Hakkını isteyen işçiye ters kelepçe
- Sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten çıkartılan ve fabrika önünde iki aydır eylem yapan Polonez işçileri, bir kez daha polisin saldırısına maruz kaldı.
Polonez fabrikası önünde gerçekleştirilen direnişe defalarca saldıran polis, dün sabaha karşı da alanda nöbet tutan işçilerin karşısına kalkanlarla dikildi. Fabrika çevresini çevik kuvvet ekipleri ile çeviren polise tepki gösteren işçiler oturma eylemi yaptı. Polis kalkanlarına karşı oturma eylemini sürdüren işçilere bir süre sonra saldırdı. Tek- Gıda İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu’nun da aralarında bulunan çok sayışa işçi test kelepçe ile gözaltına alındı.
İstanbul/Çatalca’da Tek Gıda İş sendikasına üye oldukları gerekçesiyle işten çıkartılan 146 işçinin mücadelesi sürüyor. Polonez fabrikasının önünde gerçekleştirilen grevin 59. gününde polis, işçilerin karşısına kalkanlarla dikildi. Bunun üzerine işçiler de polislerin karşısında oturma eylemi yaptı. Bir süre sonra polisler, kalkanlarla işçileri araya alarak saldırdı. Saldırı sonrası Tek-Gıda-İş İl Sekreteri Furkan Seyhan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi, ters kelepçeyle gözaltına alındı.
80 işçi gözaltına alındı
Tek-Gıda-İş'ten yapılan açıklamada, şu bilgiler verildi: "Çatalca’da bulunan fabrika önünde kadını erkeği, yaşlısı genci hep birlikte gece gündüz demeden 59 gündür işe geri dönme mücadelesi veren Polonez işçilerine, bu sabah saatlerinde emniyet güçleri bir kez daha müdahalede bulundu. 600 civarında polisin kuşatması altında 80 arkadaşımız gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. İşçilerin demokratik ve anayasal haklarını hiçe sayan, sermaye adına hareket ederek tehdit eden ve bugün de şiddete başvuran emniyet mensuplarını kınıyoruz. Hiçbir baskı ve tehdit bize geri adım attıramayacaktır. Polonez’e sendika girene kadar mücadelemiz sürecektir."
Almadıklarını kaldırıma attılar
Polonez fabrikasında 12 yıl çalıştıktan sonra sendikal faaliyetler yürüttükleri gerekçesiyle işten çıkarılanlar arasında olduğunu belirten Burhan Kocatepe, Artı Gerçek'e yaptığı açıklamada, polislerin fabrikanın girişinde kurdukları eylem alanını dağıtarak, pankartları da söktüklerini; gözaltına alınmayan 7-8 kadar işçiyi ise eylem alanından 700 metre ilerideki Göçmen İdaresi'nin karşısındaki kaldırıma attıklarını kaydetti.
Sadece hakkımızı istiyoruz
Polis saldırısının, bir yıldırma politikası olduğunu belirten Kocatepe, “Bizi bu şekilde yıldırmaya çalışıyorlar, ancak evlerinde oturan arkadaşlarımız bile eylem alanına gelmeye başladı. Bizleri daha çok kamçılıyorlar. Ben 12 yıldır bu farikaya hizmet ediyorum. Gece gündüz demeden çalıştık. Karşılığında da sendikaya üye olduğumuz için işten atıldık. Biz sadece anayasal hakkımızı talep ediyoruz. Ne bir suç işledik ne de hırsızlık yaptık. Sadece bize yapılan haksızlığa karşı tepki gösteriyoruz ve hakkımızı istiyoruz. Gözaltına alınan arkadaşlarımızı da geri alacağız. Asla eylemimize son vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Desteğe gelen oğlu da alındı
