Gezegeni nasıl soğutacaklar?

Toplum/Yaşam Haberleri —

Kaliforniya'nın Alameda kentinde Nisan ayında yapılan bir bulut aydınlatma deneyi, kamuoyunun tepkisi üzerine hızla durduruldu.

Kaliforniya'nın Alameda kentinde Nisan ayında yapılan bir bulut aydınlatma deneyi, kamuoyunun tepkisi üzerine hızla durduruldu.

  • Güneş ışığının yeryüzüne ulaşması azaltılarak, gezegenin soğutulması hedefleniyor. Okyanuslar üzerinde küçük su damlacıkları püskürtülerek beyaz bulutlar oluşturulacak.
  • Deniz buzuna su pompalanarak buz tabakasının kalınlaşması sağlanacak. Uzaya “güneş kalkanı” yerleştirme fikri araştırılacak. Bilim dünyası deneye sert tepki gösterdi.

TİJDA YAĞMUR

Birleşik Krallık, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında çığır açıcı bir adım atarak jeomühendislik deneylerine başlıyor. Deney için İngiliz hükümeti 56 milyon pound bütçe ayırdığını duyurdu. Jeomühendislik, gezegenin doğal sistemlerine müdahale ederek iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini azaltmayı hedefleyen teknolojileri kapsıyor. Bu yöntemler, özellikle güneş ışığını yansıtarak veya engelleyerek gezegenin ısınmasını yavaşlatmayı amaçlıyor. Ancak bu girişimler, bilim dünyasında ve çevreci gruplar arasında büyük tartışmalara yol açıyor. 

The Guardian’ın haberine göre Eski Birleşik Krallık Baş Bilim Danışmanı Sir David King, bu deneylerin acilen gerekli olduğunu savunurken, bazı bilim insanları ve çevreciler risklere dikkat çekiyor. 

Deneylerin içeriği 

Birleşik Krallık Bilim ve Teknoloji Araştırma Ajansı (ARIA) tarafından finanse edilen program, farklı jeomühendislik yöntemlerini test edecek. İşte bu deneylerin detayları: 

* Stratosferik Aerosol Enjeksiyonu: Yüksek irtifada küçük miktarlarda mineral toz partikülleri bırakılacak. Bu tozlar, güneş ışığını yansıtarak yeryüzüne ulaşmasını azaltmayı ve böylece gezegeni soğutmayı hedefliyor. Ancak bu yöntem, ozon tabakasına zarar verebileceği ve Hindistan gibi bölgelerde muson yağmurlarını etkileyebileceği için tartışmalı. The Guardian haberine göre, bu deneylerde küçük ölçekli testler için hava balonları kullanılacak. 

* Deniz bulutu parlaklaştırma: Okyanuslar üzerinde küçük su damlacıkları püskürtülerek beyaz bulutlar oluşturulacak. Bu bulutlar, güneş ışığını yansıtarak okyanusların ısınmasını azaltmayı amaçlıyor. Örneğin, Avustralya’daki Büyük Set Resifi’ni korumak için 100 km’lik bir alanda testler yapılacak. Sir David King, bu yöntemi doğayı taklit eden bir “biyomimikri” olarak tanımlıyor ve diğer yöntemlere göre daha az riskli buluyor. Cambridge Üniversitesi’nde bu teknoloji üzerine çalışmalar sürüyor. 

* Deniz buzunu koruma: Kanada’da deniz buzuna su pompalanarak buz tabakasının kalınlaşması sağlanacak. Beyaz buz, güneş ışığını yansıttığı için okyanusların ısınmasını azaltıyor. Bu yöntem, özellikle kutup bölgelerindeki eriyen buzulları korumayı hedefliyor. Deneyler, 1 km²’lik bir alanda yapılacak. 

* Uzayda güneş kalkanı: Güneş ışığını yansıtmak için uzaya ayna benzeri yapılar yerleştirme fikri araştırılacak. Bu, daha fütüristik ve uygulanması zor bir yöntem olarak görülüyor. Şu an için sadece modelleme çalışmaları yapılacak. 

