Hak gaspları kalıcılaştırılıyor

  • Salgın sürecinde cezaevlerinde hak ihlallerinin daha da arttığına dikkat çeken İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, hak gasplarının kalıcı hale getirilmek istendiğini söyledi. 

 

Koronavirüsü (Kovid-19) salgını sürecinde cezaevlerindeki hak ihlallerinde ciddi artış yaşandı. Salgın gerekçesiyle, ayda bir yapılan açık görüş 5 aydır yapılamıyor. Temmuz ayında bir kez yapılan kapalı görüş Ağustos’ta ikiye çıkarılırken, tutsakların kantin alışverişine sınırlama getirildi ve sohbet, atölye ile kütüphane gibi ortak alana çıkma hakları da ortadan kaldırıldı. Gazete ve dergiler de çeşitli gerekçelerle tutsaklara verilmiyor. Kantinden alınan radyolara da el konuluyor. Tutsaklar, bu süreçte sağlık hakkına erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Hastalanan tutsakların cezaevi revirine çıkma talepleri çoğu zaman “doktor yok” denilerek karşılanmıyor ve hastaneye sevkleri engelleniyor. 

MA’dan Erdoğan Alayumat’a konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, ihlallerin çoğunun tutsakların yaşam hakkını ilgilendirdiğini belirtti. Beslenme, temizlik ve hijyen konusunda riskli bir tablonun söz konusu olduğunu kaydeden Yoleri, salgın döneminde yaşamını yitiren hasta tutsak sayısının arttığına işaret etti. Kapalı ve açık görüşlerde kısıtlama getirildiğini anımsatan Yoleri, dışarıdan gönderilen mektuplar, gazete ve dergilerin alınması gibi iletişim hakkının da engellendiğini söyledi. Yoleri, bütün bu uygulamaların tecrit koşullarını daha da ağırlaştırdığını vurguladı.

Adalet Bakanlığının, kapalı görüşlerin ayda iki kere yapılması ve sadece birinci dereceden yakınların görüşüne izin verilmesinin, alınan önlemden ziyade hak gaspı anlamına geldiğini kaydeden Yoleri, baştan beri bu hak gasplarının kalıcı hale gelme endişesini taşıdıklarının altını çizdi. Salgın sürecinin fırsata çevrileceği, daha fazla hak gaspını meşrulaştırmaya çalışılacağı endişesinde haklı olduklarını belirten Yoleri, ”Kapalı görüş, salgın açısından değerlendirdiğimizde teması engelleyen önlemlerle gerçekleşen bir görüş. Dolayısıyla burada birinci derece akrabalara görüş izni verilmesi, arkadaş görüşüne izin verilmemesinin salgına karşı alınan önlemlerle bir ilgisi yok. Tecridin daha da ağırlaştırıldığı süreçten geçiyoruz. Bu sürecin kalıcı hale gelme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim” dedi.  İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.