Eşitlik yasaları tehlikede

Kadın Haberleri —

Nilüfer Aktaş, Hülya Gülbahar, Emine Budak

Nilüfer Aktaş, Hülya Gülbahar, Emine Budak

  • Kadın kıyafeti, başörtüsü üzerinden Anayasa değişikliğini değerlendiren kadınlar, eşitlik yasalarının tehlikede olduğunu kaydetti.

Anti demokratik karakteriyle bilinen Türk devletinin Anayasası, AKP döneminde “demokratikleşme” adı altında kevgire döndü. Son dönem “başörtüsü serbestliği” üzerinden yapılan tartışmalar ile birlikte Anayasa’da yeni düzenlemeler gidiliyor.  Yapılacak olan düzenlemeler, kadın erkek eşitliği, aile yapısına ilişkin zaten yeterli olmayan yasaları da tehlikeye atmaya başladı.

En son CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 3 Ekim’de ‘kamuda başörtüsü serbestliğini’ içeren yasa teklifini meclise sunması ardından Erdoğan hemen ‘aileyi de güçlendirecek şekilde başörtüsüne anayasal güvence’ söylemi üzerinden Anayasa değişikliğini hızla Meclis'e sunacaklarını belirtti.

Konuya ilişkin Jinnews’ten Melike Aydın’a konuşan kadınlar, AKP iktidarının Anayasa’da yapacağı her değişikliğin kadınların aleyhine olacağını belirtti. Kadınlar, ailenin Anayasada tanımlamak yerine, insanların özgürce yaşaması için gerekli toplumsal koşulların oluşturulması gerektiğini söyledi. 

10. ve 41. Maddeye dokunulmamalı

Kadınların kıyafeti konulu bir Anayasa değişikliği yapmanın başörtülü ya da başörtüsüz bütün kadınlar için çok tehlikeli bir girişim olacağını söyleyen Feminist Avukat Hülya Gülbahar, toplumsal uzlaşmayla çözülecek olan kıyafet sorunlarının yasaların konusu haline getirilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Gülbahar, “Kıyafetle ilgili yasa ve anayasa değişikliği olmaması gerekir, o yüzden Eşitlik için Kadın Platformu olarak ‘yasalara dokunma, uygula’ diyoruz. Anayasaları uygulayamayanlar, Anayasa da yapamaz. Anayasaya LGBTİ evliliklerin engellenmesi ve evlilik konusundaki eşitlik hakkına karşı çıkmak üzere hüküm koymak ayrımcılık ilkesine aykırı olacak. Ailenin, eşler arasında eşitlik ilkesine dayandığını söyleyen 41. Maddesi’ni, bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaya çalışmak; tekrar Medeni Kanunu ‘ailenin reisi erkektir’ diyerek elden geçirmek ya da Medeni Kanunu tümden ortadan kaldırmak sonucunu doğuracaktır. Bunlar çok tehlikeli adımlar. Anayasanın eşitlikle ilgili 10. Maddesi ve ailede eşitlik getiren 41. Maddesi’ne dokunmamak gerekiyor. Onun için EŞİK olarak her siyasi görüşten kadınla bir araya geldik, sözümüz çok net, Anayasaya dokunmayın” sözlerini kullandı.

Aile tanımı daraltılıyor

Aileye “kadın, erkek ve çocuktan oluşur” diye bir tanım getirmenin aileyi güçlendirmek değil, aile tanımını daraltmak anlamına geldiğini belirten Gülbahar, “İktidar, Anayasanın 41. Maddesi’nde aileyi güçlendirmekten bahsedeceğini söylüyor ama aileyi zayıflatacak ve aile konusunda ayrımcılık getirecek düzenlemelerden bahsediyor. Aile gibi bir konuyu Anayasada tanımlamak yerine, insanların istediği aile formunda özgürce yaşaması için gerekli toplumsal koşullar oluşturmak lazım. İsteyen geniş aile, isteyen çekirdek aile halinde yaşar. İsteyen, istediği kişiyle ve cinsiyetle evlenebilir, evlenebilmelidir. Bu anlamda evlenmek ve evlenmemek özgürlüğü bireysel bir haktır. Hiç kimse de evlenmeye ya da çocuk doğurmaya zorlanmamalıdır” diye ifade etti. 

Günde üç kadın katlediliyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşmeye” başörtüsünden başlıyor olmasını manidar bulduğunu ifade eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Kadın Meclisi’nden Emine Budak, “Bu ülkede günde ortalama üç kadın öldürülüyor. Kadın cinayetlerinin bu kadar yüksek olduğu ve kadın katillerinin serbest kaldığı bir dönemde kadının kılığına kıyafetine, konuşmasına, oturmasına, her şeyine karışılması doğru bir politika değildir. Bunca soruna dikkat çekmeyip, örneğin İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar gündeme gelmesini istemezken, kadın cinayetlerinde en ağır cezanın verilmesi istenmezken, başörtüsü üzerinde durması bir parça anlamsız geldi” diye konuştu.

CHP’nin bu çıkışıyla iktidarın eline çok ciddi bir koz verdiğine dikkat çeken Budak, “Bu genel değişiklik hiçbir zaman için hiçbir kadının lehine olmayacak. Hatta daha da ileri bir boyuta götürdü. Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışını anlamsız ve kadın haklarına karşı yapılmış yanlış bir hareket olarak yorumluyorum” diye belirtti.

Kadının kıyafeti üzerinden yasa çıkarılması yanlış

Başörtü yasasını kendi adına tanımadığını ve her kadının da kendi içinde bireysel olarak konuyu değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Türkiye İşçi Partisi (TİP) Kuşadası İlçe Başkanı Nilüfer Aktaş, “Sonuçta bir kadın üzerinden, kadının kıyafeti üzerinden, kadının hal ve hareketleri üzerinden bir yasa çıkarılması hatta bunun üzerine konuşulması bile bana göre çok yanlış. Dolayısıyla laiklik üzerinden gidilmesi ve onun üzerine çalışılması kesinlikle çok daha önemli” diye konuştu.

İZMİR

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.