıcı yüklü araçlar, drone saldırıları veya "yalnız terörist" tarzı eylemlerle eş zamanlı saldırılar planladığına dair duyumlar alındığı ifade edilmişti. Yazıda, bu saldırıların örgütten kopmaları engellemek ve kamuoyunda korku oluşturmak amacıyla planlandığı belirtilmişti.
CHP ihmalleri sıraladı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, 3 polisin öldüğü operasyona dair açıklama yaptı. Emir, operasyondan saatler sonra açıklama yapan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya tepki göstererek, ihmalleri sıraladı. Emir, “Bu milletin evlatları toprağa düşerken, sizin derdiniz "haber duyulmasın, karizma çizilmesin" ise, yerin dibine batsın sizin koltuk sevdanız” dedi.
DAİŞ bu şehre dün gelmedi
Emir açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Artık bu acıları yaşamamak için sormamız gerekiyor;
* IŞİD bu şehre dün gelmedi. Dergi çıkardıkları, taban tuttukları, biliniyor. Bugün de polisimiz ile saatlerce çatışacak kadar silah yığdıklarını büyük bir acı ile öğreniyoruz. Peki siz burnunuzun dibindeki bu cephaneliği nasıl ıskaladınız?
* O ev 'sıradan bir konut' muamelesi gördüyse, bu istihbarat zafiyetinin hesabını kim verecek?
* Karşıda ağır silahlı teröristler varken; prosedüre uygun, risk analizine dayalı, zırhlı araç ve Özel Harekât destekli bir giriş yerine, evlatlarımız neden savunmasız bir şekilde ateş hattında kaldı?
* Bu planlamayı kim yaptı?
Şehirde saatlerce çatışma sürerken, sizin ilk işiniz RTÜK’ün üzerinden 'yayın yasağı' getirmek ve DMM’den 'aman dezenformasyon var' demek oldu. İnsanlar burnunun dibindeki tehlikeyi bilmesin, kimse ihmalleri konuşmasın, 'her şey kontrol altında' yalanı sürsün diye, ilk dakikada gerçeğe sansür uyguluyorsunuz.
Bu milletin evlatları toprağa düşerken, sizin derdiniz 'haber duyulmasın, karizma çizilmesin' ise yerin dibine batsın sizin koltuk sevdanız! O koltuklarda oturup sosyal medyadan hamaset yapmakla bakanlık yapılmaz. Yalova’daki o ev, bir günde o hale gelmedi. O silahlar oraya bir gecede girmedi. Gerçekleri karartarak, yasak koyarak bu vebali örtemezsiniz. Bu milletin evlatlarının canı, sizin siyasi imajınızdan değerlidir!” HABER MERKEZİ
* * *
Türkiye'nin hesabı var
Avukat Senem Doğanoğlu'na göre, DAİŞ'e yönelik operasyonların şiddeti ve yönü üzerinde Türkiye'nin Suriye politikası her zaman belirleyici olduğunu söyledi.
Evrensel'deki habere göre; Doğanoğlu, "IŞİD'le mücadelede Uluslararası Koalisyon'la olan hesabı açısından Türkiye'nin birdenbire operasyonların arttığını görebiliyoruz" diyor. Bu durumu, Türkiye'nin geçmişte Suriye'den istediği kişileri getirebilme kapasitesiyle ilişkilendiriyor. Ancak, Türkiye'nin Uluslararası Koalisyon ve QSD ile yaşadığı çatışma ve ihtilaf nedeniyle bu operasyonların bir yoğunlaşma içinde olduğunu ifade ediyor.
2017'de sözde hilafetin yıkılışının ardından DAİŞ "herkes kendi evine dönsün" çağrısı yapmıştı. Doğanoğlu, bu tarihten itibaren DAİŞ'in Afrika'da yoğun eylemlere yöneldiğini, bunun Avrupa açısından da yeni riskler doğurduğunu belirtiyor. DAİŞ tehdidinin günümüzde bir korku unsuru olarak politik amaçlarla kullanıldığını ifade eden Doğanoğlu, "Avrupa'da şu anda özellikle sağ popülizminin artması için çok işlevsel bir IŞİD korkusu var. Türkiye açısından da benzer şekilde gündemde" diyor.
Doğanoğlu, hilafet sonrası zemin kaybettiğini kabul etmekle birlikte, DAİŞ'in tamamen bitmediğini, sadece tarihsel olarak "aparatlığının" azaldığını, ancak ihtiyaç duyulduğunda yeniden görevini yerine getirebilecek geçişken bir yapı olduğunu vurguluyor.
Türk yargısının toleransı
Türkiye'nin DAİŞ ile ilişkisinin stratejik derinlik politikası çerçevesinde şekillendiğini ifade eden Doğanoğlu, şunları söylüyor: “Türkiye'nin Suriye dış politikası zaten IŞİD olan ilişkileri belirledi. Bunu 2015’ten beri katliamdan bu yana, katliamlardan bu yana daha net telaffuz edebiliyoruz. Yargının müthiş bir toleransı var. İşte bu kişiler kim gerçekten ele getiremezler miydi yaşarken? Çünkü belli ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı dedi. Belli ki Türkiye Cumhuriyeti'nde IŞİD faaliyetlerini hala örgütleyen kişiler. IŞİD'e karşı yargısıyla, emniyetiyle, bütün mekanizmasıyla zaten bir hoşgörü alanı açma bahis konusu."
QSD, Koalisyon ve DAİŞ
Güncel duruma dair ise Doğanoğlu, en büyük kavganın bir şekilde Rojava ile olduğunu, ancak QSD'nin Uluslararası Koalisyon'la birlikte DAİŞ tehlikesinin devam ettiğine dair açılımlar yaptığını belirtiyor. "Uluslararası ortaklıklar, koalisyon sonuçta SDG üzerinden yürüyor" diyen Doğanoğlu, Türkiye'nin bu kamplar konusunda da talip olduğunu ve SDG'ye karşı bir seçenek olarak sunduğu Colani bölgesini desteklediğini hatırlatıyor. Doğanoğlu, Suriye'de Colani üzerinden yeniden tahkimat ve IŞİD'e karşı büyük operasyonlar yapmak göstermek, Türkiye'nin mevcut politikası açısından çok işlevsel olduğunu belirtti.















