Delal: Bir kıyamet hikayesi

Dosya Haberleri —

Delal... foto kaynak: Sedat Ulugana arşivi

Delal... foto kaynak: Sedat Ulugana arşivi

  • Zilan Soykırımı'nda Delal'in annesinin, babasının ve amcalarının da içinde bulunduğu 15 yakını, Kündük denen bölgede katledilir. Delal cenazelerin altında kalarak sağ kurtulur ama aklını terk ederek... Çünkü vahşetin boyutu akıl almazdır.
  • Delal katliamdan aklını bırakarak çıkmıştı ama yaşadıkları burada bitmez. Delal, Erciş'te kendi halinde yaşarken kaçırılır. Delal'in gözleri mantar tabancasıyla kör edilir, sonra da tecavüze uğrar. Delal, önce aklını, sonra gözlerini, ardından da kalbini yitirir...

GÜLCAN DERELİ

Zilan'da 1930 yılında onbinlerce Kürt, devlet tarafından “lebalep” katledildiğinde o cenazelerin altında bir kız çocuğu vardır. Babasının adı Evlo, annesinin adı Xezal'dir. Kendisinin adı da Delal'dir. Zilan'ın Mılk köyündendir ve İskî (İskan) aşiretindendir. Zilan Soykırımı'nda Delal'in annesinin, babasının ve amcalarının da içinde bulunduğu 15 yakını, Kündük denen bölgede katledilir. Delal cenazelerin altında kalarak sağ kurtulur ama aklını terk ederek... Çünkü vahşetin boyutu akıl almazdır. Halbuki Delal o vakitler amcasının oğlu ile nişanlıdır, hayalleri vardı, nişanlısının adı da Reşit'tir. Reşit katliamdan kaçarak kurtulur ve Cülge köyüne yerleşir. Türkçeleşmiş adı Karatavuk'tur. Adilcevaz yolu üzerindedir ve Erciş'in Bitlis il sınırına yakın son köydür. Reşit, orada Rabia adında bir başka kadınla evlenir. Delal bir katliamdan aklını bırakarak çıkmıştı ama yaşadıkları burada bitmez. Beterin beteri vardır... Biz de Delal'i tanıyan Ercişli İzzet Bütün, Fevzi Can, Yılmaz Telek ve Sıddık Kandemir'den hikayesini dinledik.

İzzet Bütün

Akıl sağlığını yitirir

Delal tüm yakınlarını katliamda kaybeder ve katliamı gerçekleştiren devlet güçleri onun da öldüğünü sandığı için oradan ayrılır. Ancak Delal ölmemiştir ama akıl sağlığını yitirmiştir. Cenazelerin içinden çıkarak kendini kurtarmaya çalışan Delal, kendisini bir kalabalığın içinde bulur. Aklını kaybettiği anlaşılan ve kimsesi olmayan Delal'i Ercişli Halim Çelebi tarafından alınır. Delal, artık Erciş'te yaşamaktadır ve tüm çocukların eğlencesidir. Ve dilencilik yaparak yaşamını sürdürür. Halim Çelebi de, Delal'ın dilencilik yapmasına göz yumar ve ondan faydalanır. Ancak Delal akıl sağlığı yerinde olmadığı için Halim Çelebi'nin kendisine sahip çıktığını düşünür. O dönem daha çocuk olan İzzet Bütün, şöyle anlatıyor: "Çocuktum bir keresinde şahit oldum, Delal’e Halim Hoca ölsün dediklerinde Delal de, senin annen ölsün, baban ölsün, bir de Reşit ölsün. Halim hoca ölmesini derdi. Reşit nişanlısıymış. Delal halk tarafından çok sevilen biriydi. Delale diyorlardı. Kendi halinde biriydi" diyor. 

