Eyn İsa ve Rus oyunları!

Rohat BARAN yazdı —

  • Her güç politik olarak çıkarlarını gözeten taktikler izler, ama Rusya bu konuda ne ahlaki ne de insani değerlerle uyuşan oyunlar oynuyor. Rusya’nın şu anda yaptığı şey Türk sopasını kullanarak Eyn İsa’nın rejime teslim edilmesini sağlamak!

Eyn İsa küçük bir kasaba, ancak bulunduğu yer stratejik öneme sahip. Kobanê’nin güneydoğusunda, Reqa’nın kuzeyinde, Girê Spî’nin güneybatısında ama bu üç merkezin birbiriyle kesişim noktası olmakta. Bununla birlikte Irak sınırında bulunan Tıl Koçer’den başlayarak, Qamişlo, Hasekê, Tıl Temir, Serêkaniyê, Girê Spî gibi yerlerin arasından geçip Kobanê, Minbic, Efrîn, Halep, diğer taraftan Lazkiye, yani Akdeniz’e açılan M4 yolunun en stratejik yerinde bulunmakta. Eyn İsa’nın bağlantı ve geçiş noktası olması açısından böyle önemli bir yanı var, ancak diğer yandan daha da önemli ve Türk devletinin daha fazla dikkatini çeken yanı ise Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê, Minbic ve Şehba şehirleriyle Reqa ve Cezire bölgesini birbirine bağlayan köprü pozisyonuna sahip olmasıdır.

Türk devleti bir aydan fazla bir süredir Eyn İsa’ya yönelik saldırılarını arttırmış durumda. Basına yansıdığı kadarıyla sevkiyatlar ve ciddi bir hazırlık da yapmaktadır. M4 yolunu geçen ve Eyn İsa’yı da içine alan bazı alanlara saldırı neredeyse hiç durmadan sistematik olarak sürdü, ancak son günlerde bazı yerleri işgal etme amaçlı sızma girişimleri de gerçekleşiyor. Haliyle bunun sonucu yer yer sıcak temaslar ortaya çıkıyor. Basına yansıdığı kadarıyla son birkaç günde 40’a yakın çete öldürüldü. 

9 Ekim 2019’da Girê Spî ve Serêkaniyê işgal edildikten sonra Rusya ve ABD’nin garantör olduğu bir ateşkes imzalanmıştı. Buna göre garantör ülkeler Türk devletinin işgalciliğini bir nevi onaylamış olsalar da daha fazla saldırgan tutumlar içinde olmasını da sınırlamış olacaklardı. Ancak son süreçte saldırıların artması, buna karşı Rusya ve ABD’nin suskun kalması kafalarda soru işaretleri oluşturuyor.

Bölge halkı durumdan rahatsız, Ruslar buraları İdlib’de biraz daha ilerlemek için Türk devletine pazarlık konusu haline getirdi diyerek tepki gösteriyor. Bir anlaşma var mı, yok mu konusunda hiçbir güç bir açıklama yapmış değil ya da somut bir bilgi ya da belge ortada bulunmamaktadır, ancak Rusya’nın içinde olduğu pratik, bir anlaşmanın yapılığı kuşkularını ortaya çıkarıyor. Normalde Türk devletine bu tutumundan kaynaklı bir ültimatom verse, TC bırakalım çeteleri harekete geçirip sızma girişimlerinde bulunmayı, top atışlarını da durdurmak zorunda kalır. Ancak yapılan, sadece izleyici konumunda kalmaktır. Bu da karşılıklı birbirini yoklama, alışveriş yapma zeminini ortaya çıkarmaya yorulmaktadır.

