Hayme ailesi boyun eğmedi

Dosya Haberleri —

Hayme ailesi

Hayme ailesi

  • 90'larda başlayan zulme karşı tüm ailesiyle birlikte direnen Şafi Hayme’nin neredeyse tüm çocukları cezaevine konulmuş. Türk devleti tarafından evi yakılıp yıkılmış, buğday tarlası ateşe verilmiş ancak bunca zulmüne rağmen boyun eğmeyen Hayme ailesinin hikayesi, Kürt halkının direniş hikayesi...

YILMAZ KAYA/AMED

Şafi Hayme, 7 çocuk babası, 62 yaşında ve 28 yıldır ailesiyle devletin tüm şiddetine maruz kalmış. Bir kızı Nusaybin’de özyönetim direnişinde şehit düşmüş. İki oğlu halen cezaevinde. KCK Ana Davasında tutuklandığında, diğer iki oğlu ve bir kızı da aynı dönemde cezaevine konulmuş. Ailesinden tutuklanmayan bir tek eşi ile sağır ve dilsiz olan çocuğu kalmış. İkisi de birçok kez gözaltına alarak bu saldırılardan payını almış.

Boyun eğmez

Şafi Hayme, Silvan'ın Kemûk (Köksüren) köyünden. Devletin ilk baskısı ile 1990'lı yılların başında tanışmış. Korucuların şikayeti üzerine defalarca gözaltına alınmış, işkenceye maruz kalmış. Yapılan baskınlarda evdeki tüm eşyalar parçalanmış. Yatak ve yorganlar kasaturalarla kesilir, evdeki zahireler ile ahırdaki hayvanlar için aldığı yemler karıştırılır, evdeki televizyon, buzdolabı ve mobilyalar tahrip edilir. Yani evde ne varsa saldırıdan nasibini almış.

Evini yakıp yıktılar

Tüm saldırılara rağmen Şafi Hayme köyünü terk etmez. En son 1993 yılında, Boşat (Boyunlu), Herşenî (Arı) ve Taxik (Taşpınar) köyü korucuları ile Kazandağı karakoluna bağlı askerlerce evi basılarak tüm eşyaları parçalanır. "3 kez evimi basarak yakıp yıktılar. Her düzelttiğimde, yeni eşyalar aldığımda tekrar gelip yakıp yıkıyorlardı. En son geldiklerinde ise evimi yaktılar" diyen Şafi Hayme, ölümle tehdit edilince ve evleri yakılınca köyü terk etmek zorunda kaldığını anlatıyor.

Buğday tarlasını ateşe verdiler

Köyden ayrıldıktan sonra kendisine ait arazisini kiraya verdiğini ancak askerlerin “Şafi bu arazinin ortağıdır” diyerek buğday ekili araziyi ateşe verdiğini anlatan Hayme, şöyle anlatıyor: “Arazimizi de kimseye kiraya veremiyorduk. Bana ve ağabeyime ait iki araca da el koydular. Abimin aracını demir çubuklarla parçaladılar. Benim traktörümü ise bir yıl boyunca Kazandağı Karakolu ile Silvan İlçe Jandarma Komutanlığı kendi işlerinde kullandılar. Askerlerin intikalinde, operasyona çıktıklarında ya da korucular topluca maaş almaya gittiklerinde onların aracının önüne benim traktörümü koyuyorlardı. Gözaltında olan birini de şoför koltuğuna oturtuyorlardı. Önde traktör, arkada da zırhlı araçlar oluyordu. Yolda mayın olursa diye bu şekilde önlem alıyorlardı. Bir yıl  sonra karakolla ilişkili olan bir sivil yanıma gelerek, 'Traktörünü köylere götürüyorlar. Mayına denk gelirse paramparça olur. Karakol 3 bin Mark istiyor. Bu parayı ver traktörünü kurtar. En azından traktörü satıp aileni geçindirirsin' dedi. Mecburen bu parayı verip traktörümü ellerinden alabildim."

Mehmet ile Hatice direnişe katılır

Hayme ailesi Amed'e yerleşir. Devlet burada da rahat bırakmaz onları. Şafi Hayme, defalarca gözaltına alınır, evleri basılır. Hem köyde hem de şehirde tüm bu baskı, şiddet ve zulme tanık olan çocuklarından Mehmet ile Hatice gerilla saflarına katılır. Hatice, özyönetim direnişinde 2015 yılında Nusaybin'de şehit düşer.

3 yıl sonra yine öldü!

Devlet, 1998 yılında saflara katılan Mehmet Hayme'nin 2001 yılında Bingöl Yedisu'da çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdiğini aileye bildirir. Aile cenazeyi almaya gider. Cenazelerin vücut bütünlüğü bozulmuştur. Ancak oğullarına benzettikleri birinin cenazesini alıp Amed'de defnederler. 

Üç yıl sonra Bingöl Karlıova'da 10 gerillanın hava saldırısında yaşamını yitirdiği ve ölenlerden birinin yine Mehmet Hayme olduğu kendilerine bildirilir. 

Oğlumu cenazesini aradım

Şefik Hayme, ikinci kez oğlunun cenazesini aramak zorunda kaldığında yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Televizyondan isimlerini duyunca cenazesini almak için Bingöl'e gittim. Başka aileler de vardı. Morga gittim. Ancak cenazeler tahrip edildiği için teşhis edemedim. Ellerimle cenazelerin yüzlerini temizleyip oğlumun cenazesini aradım. Kan örneği de verdim. Sonra oğluma benzeyen cenazeyi alarak, daha önce bize verilen cenazenin yanına defnettik. Taziyesini kurduk, mevlidini verdik.”

