Direniş mevzilerinde gazetecilik
Toplum/Yaşam Haberleri —

Dilovan Asmîn
- Kobanêli Dilovan Asmîn de savaşın ve hakikatin kesiştiği en sıcak noktalardan haber geçiyor. Asmîn, şu anda Qereqozax’ta bir yandan gerçekleri halka aktarmaya çalışırken bir yandan da savaşçıların mücadelesine tanıklık ediyor.
ZELAL ATEŞ
Savaşın ortasında gazetecilik yapmak, sadece bir meslek değil aynı zamanda bir direniş biçimi. 2019’dan bu yana sahada gazetecilik yapan Kobanêli Dilovan Asmîn de savaşın ve hakikatin kesiştiği en sıcak noktalardan haber geçiyor. Asmîn, şu anda Qereqozax’ta bir yandan gerçekleri halka aktarmaya çalışırken bir yandan da savaşçıların mücadelesine tanıklık ediyor.
Qereqozax bölgesi, aylardır saldırıların hedefinde. Türk ordusu ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) çeteleri, bölgeyi ele geçirmek için yoğun saldırılarını sürdürüyor. Ancak Qereqozak aynı zamanda, savaşın en güçlü direnişlerine de sahne oluyor.
Gazeteci Dilovan Asmîn ve arkadaşları, halkın ve savaşçıların yanında, yaşananları dünyaya duyurmak için çalışıyor. “Sabit bir yerimiz yok, çünkü savaşın içinde hakikat nerede yaşanıyorsa biz de oradayız" diyen Asmîn ekliyor: “‘Var olmak ya da olmamak’ sürecini yaşıyoruz. Her alanda, her bölgede halkımıza dönük saldırılar var. Burası sadece bir savaş bölgesi değil, bir direniş alanı. Savaşçılar mevzilerini terk etmiyor, halk ise onların etrafında kenetlenmiş durumda. Biz de her şartta baskı ve tehlikelere rağmen halkın yanında yer alıyoruz. Bu mücadelenin tanıkları olarak, onları ve hakikati kayda alıyoruz.”
Mirası sahipleneceğiz
Savaşın en büyük hedeflerinden birinin de gerçeğin duyulmasını engellemek olduğuna dikkat çeken Asmîn, Türk devletinin, hakikatin halka ulaşmasını engellemeye çalıştığını dile getiriyor.
Kuzey ve Doğu Suriye’de gazetecilik yapmanın sadece bir meslek değil, hakikatin ve halkın sesi olma sorumluluğu olduğunu vurgulayan Asmîn, şöyle devam ediyor: “Nazım, Cihan, Aziz ve Egîd Roj ve nice arkadaşımız gerçeği açığa çıkarmak için yürüdükleri bu yolda hedef alındılar, katledildiler. Onlar savaşçı değildi; ellerinde silah değil, kamera ve kalem vardı. Arkadaşlarımızın amacı gerçekleri açığa çıkarmaktı. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan direnişi duyurma, hakikati tüm topluma ulaştırma iddiaları vardı. Biz de katledilen arkadaşlarımızın mirasını sahipleneceğiz. Asla tereddüt etmiyoruz, geri adım atmayı düşünmüyoruz. Onların ardılları olarak gerçekleri dünyaya duyurmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
Halk savaşçıların yanında
Yürütülen savaşın bir halkın varlık mücadelesi olduğunu kaydeden Asmîn, savaşçıların ağır saldırılara rağmen mevzilerini terk etmediğini, halklarını ve topraklarını savunduğunu söylüyor.
Asmîn, "Burada yüksek bir bağlılık var. Halk, ‘Savaşçıların varlığı, halkın varlığıdır’ diyor. Herkes bunun farkında. Onlara duyulan inanç, verilen destek bir an bile azalmıyor. Halkın, savaşçılarının arkasında olduğunu görmek, onların inancıyla direnmeye devam ettiklerini hissetmek bize de güç veriyor. Onlardan aldığımız güçle, hakikati yazmaya ve bu direnişi sonuna kadar duyurmaya devam edeceğiz” diye anlatıyor.
Direnişle karşıladık
Rojava’daki kadınlar da bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajıyla karşıladı. Asmîn, Qereqozax’taki atmosferi şöyle anlatıyor: “Her sene kutlamalarla, şenliklerle geçirirdik ama bu sene biraz daha farklı bir atmosfer yaşadık. Direniş mevzilerinde yer aldığımız farklı bir 8 Mart oldu. Saldırılar ne kadar ağır olursa olsun, koşullar ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın, kadınların direnişi baki kalacak. Ve biz bu direnişi zaferle taçlandıracağız. Tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyor ve bu 8 Mart’ın tüm kadınların özgürlüğüne vesile olmasını diliyoruz.”