* Modelleme ve etik çalışmalar: Jeomühendislik teknolojilerinin iklim ve ekosistemler üzerindeki etkileri, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, modellenecek. Ayrıca, bu teknolojilerin etik ve yönetimsel boyutları üzerine çalışmalar yürütülecek. Bu, teknolojilerin güvenli ve adil bir şekilde uygulanmasını sağlamayı amaçlıyor.

Neden tartışmalı? 

Jeomühendislik, bilim dünyasında ve çevreci gruplar arasında riskler ve etik sorunlar açısından büyük bir tartışma konusu. 

Tartışmada sözü edilen risklerden biri, stratosferik aerosol enjeksiyonu gibi yöntemlerin, ozon tabakasına zarar verme veya beklenmedik iklim değişikliklerine yol açma ihtimali. Örneğin, Hindistan’ın tarım için kritik olan muson yağmurları kesintiye uğrayabilir. Nature dergisinde yayınlanan bir makale, bu tür müdahalelerin küresel etkilerini vurguluyor. 

Etik sorunlar konusunda ise, önde gelen iklim bilimcileri Raymond Pierrehumbert ve Michael Mann, jeomühendislik testleri gerçekleştirmenin bile tehlikeli olduğunu savunuyor. The Guardian makalelerinde, bu teknolojilerin fosil yakıt kullanımını sürdürmeye teşvik edebileceğini ve asıl sorunu (karbon emisyonlarını azaltmayı) gölgede bırakabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca, bu teknolojilerin küresel ölçekte yönetimi için yeterli bir yönetişim mekanizması bulunmuyor.

Yeşil hareketin tepkisi 

Çevreci gruplar, jeomühendisliğe şüpheyle yaklaşıyor ve doğaya müdahale yerine yenilenebilir enerjiye odaklanılmasını savunuyor. 2000-2007 yılları arasında Birleşik Krallık Baş Bilim Danışmanı olarak görev yapan Sir David King, jeomühendislik deneylerini güçlü bir şekilde destekliyor. King’e göre bu müdahaleler acil bir ihtiyaç. 

İklim değişikliğinin etkileri şimdiden ciddi bir tehdit oluşturuyor. 2023-2024 yıllarında küresel sıcaklıkların 1,65°C’ye ulaşması ve okyanus yüzey sıcaklıklarının rekor seviyelere çıkması, acil müdahale gerektiğini gösteriyor. King, net sıfır karbon emisyonuna ulaşılsa bile bu etkileri durdurmak için jeomühendislik gibi ek çözümlere ihtiyaç olduğunu savunuyor. 

King, ‘deniz bulutu parlaklaştırma’ yöntemini daha güvenli ve uygulanabilir buluyor. Cambridge Üniversitesi’nde kurduğu Centre for Climate Repair bu teknolojiyi geliştirmek için çalışmalar yürütüyor. King, bu yöntemin Arktik buzullarını korumak için kullanılabileceğini düşünüyor. 

Çin örneği 

King, Çin’in iklim değişikliğiyle mücadelede eleştirilmesine rağmen iyi bir örnek olduğunu belirtiyor. Çin, kömür kullanımını artırsa da yenilenebilir enerji, nükleer enerji ve hidroelektrikte dünya lideri. Ayrıca, eski ve verimsiz kömür santrallerini kapatarak daha verimli tesislere geçiyor. Climate Crisis Advisory Group tarafından hazırlanan bir rapor, Çin’in 2000-2020 yılları arasında 800-850 milyon insanı yoksulluktan kurtardığını ve enerji talebini karşılamak için bu adımları attığını belirtiyor. 

Birleşik Krallık, iklim değişikliğini yavaşlatmak için jeomühendislik deneylerine 56 milyon pound ayırarak ilginç bir adım attı. Bu deneyler, güneş ışığını yansıtarak veya buzulları koruyarak gezegeni soğutmayı hedefliyor. Ancak yöntemlerin riskleri ve etik sorunları, bilim dünyasında ve çevreci gruplar arasında büyük bir tartışma yaratıyor. Sir David King, bu deneylerin iklim kriziyle mücadelede zaman kazandırabileceğini ve acilen uygulanması gerektiğini savunuyor. Öte yandan, bazı bilim insanları ve çevreciler, jeomühendisliğin tehlikeli bir oyalama olduğunu ve asıl çözümün karbon emisyonlarını azaltmak olduğunu düşünüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.