Gerilla kazandı gerilla kazandırıyor

Forum Haberleri —

  • Garê zaferi, Kürdistan özgürlük mücadelesinde gerillanın ne kadar stratejik bir çalışma olduğunu yeniden göstermiştir. İkincisi, gerillanın Kürtler için olmazsa olmaz, Kürdistan ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesinde de hayati olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.

CİHAN EREN

Garê saldırısının amacı HPG Ana Karargahını ele geçirip, HPG komuta merkezini imha etmekti. Bunu Türk devletinin ‘dost ve müttefiki’ dediği bir güç kendi basınında saldırının kırıldığı gece itiraf etmek zorunda kaldı. AKP-MHP faşist rejimi amacına ulaşmış olsaydı, Türkiye'de muhalif tüm güçlere kapsamlı bir saldırı başlatacak ve ardından da baskın seçime gidecek, başarısını seçim kazanmaya dönüştürecekti. Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçtirip, faşist şefin hedefimiz dediği 2023 yılı, 2021’in başında garanti altına alınacaktı. ABD yönetimi başta olmak üzere Merkel Almanya’sından yeniden destek alınacak ve Bakurê Kurdistan başta olmak üzere Rojava ve Başûr işgal saldırılarını daha da yoğunlaştıracaktı. İran ve Irak ile PKK üzerine, Irak ile Başûr’un statüsünün tasfiyesi, Suriye rejimiyle de Kuzey Doğu Suriye Özerk Bölgesinin ortadan kaldırılması amaçlı yeni anlaşmalara gidecekti. ‘Bir kez daha NATO’ diyecek, Rusya ile ilişkilerini yeniden düzenleyecekti.

AKP-MHP faşist hükümetinin Garê’ye saldırısındaki hedeflerinin bu olduğu, ABD ve Almanya’nın operasyona verdiği destekten de bellidir. Ancak AKP-MHP rejimi Garê’de yenilince söz konusu güçler ‘istediğin desteği verdim, sen başaramadın, ben ne yapayım’ anlamına gelen açıklamalarda bulunmak zorunda kaldılar. Erdoğan'ın vereceğim dediği müjde de başaracağını düşündüğü bu planıydı. Yenilince, aya gidiyoruz diyerek 384 bin 400 km uzunluğunda kuyruklu bir yalan söylemek zorunda kaldı. Böylece gerilla hakikatini inkar edenin büyük yalancı olduğu da bir kez daha ispatlanmış oldu.

Garê yenilgisinden sonra, devlet yetkililerinin yaptığı açıklamalarda, Kürt soykırımının kendileri için ne kadar sıradan bir iş olduğu cümleleriyle doluydu. Deniz korsanlarıyla görüşüp para karşılığında rehin düşmüş vatandaşlarını almakta sorun görmeyen Türk devleti, PKK ile görüşmeyi ‘vatan hainliği, terörist destekçiliği’ olarak değerlendirmektedir. Daha önce esir alınan askerleri için defalarca görüşme yaptığı, gerilla elindeki güvenlik güçlerini sağ salim aldığı halde bunu söyleyebilmektedir. PKK ile görüşerek esirleri sağ salim almak varken, katletmek, AKP-MHP’nin Kürt düşmanlığının ve varlıklarını Kürtlerin yok edilmesine bağlamış olmasının bir sonucudur. AKP-MHP türünde Kürtlere düşmanlık etmeyen Kürt karşıtı her Türk’ün bile terörist sayılması da bu faşist güruhun Kürt soykırımcılığıyla bağlantılıdır. Kürtlere düşmanlığın aynı zamanda Türk halkına da düşmanlık olduğu, Kürt katletmenin Türk’ün de canını aldığı ve almaya devam edeceği Garê yenilgisinden sonra net olarak ortaya çıkmıştır.

Türk devletinin imha ve işgal amaçlı Garê saldırısı, Kürdistan Özgürlük Gerillası tarafından yenilgiye uğratıldı.

Garê zaferinden sonra Türkiye'de yapılan tartışmalar, gerillanın askeri ve siyasi zaferinin kanıtıdır. Garê zaferi, gerillanın Türkiye ve Kürdistan demokratik devrimindeki rolünü bir kez daha göstermiştir. Bu nedenle gerillanın Garê zaferini derinliğine anlamak önemlidir. Garê zaferi, Kürdistan özgürlük mücadelesinde gerillanın ne kadar stratejik bir çalışma olduğunu yeniden göstermiştir. İkincisi, gerillanın Kürtler için olmazsa olmaz, Kürdistan ve Ortadoğu'nun demokratikleşmesinde de hayati olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Böylece Türkiye ve Kürdistan’daki demokratik gelişmelerin doğrudan gerilla mücadelesinin eseri olduğu da bir daha açığa çıkmış oldu.

Garê, Kılıçdaroğlu CHP’si başta olmak üzere sabahtan akşama Kürtlere ve PKK’ye hakaret eden Türk siyasilerin gerilla sayesinde konuştuklarını da gösterdi. Demek ki gerilla olmazsa ya da gerilla başarısız kalırsa Meral Akşener gibileri bile var olamazlar. Gerillanın Türkiye'nin demokratikleşmesinde öncü güç olduğunu birde bu cephedeki gelişmelere bakarak anlamak mümkündür.

Türk devletinin Kürtlere bakışı, inkar ve imha siyaseti, Türkiye'de demokratik bir ortam isteyen herkesi düşman ilan edecek noktaya varmıştır. Bu faşistlik, gerillanın rolünü doksanlardan çok daha fazla artırmıştır.

Artık gerilla sadece Kürtlerin değil, başta Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu halklarının demokrasi mücadelesinin öncüsüdür. DAİŞ saldırılarının yoğun yaşandığı 2013’den sonra HPG gerillasının, Şengal başta olmak üzere Başûrê Kurdistan’ı ve dolayısıyla Irak ve İran coğrafyasını, halklarını, Kuzey Doğu Suriye’deki müdahalesiyle de Arap halkını koruma savaşı verdiği biliniyor. Bu savunma savaşında PKK gerillasıyla dost olanların kazandığı görüldü. Gerillaya düşman olanın kaybedeceğini de TC gerçekliği gösteriyor. Gerillaya dost olan kazanır. Düşman olansa büyük kaybediyor. Garê zaferi bu gerçekliği bir kez daha göstermiş oldu.

Garê zaferinden en büyük sonuçları Türkiye ve Kürdistan demokrasi güçlerinin çıkarması gerekmektedir. Gerillanın, AKP-MHP rejimine muhalefet ediyoruz diyen ancak her gün Kürtlere ve PKK’ye hakaret edenlere dahi kazandırdığı ortadayken, demokratik siyasete neler kazandırdığı, kazandıracağı daha derin görüle bilinmelidir. Gerilla olmazsa sadece Türkiye ve Bakurê Kurdistan demokratik legal siyaseti değil, sistem partilerinin bile ömrünün AKP-MHP faşist rejiminde birkaç aylık olacağı görülmek durumundadır.

Demek ki ‘gerilla kazandı, gerilla kazandırıyor’ diyerek gerillaya katılmak ve büyütmek gerekir. Türkiye’nin Kürt ve Alevi sorunu başta olmak üzere tüm sorunlarını demokratik yol ve yöntemlerle çözerek bölgemizin demokratikleşmesine öncülük edebilecek konuma gelmesini isteyenlerin gerilla cephesinde yer alması gerekiyor. Çünkü Garê, gerilla çizgisinde ve tarzında mücadele edenlerin kazanacağını bir daha kanıtladı. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.