Kürtler Rusya’nın bu politikasını Efrîn’den biliyorlar. Efrîn’i işgal saldırıları öncesi Rusya burayı rejime teslim ederseniz edin, etmezseniz Türk devleti gelip yerleşecek demişti. Eyn İsa için de şimdi benzer şeyleri gündeme getiriyor. QSD, asayiş ve özerk yönetim olmayacak, rejime teslim edilecek diyor. Kendince oluşturduğu tartışma ortamında elini güçlendirmek ve baskısını oluşturmak için de büyük bir ihtimalle Türk devletine siz bombardıman yaparsanız ya da sınırlı bazı girişimleriniz olursa göz yumarız mesajı veriyor. Rusya’nın şu anda yaptığı şey bir yönüyle esas olarak budur. Çok fazla sorun yaşamadan, Türk sopasını kullanarak Eyn İsa’nın rejime teslim edilmesini sağlamak!

Diğer yandan işin Türkiye boyutu bulunmakta. Rusya Türk devletinin Kürtler konusundaki hassasiyetini bilmekte, bunu İdlib’de alan genişletme fırsatına dönüştürebilir miyim diye hesaplar yapmaktadır. Türk devletinin 8 gözlem noktasını boşaltması, rejimin İdlib’de biraz ilerlemesi de Türk devletinin Rusya’ya bir tavizi gibi görünmektedir. Ancak esasta olan iki durum da değildir. Türk devleti de kendince Rusya’ya Eyn İsa saldırısına göz yumarsa İdlib’de yeni durumlar ortaya çıkabilir mesajı vermek istiyor. Gerçekte Türk devletinin İdlib’den çıkması ve rejime teslim etmesi durumu söz konusu değildir. Kolay kolay İdlib’den çıkacağını da beklememek gerekir. Zaten ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey İdlib’de Türk devletine bağlı 30 bine yakın güç bulunduğunu, NATO’nun da buna destek verdiğini ifade etmişti. Dolayısıyla Türkiye’nin de öyle İdlib’den çekilme gibi bir niyeti yoktur, kendi başına alacağı bir karar da değildir.

Rusya yöntemler deniyor, bazen havadan ve karadan saldırıları arttırıyor, ilerliyor, ondan sonra ateşkes sağlıyor tahkim ettiği yeri garanti altına alıyor. Belli bir süre geçtikten sonra yeniden saldırılara başlıyor. Çünkü Suriye rejimi de Rusya da İdlib’in ikinci bir Hatay olmasını istemiyor. Şimdi de bir yandan İdlib’de saldırılarını arttırıyor, bir yandan Eyn İsa konusunda pazarlık yapabilirmiş gibi gösteriyor, ama esasta Türk devleti ve ona bağlı çeteleri İdlib’den sökmeye çalışıyor. Çünkü Rusya kendisi açısından Türk devletini konuşlandığı ve güç yığdığı yerden sökerse, daha sonra diğer yerlere yerleşse bile çıkarmanın zor olmayacağını biliyor.

Ancak şu gerçek de bulunmaktadır.  Türk devletini gerçekten İdlib konusunda bir anlaşmaya çekebilirse Eyn İsa’ya da Kobanê’ye de saldırmasına göz yumar. Çünkü onun için önemli olan ve stratejik gördüğü yer İdlib’dir. Dolayısıyla Rusya, Türk devletini saldırılara teşvik ederek bir yandan Kuzey ve Doğu Suriye’de rejime bağlı etki alanlarını genişletmek isterken, diğer yandan da Türkiye’yi rahatlatıp ilerlemesinin önündeki engelleri yumuşatmaya çalışıyor. Her güç politik olarak çıkarlarını gözeten taktikler izler, ama Rusya bu konuda ne ahlaki ne de insani değerlerle uyuşan oyunlar oynuyor.

Kuşkusuz direniş de görkemli ortaya konuyor. Haritada bile ismi görünmeyen 4-5 hanelik Cehpel köyüne bile girmek için Türk devleti günlerce uğraştı, ancak elinde kalan sadece çete cenazeleri oldu. QSD güçleri de askeri anlamda yeni taktik ve teknikler geliştirmiş bulunuyor. Dolayısıyla Rusya ve Türkiye’nin denklemin sadece kendi aralarında olacağını sanmaları büyük bir yanılgı olacaktır. Tam tersine, esas aktör olan güç, bölgedeki halkların bileşeninden oluşan QSD ve onun direnişi olmaktadır. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.