Fevzi Can

Zilan'da tek bir mezar yok

"Zilan’ı ve Delal’ı anlatırken insan onurunun, insan şerefinin değerlerinin kirlediği yerdir, katledildiği yerdir" diyen Fevzi Can ise şöyle anlatmaya başlıyor: "Zilan’da resmi rakamlara göre 15 bin, resmi olmayan rakamlara göre 30 bin insan katlediliyor. Katliama uğrayan 28 köy vardır. O dönem Cumhuriyet gazetesi çok ahlaksızca bir manşet atıyor, 'Zilan’da 15 bin şafi bertaraf edildi Zilan Deresi lebalep cenazelerle dolu, temizlik harekatı başladı.' Lebalep derken yani dudak dudağa, üst üste diyor. Bence burada sorgulanmayan şu vardı. Hadi resmi rakamlar üzerinden konuşalım 15 bin kişi katlediliyor, peki Zilan'da kaç mezar vardır, tek bir mezar bile yoktur. Tarih şunu sorgulamıyor. Bu olaya yaklaşırken bir halkın hafızasını, belleğini silmek anlamında yaklaşıyor. Peki 15 bin insan öldü bunların etini yediniz mi? Ne yaptınız bu insanları, niye bir mezarları yok? Mesela Avusturalya’dan Çanakkale'ye bu ülkeyi işgal etmeye gelen Anzakların mezarı vardır. Peki neden Zilan’da katledilenlerin mezarı yoktur. Bugün devlet mezar yıkıyor. Çünkü mezar taşları bir halkın belleğidir, bir halkın hafızasıdır, eğer bir halkın hafızasını, belleğini yok etmek istiyorsanız böyle davranacaksınız. İşte Zilan’da mezarların olmaması o katliamın tarihe taşınmaması içindir."

Delal'in gözleri...

Delal, Erciş'te kendi halinde yaşarken kaçırılır. Kaçıranlar ise Zilan Katliamı'nda rol alan işbirlikçilerin çocuklarıdır. Delal'in gözleri mantar tabancasıyla kör edilir, sonra da tecavüze uğrar. Kaçırılan Delal her yerde aranır ancak uzun bir süre bulunamaz. Aradan ne kadar zaman geçtiği bilinmez, Delal bulunduğunda perişan haldedir. Fevzi Can anlatıyor: "Cenazelere tecavüz ediliyor. Yüzüğü çıkmayan kadınların parmaklarını kesip yüzüklerini çıkarmışlar. Ganimetleri paylaşmak adı altında -dünyanın hiçbir yerinde hamile kadınların karnı hançerlenerek bebeleri çıkarılmamış- yanındaki askere bu bebeği öldürün denilmiştir. Bunu yapmayan askerler bacaklarından vurulmuştur. İşte Zilan'ı anlamanın en somut dilidir Delal. Zilan’ı anlamak istiyorsan Delal’e bakacaksın. Bir genç kadın cenazelerin altından aklını yitirerek çıkıyor. Delal Erciş’te Erciş halkının kirlenmiş namusu ve şerefidir. İslam’ın kirlenmiş somut bir ifadesidir Delal. Delal’ın ölümü daha acıdır. Çünkü orada görülen zulüm az görüldü. Delal’i kaçırdılar, tecavüz ettiler, gözlerine mantar tabancası sıktılar, kör ettiler. Aklını yitirmiş bir kadın kendisine yapılan bu zulme anlam veremiyor. 'Bunlar bana niye yapıldı bilmiyorum' diyor. Bildiği bir tek şey vardı sadece o da hissettiği acıydı. Tanrıya diyor 'biz sana ne yaptık da sen bize bunları yaptın.' Delal şahsında belki tanrıyı sorgulamak gerekir. Biz bunlara ne yaptık bu zulmü bize niye yaptılar. Daha sonra Delal’in hamile olduğu iddia ediliyor ve bir sabah uyanıyorlar Delal ölmüş. Şimdi otopsi var mı diyeceksiniz, dedim ya 10 binlerce Kürt öldürüldü tek bir mezar yoktu, kim Delal’e otopsi yapacaktı."