Faşist şef Erdoğan’ın Roman açılımı üzerine

Forum Haberleri —

Romanlar/Sulukule

Romanlar/Sulukule

  • Roman halkını tüm haklarından mahrum bırakıp bu konuda herhangi bir adım atmayacaksın, seçim süreçleri geldiğinde de bir oy deposu gibi görüp oy devşirme amacıyla 'açılımlar' yapacaksın öyle mi! Kelimenin tam anlamıyla pişkinliktir, yüzsüzlüktür bu.

ERDAL TOLHILDAN

Bir süredir seçim sürecine girilmiş durumdadır. Bu seçim herkes için kritik bir süreci ifade etmektedir. Her parti seçimi kazanmak için şimdiden büyük hazırlık ve arayış içerisindedir. Faşist AKP-MHP hükümeti de bir süredir her şeyi seçime bir yatırım olarak devreye sokmuş durumdadır. Bu sefer seçimi kazanamayacaklarını kendileri de iyice görmektedirler. Bundan dolayı da bir süredir bütün işleri seçim endeksli yürütmektedirler.

Zap, Avaşin ve Metina’da yenilen faşist AKP-MHP kirli savaş ittifakı iyice dibe vurmuş durumdadır. Şimdi dibe vurmanın bir sonucu olarak da önceki seçim süreçlerinde başvurduğu oy devşirme taktiklerini peşi sıra devreye koymaktadır. Bu bağlamda da her seçim öncesinde gördüğümüz sözde açılımları, bu önümüzdeki seçimler için de bir süreden beri dillendirmektedir. Sözde Alevi açılımından sonra sözde Roman açılımı başlatacağını duyurdu. Biz bu filmi çok gördük deyiminde olduğu gibi, her seçim öncesi temcit pilavı gibi bu sahte açılımlarını pişirip pişirip halkların önüne koymaktadır. Zaten seçimler bittiğinde açılımlar da rafa kaldırılmakta, bir sonraki seçime kadar rafta tutulup soğutmaya verilmektedir. Ne zaman ki seçim sürecine girildi, rafta soğutmaya alınan açılımlar ısıtılıp tekrardan halkların önüne konulmaktadır. Aslında faşist AKP şimdiye kadar tüm seçimlerde bu taktiği uygulamıştır. Fakat artık yolun sonuna gelinmiştir. Bu oyalama ve kandırma taktiğinin tutmayacağını, bu sözde açılımların kendilerini kurtarmayacaklarını da biliyor olmalarına rağmen 'ya tutarsa' hesabı ile yapmaktadırlar. Artık bu sözde açılımlara kimse kanmamaktadır. Çünkü AKP-MHP faşist hükümetinin savaş, yoksulluk, açlık, baskı ve zorbalıktan başka bir şey getirmediğini herkes açık bir şekilde görmüştür. Takke düşmüş kel görünmüştür. Açılımların sözde olduklarını bu geçen yirmi senede herkes gördü.

AKP, Cumhuriyet’in Türklük ve İktidar İslam’ı dışında diğer bütün etnik ve dini inançların imha ve inkârı üzerine kurulan bütün olgularını kendisini iktidara taşımak için bir seçim malzemesi olarak kullanmaktadır. Bütün seçimler öncesi Kürt, Alevi, Roman vb. açılımları bu minvalde geliştirmiştir. AKP’nin hiçbir zaman Kürtler’in, Aleviler’in, Romanlar’ın sorunlarını çözme gibi bir yaklaşım ve derdi olmamıştır. Tam tersine TC’nin kuruluşundaki yaklaşımlarını güncelleyerek en katı şekilde uygulayan ve yeri geldiğinde kendisini iktidara getirmek için bunları kullanmaya çalışan hükümet olmuştur. Bunu anlayabilmek için Faşist AKP’nin yirmi senelik icraatlarına bakmak yeterlidir.