Polonez işçilerine yönelik çok büyük bir polis baskısı olduğunu söyleyen işçilerden Kadriye Duran da kendisine desteğe gelen oğlunun da gözaltına alındığını söyledi. Duran, “Belki vazgeçeriz, eylemlerini kırarız diye düşünüyorlar ancak bizi buradan çıkaramayacaklar. Sanmasınlar ki vazgeçeceğiz. Daha güçlü bir şekilde buradayız, gitmiyoruz. Gerekirse ana caddede oturacağız, gerekirse Ankara’ya yürüyeceğiz; ancak hakkımızın peşini bırakmayacağız. Anayasa’nın bize verdiği hakkı istiyoruz; fabrikaya ortak olmak istemiyoruz. Arkadaşlarımızın da bir an önce bırakılmasını istiyoruz” dedi
İki gün önce de saldırdılar
Tek Gıda İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, önceki gün “Biz çok önceden ilan ettik. İşçi arkadaşlarımızın işbaşı yapmasıyla ilgili işveren bir adım atmazsa servislerin girişine izin vermeyeceğimizi ifade ettik. Gerekirse kapının önüne yatacağımızı söyledik. Eylemimiz başladı. Önceki gün de Emniyet güçleri bize saldırdı. İşçilerden birinin iki kaburgası kırıldı. Bir arkadaşımızın omzu çıktı. 7 arkadaşımız da biber gazından etkilendiği için hastaneye kaldırıldı. Fabrika üretimi durdurdu. Çalışanlar idari izinli. Sendika üyesi olduğu için işten çıkarılan işçilerin geri alınmasını istiyoruz” demişti. İSTANBUL
* * *
Diğer işçi direnişleri
Manisa’da maden, Hatay’da metal, İstanbul'da plastik, Antep’te ise tekstil işçileri grevde.
Ekonomik krizin giderek derinleştiği Türkiye’de en çok ezilen asgari ücretle geçinmeye mahkum edilen emekçiler oldu. Açlık sınırının altında yaşam savaşı veren işçilerin bir bölümü eylemlerle hak talebinde bulunuyor.
Manisa Soma’da AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun aile şirketine ait Fernas maden ocağında Bağımsız Maden-İş Sendikası’na üye olduğu gerekçesiyle 6 kişi işten çıkarıldı. Dört haftadır eylemini sürdüren işçiler direnişi Türkiye’nin çeşitli noktalarına taşındı. İşçilerin, Nasıroğlu’nun Muğla Bodrum’daki oteli önündeki nöbet eylemi dün de sürdü. Eylemi dün Ankara’ya taşıyan maden işçilerin, önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir basın açıklaması yapması, ardından Fernas Holding’in Ankara’daki binası önüne gitmesi; daha sonra da Meclis önünde tüm gece nöbet tutması bekleniyordu. Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Mert Batur, “Şirket geri adım atmıyor. 6 işçiyi geri almam, diyor. Maaşların yeterli olduğunu ve iş güvenliğiyle ilgili bir sorun olmadığı ifade ediliyor” dedi.
Sendikalaşmayı yüz kızartıcı buluyor!
İstanbul’da sadece gıda işçileri değil, plastik işçileri de hak mücadelesi veriyor. Hadımköy’deki As Plastik’te grev kararının ardından işten atılan işçilerin direnişi 3. haftada devam ediyor. Petrol-İş Sendikası İşyeri Temsilcisi Savaş Çakmak, grevin resmi olarak 19 Eylül’de başlayacağını söyledi. Çakmak, “Biz grev ilan yazısını astıktan sonra üçü sendika temsilcisi olmak üzere 10 kişi işten çıkarıldık. Yalnızca grev yapmak istediğimiz, geçinemediğimizi söylediğimiz ve bu nedenden dolayı sendikalaştığımız için işten çıkarıldık. Burada suçlu olan biz değiliz. İşveren sendikalaşmayı kırmak için birçok uygulama yapıyor. Petrol-İş Sendikası’na üye olduk. Şu an yalnızca sendikalaştığımız için Kod-46 ve Kod-49 ile tazminatsız bir şekilde işten çıkarıldık. Yüz kızartıcı bir suç işlemişiz gibi bir madde uygulandı. İşveren sendikalaşmayı yüz kızartıcı bir suç olarak görüyor. Biz yüzde 35 zam talebinde bulunduk. Ancak hiçbir şekilde bu talebimizin karşılanmayacağını söyledi. Sosyal haklarımızın iyileştirilmesini istedik. Bu talebimiz de karşılık bulmadı” dedi.