Edgar Hagen’den Rojava belgeseli
Kültür/Sanat Haberleri —
- Rojava’yla ilgili uzun metrajlı bir belgesel film yapan İsviçreli Edgar Hagen, “Rojava’da Kürt kadını çaresiz değildi. Silahlandı ve direndi. Bu da beni çok etkiledi ve filmimde buna detaylı yer verdim” diyor.
DENİZ BABİR/BERLİN
Kürtleri ilk kez 1993 yılında Lozan’da bir Kürt konferansı sırasında tanıyan Edgar Hagen, otuz yıldır film yönetmenliği yapıyor. Şu anda konusu Rojava olan belgesel filmi üzerine çalıştığını belirten Hagen, filmin halen yapım aşamasında olduğunu ve bu yıl vizyona sokacaklarını ifade etti. Berlin’de bu ay başında yapılan “Dünya’yı Yeniden Düşünmek: Zorluklar, Geçişler ve Kürt Perspektifleri” konferansına katılan Edgar Hagen’la yakında vizyona girecek olan filmi hakkında konuştuk.
Filmin konusu Rojava
Hagen, konusu Rojava devrimi olan filmin temel amacının mevcut ana problemleri bir şekilde çıplak haliyle ekrana taşımak olduğuna işaret ederek şunları söylüyor: “Rojava’ya ilk kez 2017 yılında gittim. Filmin çekimlerine 2020-22 yıları arası çekimlere başladım. Film halen yapım aşamasında ve bu yıl gösterimi olacak. Fakat bu filmi tek başımıza yapmadık. Güney Kurdistan’da Ekim Hareketi var. Onlarla ortaklaşa yaptık ve çok yardımcı oldular. Uzun metrajlı bir belgesel film. Amacım mevcut ana problemleri bir şekilde çıplak haliyle ekrana taşımaktı. Örneğin, bir çözüm nasıl olabilir ya da yaratılan krizler, kaoslar ve buna karşı alternatif çözümler nasıl oluyor vs. Aynı zamanda bu kaosa karşı direnen ve çözen bir dinamik yapı var. Mesala bütün bunlar Batı’nın bir politikası sonucu ortaya çıktı. Filmin konusu; Kürt halkı buna karşı nasıl çözüm buldu ve ne zorluklarla yaşamı inşa ettiler. Kürtler bir ülkeyi yeniden inşa ettiler. Bu öyle kolay bir şey değil.”
Batı kaos ve yıkıntı bıraktı
Hem yönetmen hem de yapımcı olan Hagen konuşmasının devamında film hakkında şu bilgileri veriyor: “Filmin bir kısmını Irak’ta çektik. Temel amaç şuydu; Batı’nın buradaki politikasına ve bölgede bırakılan izlere dikkat çekmek. Çünkü bölge halkına verilen söz özgürlük ve barıştı. Ama sonucunda bırakılan kaos ve yıkıntı oldu. geriye çılgınca bir şiddet ve tahribat bırakıldı.”
Kürt kadını silahlandı
Ayrıca filmde Rojava’da bulunan Hol Kampı’nı özellikle göstermek istediğini belirterek şöyle devam ediyor: “Hol Kampı Amerika ve dış politikanın sonucu ortaya çıkan bir sonuçtur. Bu çerçevede Reqa ve Kobanî’de filmi çektik. DAİŞ’e karşı nasıl amansız savaştıklarını ve kadınların ne denli bir direniş sergilediklerini gösterirken aynı zamanda kadınların nasıl özgürleştiğini de anlatmaya çalıştık. Sivil halkın nasıl bu yaşama sarıldıklarını ve özerkliklerini nasıl inşa ettiklerini ekrana getirtmek istedik. Amerika, Afganistan’dan çekildiğinde yönetim Taliban’ın eline geçti. Oradaki kadınlar çaresizdi. Fakat Rojava’da Kürt kadını bunu yapmadı, silahlandı ve direndi. Bu da beni çok etkiledi ve filmimde buna detaylı yer verdim. Rojava halkı kendi durumunu çok net olarak ele aldı ve buna göre yeni bir yaşamı sıfırdan inşa etti.”