Yeni bir seçim sürecine girilirken faşist şef tarafından tekrardan bu açılımlar gündeme taşınmaktadır. Alevi açılımından sonra şimdi Roman açılımı dillendirilmektedir. Romanlar, Türkiye ve Bakuré Kurdistan’da kalabalık bir nüfusu teşkil etmektedir. Faşist şef Erdoğan her seçim öncesi yaptığı gibi Romanlar’ın da oylarına göz dikmiş durumdadır. Önceki seçim süreçleri hatırlanırsa benzer vaatleri o zamanlarda yapmıştı. Fakat söylediklerinin hiçbirini seçimden sonra yerine getirmediği gibi soykırımcı-sömürgeci TC devleti tarafından sürekli dışlayıcı, ötekileştirici, baskı ve zülüm politikalarının sürdürücüsü olmuştur, hatta bu politikaları derinlikli hale getirip devam ettirmiştir. Romanlar, yüzyıllık Cumhuriyet tarihi boyunca en çok ezilen halklardan biri olmuştur. AKP döneminde de bu durum daha da katmerleşmiştir. Örneğin; AKP hükümeti, Romanlar’ın Sulukule gibi yaşadıkları tarihi-kültürel yerleri kentsel dönüşüm adı altında yıkıp Romanlar’ı yerlerinden sürmüştür.  Roman halkını tüm haklarından mahrum bırakıp bu konuda herhangi bir adım atmayacaksın, seçim süreçleri geldiğinde de bir oy deposu gibi görüp oy devşirme amacıyla açılımlar yapacaksın! Kelimenin tam anlamıyla pişkinliktir, yüzsüzlüktür bu. Şimdi sormak lazım, Roman halkını tüm insani haklarından mahrum bırakıp insan muamelesi bile yapmayan siz değil misiniz? Romanları ötekileştiren, hor gören, aşağılayan ve dışlayıcı sıfatlarla nitelendiren, ağır yaşam şartlarına mahkûm eden siz değil misiniz? Romanları olumsuzlayarak, aşağılayıcı, dışlayıcı sıfatlarla nitelendirerek, “toplumun dışında kalması gereken insanlar” imajını doğuran siz değil misiniz? Romanları izole edip gettolarda yaşamaya mahkûm eden siz değil misiniz? Tüm bunları yaptıktan sonra şimdi çıkıp Roman açılımından bahsetmek seçim hesabıyla söylenmiş sözlerin ötesinde başka bir anlam ifade etmemektir. Tablo böyleyken Roman halkı faşist şefin bu söylediklerine pirim vermeyecektir. Faşist şefin sahte açılımlarına Türkiye ve Bakuré Kurdistan’da yaşayan tüm halklar ve inançlar seçimlerde güçlü bir cevap vererek AKP-MHP faşizmini tarihin çöp sepetine atacaklardır.

Şu bilinmelidir ki; sömürgeci-soykırımcı TC devletinin ve onun hükümeti olan faşist-AKP-MHP kirli savaş bloğunun Roman halkına vereceği hiçbir şey yoktur. Çünkü TC devleti, Roman halkını 'yok' hükmünde saymaktadır. Ancak seçim süreçlerinde – o da oy alabilmek için- hatırlamaktadır. TC’nin bu soykırımcı-faşizan karakterinden dolayı Roman halkının hiçbir zaman TC devletinde bir gelecekleri olmamıştır. Roman halkının geleceği Demokratik Ulus’tadır. Çünkü Roman halkının tarihsel-toplumsal yapısı Demokratik Ulus bileşeni olmaya oldukça yatkındır. Romanlar, tarihsel süreç içerisinde iktidarcı-devletçi yapılardan çok çekmişlerdir. Bu yapıların her türden baskı, şiddet ve aşağılanmalarına sürekli maruz kalmış ve bu güçler tarafından birçok kez soykırıma uğramışlardır. Sürekli ayrımcılığa ve soykırımlara tabi tutulan Romanlar’a dönük en büyük soykırım AKP-MHP faşizmin ruh ikizi Hitler döneminde uygulanmıştır. Faşizm döneminde Almanya ve Avrupa’da bir milyona yakın Roman gaz odalarında yakıldı veya ‘tıbbi deneylerde' kobay olarak kullanıldı. İktidarcı-devletçi yapıların baskılarına bu kadar maruz kalan Romanlar da tarih boyunca devletçi-iktidarcı sistemlere meyl etmemişlerdir. Romanları devlet dışı topluluklar olarak belirtmek mümkündür. Bütün dışlanmışlıklarına, baskılara ve zaman zaman yaşadıkları fiziki yıkımlara rağmen, büyük oranda varlıklarını ve yaşam tarzlarını günümüze kadar taşımışlardır.

Demokratik Ulus inşasında bütün halklar müttefik ve ortak yaşam öğeleridirler. Çünkü Önder Apo’nun toplumsal inşa projesi olan Demokratik Ulus inşası ve onun politik alanı olan Demokratik Konfederalizm, tüm halkları kapsamakta ve onlarla özgür yaşam inşasını gerçekleştirme arayışındadır. Romanlar da bu halklardan biridir. Dünyanın dört bir tarafına dağılmış olan Roman halkı tarih boyunca devletsiz yaşamıştır. Kültürel olarak iktidar, tekel ve sermayeye az bulaşması, devlet olma arayışında olmaması Romanları Demokratik Ulus toplumu olmaya yakın tutmaktadır. Türkiye’de Demokratik Ulus perspektifiyle hareket edip halkların ve inançların birlikteliğini savunan tek siyasi parti HDP’dir. Roman halkının da kendisini en iyi ifade edebileceği, savunabileceği yer HDP saflarıdır.                           

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.