Direnişe davet var

Forum Haberleri —

  • Başkan Apo’nun fiziki özgürlüğünü gerçekleştirene kadar bu direniş dalgasını daha da büyütmek hayatidir. Enternasyonal dayanışma tam da bu direniş hamlesi için gereklidir. Özgürlük zamanıdır çağrısı, İnsanlığın kurtuluşu için direnişe davet çağrısıdır.

ŞÜKRÜ GEDİK

Erdoğan'ın kurduğu totaliter faşist rejime karşı başlatılan direniş eylemleri önemli bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Zindanlarda başlayan açlık grevleri iki aya yaklaşmaktadır. Kürtlerin yaşadığı bütün ülkelerde kitlesel eylemler gelişmekte, sokaklar canlanmaya başlamaktadır. Abdullah Öcalan'a özgürlük eylemleri, uluslararası sınırları aşarak her ulustan ve her coğrafyadan insanın sahiplendiği kampanyalarla önemli bir ivme kazanmıştır. Milyonlarca emekçinin üye olduğu işçi sendikaları “özgürlüğün zamanı geldi" diyerek kampanyalar yürütüyorlar. İngiltere, Güney Afrika işçi sendikaları bu kampanyalara öncülük ederek önemli bir rol üstlenmiş durumdalar. Tecride, faşizme, işgale karşı özgürlük zamanı hamlesine katılmak için direnişe davet var. Barış, demokrasi, özgürlük talebinde bulunan, halkların bir arada, birlikte yaşama arzusunda olan her kesin bu direnişe katılması gerekiyor.

AKP-MHP faşist iktidarına karşı bütün cephelerden ortak ve eşgüdümlü mücadele etme zamanı çoktan gelmiştir. Başkan Apo’ya özgürlük kampanyasının bu kadar yaygınlaşması ve sahiplenilmesinin birçok nedeni vardır. Bir birey şahsında insanlık değerlerin temsil gücüyle alakalı bir durumdur. Toplumsal sorunları çözen düşünce gücüne sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Önder Apo’nun özgürlüğü Ortadoğu halkları açısından daha fazla önem taşımaktadır. Sorunlu bir coğrafya olan Ortadoğu’da, barışa olan özlemin Başkan Apo’nun düşünceleriyle gerçekleşeceğine dair inançlar pekişmiştir. Dışarıdan müdahalelerle Ortadoğu’ya çözümün gelmediğini, tam tersine gelenekçi toplum yapılarını kan revan içinde bıraktığını Irak’ta, Suriye’de görmüş olduk.

Başkan Apo’nun demokratik toplum paradigması sadece Ortadoğu halkları açısından değil, kapitalist moderniteye karşı duran bütün insanlığın kurtuluş umudu haline gelmiştir. Demokratik modernite, demokratik toplum çözümü, sorunların çözüm yolunu gösterdiği için geniş halk toplulukları tarafından sahiplenilmektedir. Başkan Apo’nun önderliği, hiç tartışmasız ezilen, sömürülen, ötekileştirilen bütün sınıf ve tabakaların, bütün etnik ve inanç guruplarının önderliğidir. Tecrit ile halkların önderliğine karşı insanlık suçu işlenmektedir. Halklar, çeşitli kampanyalarla, direniş eylemleriyle Başkan Apo’yu sahiplenmeleri anlaşılır ve beklenen bir durumdur.

Çelişki ve çatışma bölgelerinde, oluk oluk kan akıtarak sorunların çözülmediğini yakın tarih ispatlamaktadır. Ortadoğu’nun en girift sorunlarından biri de Kürt sorunudur. Kürt sorunun çözümü Ortadoğu’daki diğer sorunlarında çözüm anahtarı olacaktır. Başkan Apo’nun özgürlüğü sorunların çözümü demektir. Fiziki özgürlüğün gerçekleşmemesi halinde Kürt sorunu daha da derinleşerek devam edecek, bölgesel ve hatta uluslararası bir sorun olarak herkesi etkileyecektir. Türk faşizmi durdurulmadığı müddetçe Ortadoğu halklarının tümü zarar görecektir. DAİŞ hamisi diktatör Erdoğan radikal selefi çete guruplarını uluslararası alanlarda kullanarak insanlık için büyük bir tehlike saçmaktadır. İşte bu nedenlerden ötürü tecridin son bulması ve faşizmin durdurulması gerekmektedir.

Yaşadığımız bölgenin kaotik durumundan yararlanan ve çıkar devşiren küresel güçler, sorunları çözme yerine daha da derinleştirme yöntemlerine başvurmaktadırlar. İmralı işkence ve tecrit sistemi de bu yöntemlerden biridir. İşkence ve tecrit sisteminin uygulanması kapitalist sistemin denetiminde ve gözetiminde gerçekleşmektedir. Tecrit bir birey sorunundan ziyade halkların sorunlarıyla direkt bağ içinde olan bir uygulamadır. Tecrit, faşizm ve işgal, Ortadoğu halklarının tümünü ilgilendiren girişimlerdir. Halkların ortak hareket etmeleri bu nedenle çok değerli ve anlamlıdır. Türk devletinin faşist yayılmacı emelleri ve tecrit uygulaması, DAİŞ ve türevi terör guruplarını besleyip kullanması, halkların geleceği açısından tehlike oluşturmaktadır. Tecrit ve İmralı işkence sistemini çok boyutlu düşünmek ve yaratacağı etkileri hesaba katmak gerekir.

Tecride karşı daha öncede de Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi ve ardından gelişen zindan direniş eylemleri önemli bir sonuç yaratmıştı. Faşist iktidar bu eylemleri durdurmak için İmralı ile görüşmeye izin vermek zorunda kalmıştı. Sadece görüşmenin yaptırılması yeterli değildir. Fiziki özgürlüğün şart olduğu bir süreçten geçmekteyiz. Çünkü; çökertme planı ile Kürt halkına imha dayatılmaktadır. Bu aynı zamanda Başkan Apo’nun fiziki imhası anlamına da gelmektedir. İmralı’da uygulanan ağır tecrit ve izolasyonun başka izahı yoktur.

Başkan Apo’nun fiziki özgürlüğünü gerçekleştirene kadar bu direniş dalgasını daha da büyütmek ve mutlaka sonuç almak, halklar açısından da hayatidir. Enternasyonal dayanışma tam da bu direniş hamlesi için gereklidir. Özgürlük zamanıdır çağrısı, İnsanlığın kurtuluşu için direnişe davet çağrısıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.