Dövizle borçlanıp riski artırdılar

  • Son iki yıldır Hazine’nin döviz cinsi senetler ile iç borç stoğunu artırdığını belirten Profesör Binhan Elif Yılmaz, “Anapara ve faiz geri ödemeleri gerçekleştirilirken, TL’nin değer kaybı daha da çarpıcı hale geliyor” dedi.

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, Sözcü’den Mehtap Özcan Ertürk ile söyleşisinde, yaşanan kur artışının üretimin girdi maliyetini artırarak enflasyonu besleyen bir döngünün içine girildiğini söyledi. TL’nin değer kaybetmesiyle Türkiye’nin artık yabancı yatırımcı için cazip bir yer olmaktan çıktığıın kaydeden Prof Yılmaz, ”Dolayısıyla salgın krizine TL’deki değer kaybının yanında bozulan mali disiplin ortamında yakalandık. Türkiye, uzun yıllardır cari açık vererek büyürken, son yıllarda bütçe açığı vererek büyümeyi ivmelendirmeye çalışıyor. Her iki açık da finansman ihtiyacı doğuruyor. Türkiye’nin en büyük kırılganlığı olan finansman ihtiyacının gerek Merkez Bankası kaynakları kullanılarak gerekse iç ve dış borçlanmaya giderek çözülmeye çalışılması, enflasyon, düşük büyüme hızı, kur artışı ve bütçe açıkları gibi diğer kırılganlıkları besliyor” dedi.

İç borç stoku artık 1.2 trilyon TL

2018’den itibaren iç borçlanma stratejilerinin değiştiğini, döviz cinsi ve altın tahviller ile TL cinsinden değişken faizli tahvillerin ihracına öncelik verilmeye başlandığını hatırlatan Prof. Yılmaz, ”Son iki yıldır Hazine’nin bu borçlanma stratejisi ile iç borç stoku artıyor, döviz cinsi senetler ile TL’ye güven azalıyor ve yerli paramız değer kaybediyor. 10 Mart 2020-20 Ağustos 2020 arasında 75.2 milyar TL’lik TL cinsi devlet tahviline karşılık, 105 milyar TL’lik dolar ve euro cinsi devlet tahvili ve kira sertifikası piyasaya sürüldü. İç borç stokunun yapısı değişti, riskleri arttı ve hızlı borçlanma sonucu 2009-2019 yılları arasında stok 1.5 kat artış göstererek 2019’da 875 milyar TL’ye ulaştı. Ağustos 2020 itibarıyla ise büyük bir sıçramayla iç borç stoku artık 1.2 trilyon TL.

Devlet bankalarının zararı

Düşük faizli krediler ve kur zararı ile kamu bankalarının zararlarının arttığına işaret eden Prof. Yılmaz, şunları keledi: ”Kamu bankalarının döviz açık pozisyonu Temmuz’da 24.5 milyar dolara çıktı. Kurdaki son durumun ortaya çıkardığı döviz açık pozisyonundaki bu hızlı yükseliş, bankacılık sektörünün riskini arttırdığı gibi Merkez Bankası’nda rezerv kaybını da beraberinde getiriyor. Merkez Bankası brüt döviz rezervi, 2019’da 76 milyar dolar iken Temmuz 2020 itibarıyla 46.6 milyar dolar düzeyine indi.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.