Reber de bir Garibe'dir

Dosya Haberleri —

Reber Soydan

Reber Soydan

  • Devletin ruhuna işlemiş Kürt alerjisinin bir tezahürü. İşte bu nedenledir ki cezaevlerinde sık sık tabutlar çıkar. Bu kimi zaman "intihar" kılıfında olur, kimi zaman "hastalık" kılıfında... Oysa cezaevindeki hiçbir ölüm normal değil, eğer Kürtsen hiç değil. Van F Tipi Cezaevi'nde kalan Reber Soydan da bunlardan biri...
  • Reber de tıpkı Garibe Gezer gibi 'intihar' etti denilenlerden. Ne aile inanıyor ne de avukatları. Baba Soydan, "İntihar ettiğini söyledikleri gün beni aradı. Keyfi yerindeydi, para istedi, televizyon alacağım dedi. Ben gerçekten intihar ettiğine inanmıyorum. Gerçekler ortaya çıkarılsın" diyor daha yasını tutarken...
  • Cezaevi avukatına önce çarşafla, sonra iple kendisini astığını söylüyor. Ardından ranzaya astı, sonra da pencerenin demirine diyor. Her bilgi diğeriyle çelişiyor. Bu da şüpheleri arttırıyor. Avukat Nukeyf Onursal, "İntihara inanmıyoruz, Reber'in boyu 189 ve zemine tam olarak 1 metre mesafeden intihar ettiği iddia ediliyor. Bu mümkün olmayan bir durum" diyor.
  • Reber'in cenazesinin maruz kaldığı muamele de şüpheleri güçlendiriyor. Hastanelerin morgunda, Gasilhanede cenazenin yıkanmasına izin verilmiyor. Reber'in cenazesi komşuların derme çatma barakalarında bir tahta üzerinde sofra naylonu serilerek yıkanıyor. Bu esnada boğaz kısmında bir kesik izi görülüyor...

 

GÜLCAN DERELİ

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri bu ülkenin kanayan bir yarası. Bir yandan 80 yaşındaki anneler uydurma gerekçelerle cezaevine atılırken, bir yandan da ömürlerinin baharında olan gençler de benzer şekilde müebbetlik hapislerle cezalandırılıyor. Yetmiyor bu kez de cezaevlerinde ağır uygulamalarla karşılaşıyor. Tecrit ediliyor, tüm sosyal ve insani haklarından ediliyor; gardiyanın, jandarmanın işkencesine maruz kalıyor. Hak arama kanalları kapalı olduğu gibi cezaevlerinde eziyet etmekten keyif alan bir idare biçimi uygulanıyor. Bu elbette herkese aynı düzeyde uygulanmıyor, Kürtsen özel bir muameleye tabi tutuluyorsun. Bu devletin ruhuna işlemiş Kürt alerjisinin bir tezahürü. İşte bu nedenledir ki cezaevlerinde sık sık tabutlar çıkar. Bu kimi zaman "intihar" kılıfında olur, kimi zaman "hastalık" kılıfında... Oysa cezaevindeki hiçbir ölüm normal değil, eğer Kürtsen hiç değil.

Hep aynı bahaneler

Çok değil yakın tarihe bakalım, 9 Aralık 2021 yılında Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde Garibe Gezer'in intihar ettiği söylendi. İntihar açıklamaları başta ailesi ve onu tanıyanlar olmak üzere herkese şüpheli gelmişti. Nitekim çok geçmeden de Garibe'ye uygulanan işkencelerin görüntüleri ortaya çıktı, cezaevindeki arkadaşlarının ifadeleri ortaya çıktı, en önemlisi de Garibe'nin kendi el yazısıyla yaşadığı işkenceyi kaleme aldığı notlar ortaya çıktı. Yani gerçeklerin ne olursa olsun ortaya çıkmak gibi bir huyu vardı ve devlet ne kadar gizlemek istese de başaramamıştı. Bu kez Van F Tipi Cezaevi'nde kalan Reber Soydan için aynı iddialar gündemde.

Daha gençliğinin baharında olan Reber Soydan'ın Van F Tipi Cezaevi'nde 11 Mayıs gecesi yaşamına son verdiği iddia ediliyor. Başta ailesi olmak üzere avukatları ve onu tanıyanlar bu iddiaya inanmıyor. Çünkü Reber moralliydi öyle bir ihtimal dahi yoktu. Şüpheleri artıran ise çok fazla çelişki içeren bilgi paylaşılıyor olması. Cezaevi idaresinin verdiği bilgilerin biri diğerini tutmuyor. Bu tutarsızlık da şüpheleri güçlendiriyor.

 

Mehmet Selim Soydan

 

Gelecek planları yapıyordu

Oysa Reber, intihar ettiği iddia edildiği gün babasıyla konuşmuştu. Koğuş değiştirmek istediğini ve televizyon almak için para göndermesini istemişti. Gelecek planları yapıyordu. Gelecek planları yapan bir insan neden intihar etsin? Ne olmuştu, iddia edildiği gibi psikolojik sorunları var mıydı? Biz de Reber'in babası Mehmet Selim Soydan'a sorularımızı yöneltiyoruz. Baba Soydan, evladıyla yaptığı son görüşmesini şöyle özetliyor: "İntihar ettiğini söyledikleri gün beni aradı. Saat 13:43'te aramıştı. 9 dakika konuştuk. Her zamanki gibi gayet normal konuştuk, keyfi yerindeydi. Hatta küçük kız kardeşleriyle de konuştu. En son bana, ‘baba ben dilekçe verdim müdüre ayrı odada kalmak istiyorum. Bana biraz para gönder, ben kendime televizyon alacağım. Yalnız odada kalmak istiyorum’ dedi. Ben de tamam oğlum, pazartesi sana para gönderirim dedim. Sonra süresi bitti zaten, baba kapanıyor dedi vedalaştı gitti. Her zamanki gibi hiçbir sorun yoktu. Ramazan ayında açık görüş vardı, ziyarete gitmiştim. Gayet keyifliydi, herhangi bir sorun yoktu. Normal konuşuyordu, ben gerçekten intihar ettiğine inanmıyorum. Böyle bir şey yapmayı düşünüyorsa niye para istesin? Bir sürü şüphem var. İnsanın aklına her şey geliyor."

Açığa çıkarılmasını istiyoruz

Ailenin ortanca çocuğu olan Reber'in ailesine özlem duyduğunu ancak asla intiharı düşünecek bir çocuk olmadığını dile getiren baba Soydan, sözlerine şöyle devam ediyor: "Ben sadece bunun açığa çıkarılmasını istiyorum. Kendisi yaptıysa da açığa çıkarılsın, başkaları yaptıysa da açığa çıkarılsın. Daha 20 yaşına varmadan bir gencin ölmesi herkes için şüpheli, biz bunu biliyoruz. 20 yaşındaki bir gencin bu şekilde ortadan kaldırılması veya intihara sürüklenmesinin arkasında ne varsa ortaya çıkarılsın. Cebinde olduğu söylenen notla ilgili hiçbir bilgimiz yok. Hala ne olup bittiğinden haberimiz yok. Biz şu anda taziyemizle ilgileniyoruz. "