Onlar da benim oğlumdur

Gerilla saflarında olan oğlu Mehmet Hayme diye iki kez tanınmayacak halde olan iki cenaze kendisine teslim edilmiş. Mehmet ise yıllar sonra tutuklanmış ve halen cezaevinde. Kendisine teslim edilen iki cenaze için mezar yaptırmış Şafi Hayme. Birinde halen oğlunun ismi var. İki mezarı da her hafta ziyaret eden Şafi Hayme, "Onlar da benim oğlumdur. Mezarlarına gelir bakımlarını yapar, onlara dua ederim" diyor. 

Burası da oğlumun toprağı

Kendisine “oğlun” denilerek verilen iki kişi için de mezar yaptırdığını ifade eden Şefik Hayme şöyle devam ediyor: “İlk cenazeye mezar yaptım. Halen oğlum Mehmet’in ismi mezar taşında var. O gün bize verilen gerilla cenazenin kime ait olduğunu hala bilmiyoruz, kimliği netleşmedi. Oğlum diye bana teslim edilen ikinci cenazenin ise Efrînli Muhammed Omeri (Faik Cilo) isimli bir gerillaya ait olduğu ortaya çıktı. Onun için de mezar taşı yaptırdım. Annesi Amed'e geldi mezarını ziyaret etti. Dilerlerse mezarı nakil edebileceklerini söyledim. Ama annesi, 'Burası da onun memleketi. Burada arkadaşlarının yanında kalsın' dedi. Her hafta buraya gelirim. Mezarları temizler, bakımını yapar, onlara dua ederim. İkisi de benim oğlum gibidir."

Ödül için öldürmediler

İki defa öldü denilerek cenazesi verilen Mehmet ise 6 Nisan 2016’da Muş'un Varto ilçesi kırsalında çıkan bir çatışmada yaralı olarak yakalanmış. Halen Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu. Oğlunun yaralı olarak devletin eline geçtiğini 2 arkadaşının infaz edildiğini belirten Şafi Hayme, “Oğlumun infaz edilmemesinin nedeni başına konulan para ödülüdür. Cezaevine götürüldükten sonrada işkence gördü” diyor. İçişleri Bakanlığı’nın listesinde ‘yeşil’ kategoride yer alan Mehmet Hayme için 1 milyon lira ödül konulmuştu.

Çocuklarımın arkasındayım

Yedi çocuğundan bir tek sağır ve dilsiz oğlu ile eşi Şahide'nin tutuklanmadığını ancak onların da defalarca gözaltına alındığını ifade eden Şafi Hayme, "Evlatlarım ezilen halkının onuru için mücadele etti. Başım her zaman dik. Çocuklarımın arkasındayım” diyor. 

Tüm yaşadıkları baskı ve zulme rağmen duruşundan pişman olmadığının altını çizen Şefik Hayme “Türkiye'nin başına ne gelmiş ise Kürt sorunundan kaynaklı. Bu sorun çözülseydi kimse bu sıkıntıları çekmeyecekti. Öcalan ile görüşülseydi Türkiye böyle krize girmezdi" diye belirtiyor. 

Ailenin neredeyse tüm fertleri tutuklanır!

Şefik Hayme’nin kızı Hatice şehit, oğulları Mehmet ve İbrahim hala cezaevinde. Sağır-dilsiz oğlu Oktay hariç diğer çocukları da uzun yıllar cezaevinde kalır. Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği’nde (TUAY-DER) yöneticilik yapan Hayme, KCK Ana davasından halen yargılanıyor. “Örgüt üyesi” iddiasıyla verilen 6 yıl 3 ay cezası ise halen Yargıtay'da bulunuyor. 

3 çocuğuyla aynı cezaevinde

Baba Hayme, 2009 yılında KCK Ana davasında Amed'de tutuklanırken, çocuklarından Arif, Bejan ve İbrahim de aynı cezaevinde kalır. Aynı davadan tutuklanan kızı Şenay Hayme ise yine aynı tarihlerde E Tipi Cezaevi'nde bulunuyordu.

Müebbet verilir

Mehmet Hayme de Muş/Varto kırsalında bir çatışmada yakalanır. Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Mehmet müebbet hapis cezasına çarptırılır.

Kardeşine 18 yıl hapis

İbrahim Hayme ise 2010 yılında "Toplumsal olaylara katıldığı ve devletin malına zarar verdiği" iddiasıyla tutuklanır. 18 yıl hapis cezasına çarptırılır. Amed'de cezaevindedir.

Başka bir kardeş de 7 yıl ceza

Arif Hayme de tutuklu bulunan kardeşi İbrahim'in davasını takip etmek için Amed adliyesi önünde 2011 yılında gözaltına alınıp "PKK üyesi olduğu" iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılır. Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edilir. 

11 yıl hapis yattı

Bejan Hayme ise  2010 yılında "PKK üyesi olduğu" iddiasıyla Amed'de tutuklanır. 11 yıl hapis cezasına çarptırılır.

2009 yılında tutuklanır

Şenay Hayme de 2009 yılında KCK Ana davasından tutuklandı. Bir süre tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılır.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.