Elazığ Cezaevi’nde açlık grevinde

.

.

  • Elazığ T Tipi Cezaevi’nde tutsaklar, baskıların fiziksel şiddete varmasından sonra iki günlük uyarı açlık grevine başladı. Tutsaklar, baskılar devam ederse süresiz açlık grevine başlayacak.

PERWİN YERLİKAYA / STUTGART

Mardin’in Nusaybin ilçesinde 14 Mart 2016’da uygulanan sokağa çıkma yasağının devam ettiği 26 Mayıs 2016’da kentten tahliye edilen 17’si çocuk 70 kişi hakkında açılan ve sonrasında tefrik edilen davada 11 yıl hapis cezasına çarptırılan Hüseyin Bağ ve adı öğrenilemeyen bir tutsak, hak ihlallerine karşı açlık grevine başladı. Elazığ Cezaevi’nde bulunan Necmettin Sonyacı, eşi Medine Sonyacı ile Perşembe günü yaptığı telefon görüşmesinde Elazığ Cezaevi’nde baskıların artık fiziki boyutlara vardığını ve bu nedenle tutsakların iki günlük (Perşembe ve Cuma) açlık grevlerine girdiğini belirtti.

Görüşmede eşi Necmettin Sonyacı’nın her gün baskı ve işkenceler ile karşılaştıklarını belirttiğini aktaran Medine Sonyacı, ”Ben kendim de koronayı atlattığım için 6 aydır eşimin ziyaretine gidemiyorum. Kendilerine bir gerekçe olmadan bu şekilde davranıldığı için şimdilik iki günlük açlık grevine girdiklerini belirtti. Eşim sağlık sorunları olduğu için açlık grevine giremiyor. Eğer sorunlar çözülmezse bu grevi süresize çevireceklerini belirtti” dedi.

Tek kişilik hücrelerde

Gardiyanların hem sayımda hem de arama gerekçesiyle içeriye girip eşyaları dağıttığını ve küfürler eşliğinde tutsakları darp ettiğini belirten Sonyacı, ”Elazığ Cezaevi’nin zaten keyfi uygulamalarını olduğu bir yer ve bu son dönemde daha arttı. Bu yüzden tutsaklarının çoğu açlık grevine girdi. Ayrıca üç kişi şu an sebepsiz yere tek kişilik hücrelerde ve bu halde açlık grevindeler.”

Tutsaklardan Hüseyin Bağ da önceki gün açlık grevi başlattıklarını iletti. Ablası Kader Bağ, kendilerini arayan kardeşinin cezaevinde artan hak ihlallerine dikkat çekmek ve bunları protesto etmek için aynı koğuşta bulunan iki arkadaşıyla birlikte açlık grevine girdiğini teyit etti. Bağ, kardeşinin telefon görüşmesinde söylediklerine ilişkin şunları aktardı: ”Kardeşim her sabah koğuşun gardiyanlar tarafından basıldığını, buna karşılık verince de onlara işkence ettiklerini söyledi. Sağlık haklarından tutun, kitap alımına kadar kısıtlama var. Kardeşim bize cezaevinde virüsün olduğunu ancak cezaevi tarafından bunu onlara söylenilmediğini belirtti. Cezaevinde işkencenin her türlüsü uygulanıyor. Bizler ailesi olarak daha önce de suç duyurusunda bulunmuştuk. Tekrar suç duyurusunda bulunacağız. Kardeşim talepler karşılanana kadar açlık grevinden vazgeçmeyeceklerini söyledi. Talepleri bir an önce yerine getirilsin.”

 

Seydişehir Cezaevi’nde korona

Seydişehir T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Yılmaz Uçar, cezaevinde birçok tutsağın salgına yakalandığını ve buna karşı önlem alınmadığını söyledi.

Konya Seydişehir T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Yılmaz Uçar, ailesiyle yaptığı haftalık telefon görüşmesinde birçok tutuklunun koronavirüsü (Kovid-19) salgınına yakalandığını paylaştı. Uçar, yanlarında bulunan dört koğuşta birçok tutsağın karantinaya alındığını ve buna karşı cezaevi yönetiminin bir önlem almadığını kaydetti.  

Bir aydır sosyal haklardan yararlanamadıklarını belirten Uçar, gardiyanların önlem almadan koğuşlarda sayım yaptığını ve şu ana kadar sadece bir litre sıvı sabun kendilerine verildiğini dile getirdi. Uçar, “Deterjan, kolonya ve dezenfekte ürünleri parayla dahi bizlere verilmiyor. Kantinden hiçbir şey satın alamıyoruz. Gardiyanlar maske dahi takmadan koğuşlarda dolaşıyor. Birçok kez cezaevi yönetimine dilekçe vermemize rağmen bize geri dönüş yapılmadı. Burada bizlere de virüsün buluşması an meselesi” diye seslendi. 

Uçar, gizli tanık beyanları gerekçe gösterilerek, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 5 buçuk yıl önce tutuklanmış ve Van T Tipi Cezaevi’nde işkenceye maruz kalmıştı. Kafasına 15 kanca atılan Uçar, 2 yıl önce 5 arkadaşıyla Konya Seydişehir T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Uçar, cezaevindeki çıplak arama dayatmasına karşı çıktığı için maruz kaldıkları uygulamalara ilişkin suç duyurusu bulunmuş, ancak sonuç vermemesi üzerine bir süre ölüm orucunda kalmıştı. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.