Faili serbest

Nevra AKDEMİR yazdı —

  • Kadınlar faili meçhul cinayetlere kurban gitmiyor, faili serbest cinayetlere kurban gidiyorlar. İntihar edenlerin de son notlarında yazılı failin kim olduğu. 

Türkiye pandemi döneminde ekonomik olarak büyümüş. Evet yanlış okumadınız, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 31 Mayıs 2021’de Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 1. Çeyrek (Ocak-Mart 2021) sonuçlarına göre yıllık bazda yüzde 7 artmış. Ancak çok garip gelmeyecek bir başka rakama bakarak büyüyenin kim olduğunu görebiliriz: Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesinin (DİSK-AR) İşsizlik ve İstihdamın Genel Görünümü raporunda “TÜİK bültenine göre, emeğin (işgücü ödemelerinin) ulusal gelirden aldığı pay 2021’in ilk çeyreğinde 2020 ilk çeyreğine göre yüzde 39’dan yüzde 35,5’e gerilerken, aynı dönemde net işletme artığının payı yüzde 41,9’dan yüzde 45,8’e yükselmiştir” denilerek aslında ücret karşılığı çalışanların uzayan çalışma saatleri, hayat pahalılığı ve borçlarla patronların cebine girecek bu büyümeyi finanse ettikleri açıkça gösteriliyor.

Hatta bununla da kalmıyor, Raporda diyor ki “İşgücü ödemeleri yıllık yüzde 16 artarken, resmi enflasyon (yüzde 17,1) ve büyüme (yüzde 7) oranlarının toplamı yüzde 24,1 oldu. Diğer bir ifadeyle işçi ücretleri bırakın büyümeden pay almayı, enflasyonun dahi altında kaldı… Büyümenin ücretlere yansımasından söz etmek için ücretlerin genel olarak en az yüzde 24,1, sanayide ise yüzde 28,8 artması gerekiyordu”. Dahası da var, Çalışanların ücretlerinde reel olarak düşme yaşanmasının yanı sıra, işsizlikten etkilenen yaklaşık 10 milyon insan var. İşsizlerin önemli bir kısmı gençler. Bir yılda 2 buçuk milyon kişi işsiz kalmış. Pandemi nedeniyle toplumsal yeniden üretimin evlere sıkışması ve bu nedenle oluşan işlerin daha çok kadınlar üstüne yıkılması dolayısıyla kadınlar pandemiden en fazla etkilenen çalışanlar grubunu oluşturmuş. Görüldüğü gibi eşit koşullarda çalışmamız, cinsiyetli kurulmuş bu toplumsal yapıda niyetten de kapasitenizden de bağımsız gerçekleşiyor.

Devletler böyle durumlarda genellikle bazı sigorta sistemleri kullanır. İşsizlik fonu da Türkiye’de çalıştığımız dönemde ödeyerek çalışmadığımız dönemde yaşamımızı garanti altına almak için kurulmuş sistemlerden biri. Ancak yine DİSK-AR raporuna göre işsizlik sigortası fonu (İSF), varsayımın tersine işverenlerin fonu haline gelmiş görünüyor. Salgın döneminde işverenlere 23 milyar TL kaynak aktarılırken, 2,6 milyon işçiye ödenen nakdi ücret desteği 11 milyar TL’de kalmış ve İSF ödemelerinin yüzde 27’si işverenlere yapılmış. Rapor bunun dışında çok önemli bir bilgi veriyor:

“Covid-19 döneminde 17 Nisan 2020’de başlayan işten çıkarma yasağından dolayı ücretsiz izin uygulamaları yaygınlaştı. Milyonlarca işçi 2020’de günlük 39 TL, Ocak 2021 itibariyle günlük 47 TL olan nakdi ücret desteğine mahkûm edildi. İşverenlere aktarılan kaynak işçilere ödenseydi nakdi ücret desteği şimdikinin üç katından fazla olabilirdi.”

Dokuz videodur bir mafya lideri, itiraflarda bulunuyor. Akla sığmaz para miktarlarında, vicdana sığmaz suç örgütünden, hukuka ve adalete sığmaz cinayetlerden bahsediyor. Son videoda çok önemli bir şey söyledi: “Eğer bir pislik varsa ben o pisliğin en küçük bölümüyüm.” Her hafta videonun yayınlanmasının hemen ardından konuşulanlar, Pazar günümüz dahil tüm hafta boyunca hayatımızın nasıl bir pislik içinde kendimize nefes alma ve güvenli alan kurma çabasından ibaret olduğunu düşündürüyor devamlı. Bu arada hergün kadın cinayeti haberi almaya devam ediyoruz. Katil ve tecavüzcülerin avukatları pişkinlikle açık suç olan fiili ve suç işlediği ortada olan faili “savunmak adına” her türlü etik kuralı ezip geçebiliyorlar kolayca. Nasıl olabildiğini anlamak zor değil aslında.

Pandemi yasaklarının yok ettiği çalışma olanaklarından en fazla etkilenerek intihar edenler, yasağı delerek hayatını kazanmaya çalışanların yedikleri cezaların feryatları, kadınların ölmemek için attığı çığlıklar, tümü faili belli olan karanlığın yarattığı rejimin parçası. Kadınlar faili meçhul cinayetlere kurban gitmiyor, faili serbest cinayetlere kurban gidiyorlar. İntihar edenlerin de son notlarında yazılı failin kim olduğu. MİT TIR’larıyla IŞİD’e taşınan silahlarla ölen yaralanan barış savunucularının da faili belliydi yıllardır. Cumartesi Anneleri de çocuklarının faillerini biliyorlar ve haykırıyorlardı adaleti ararken. Evet faili meçhul değil, faili serbest cinayetler bunlar. Ne adalet gereksinimi ne de vicdan bu suç kardeşliğini bozar. Suça batanlar tarafından inşa edilen ve suç üreterek ayakta kalan bu rejimi ya yıkacağız ya da daha fazla eksileceğiz!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.