Herkes asıl katili gördü

AKP-MHP-Ergenekon iktidarının, cinayetle başladığı yeni dönemin ve kanlı mesajın farkından olan iktidar bloku dışındaki tüm kesimler, Deniz Poyraz’ı katleden kişinin sadece bir tetikçi, asıl failin devleti yöneten çete olduğunu gördü. HDP’nin yalnız bırakılmadığını gören iktidar ise panikleyerek, örtbas etmeye çalışıyor.

Meclis’te katliam çağrıları, kapatma davası ve kapatmaya zemin hazırlamak için Kobanê davası, il binalarının önündeki nefret örgütlemesi ve mahkeme salonlarındaki provokasyonla devam eden HDP’ye saldırı dalgası, önceki gün cinayet seviyesine çıkarıldı. Tüm bileşenleriyle HDP ve iktidar bloku dışındaki Türkiye muhalefetinin tüm renkleri, bu cinayetin münferit olmadığını, iktidarın imza attığı kanlı bir mesaj olduğunu gördü. İktidarın, polis ve medyası marifetiyle örtbas etme, geçiştirme çabaları sonuç vermedi. Deneyimli Kürt siyasetçi Ahmet Türk, dünkü protesto eyleminde mevcut tabloyu çok net olarak özetledi: ”O, bulunmuş, ikna edilmiş, bir tetikçi. Bunlara talimat verenler, talimatın siyasi sorumluları bir gün hesap verecektir. Biz bunun hesabını soracağız.”

HDP Van Milletvekili Tayip Temel’in gazetemize verdiği bilgiye göre; Prof. Dr. Beyza Üstün’ün son kitabının tanıtımının yapılacağı ve HDP Ekolojiden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Naci Sönmez’in de katılacağı bir toplantıyı hedef alan devlet elemanı, yaklaşık 40-50 kişilik HDP üyesi bir topluluğun katılacağı toplantıyı basıp büyük bir katliam yapmayı amaçladı.

Toplantı saatinden önce

Saldırı saatinden sonraydı planlanan bir program. Prof. Beyza Üstün’ün ekoloji üzerine çıkardığı son kitabıyla ilgiliydi. İmza günü düzenlenecekti kitap için. Bu program, saldırı saatinden iki saat sonraya ayarlanmış bir programdı. Katil, aslında daha büyük bir katliamın gerçekleşmesi için geliyor ve saati şaşırıyor. Toplantı saatinden önce geldiği için HDP İl binasında görevli Deniz Poyraz’ı katletti.

Saat 13.30’da geçeceklerdi

Temel’e göre; toplantıyla ilgili yalan yanlış bilgiler var. Temel, şunları anlattı: ”HDP’liler başka bir programda oldukları için o sırada İl binasında değillerdi fakat mevcut programları bittikten sonra planlandığı şekilde saat 13.30’da İl binasına geçip 40-50 kişinin katılacağı toplantıyı gerçekleştireceklerdi.

Bina polis ablukasındaydı

HDP’ye yargı kıskacıyla mahkemeler ve davalar açıldı. İddianameler hazırlandı. Sonra İl binalarına provokatör gruplar getirildi. Bu provokatör gruplar ‘çocuğu kayıp aileler’ sıfatlandırmasıyla getirilse de aslında bu çok planlı bir organizasyon. HDP önüne getirilenlerin çoğunun maaşlı kişiler olduğu ortaya çıktı. İzmir İl binasının önünde de böyle şeyler oldu. Bir kişi geldi, oraya çadır kurdu. Polis onun etrafını bariyerlerle korumaya aldı. Her içeri girene küfürler eden bu kişi, polis korumasında. Aslında polis, İl binasının önündedir.

Saldırı dalgasının parçası

Dolayısıyla ferdi bir saldırı değil. Meclis’te katliam çağrılarıyla başlayıp mahkeme salonlarındaki provokasyonla devam eden ve il binalarımızın önündeki nefret örgütlemesiyle cinayete dönüşen bir saldırı dalgasıdır.”

 

Asıl katiller hesap verecek

Deniz Poyraz’ın katledilmesiyle yeni bir aşamaya çıkarılan HDP’ye saldırı ve tasfiye dalgası, önceki günden itibaren Kuzey Kürdistan’ın neredeyse tüm kentlerinde ve Türkiye metropollerinde protesto ediliyor.

HDP Mardin İl Örgütü, protesto açıklaması yaptı. yaptı. Açıklama öncesi, parti binasına Deniz Poyraz’ın fotoğraflarının yer aldığı, “Deniz Poyraz Ölümsüzdür” yazılı pankart asıldı. Mardin Büyükşehir Belediyesi Ahmet Türk ve Figen Altındağ’ın katıldığı açıklamada, “Destên xwe yê qirêj ji HDP’ê bikêşin (Kirli ellerinizi HDP’den çekin)” yazılı pankart açıldı.

HDP olarak demokrasi, hak ve özgürlük mücadelesi verdiklerini vurgulayan Ahmet Türk, HDP’yi “terörize” ederek hedef gösterenlerin tarihi bir vebalin altında olduğunu söyledi. Türk, “Bugün HDP’yi terörle suçlayarak, bazı adreslerin HDP’ye saldırmasını sağlayan gücü, iktidarı tanıyoruz. Bu iktidarlar milliyetçi, ırkçı, faşist iktidarlardır. Geçmişte de büyük katliamlar gerçekleştirdiler. Unutmadık” dedi.

Katliamlar, tehditler, kapatmalarla Kürt halkını sindireceğini sananların yanıldığını belirten Türk, ”Onlar üstümüze geldikçe, biz daha güçlü bir şekilde burada olacağız. Bunun bilinmesini istiyoruz” diye konuştu.

Demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yürüyeceğine inandığını, tetikçilerden değil, asıl faillerin bir bir hesap vereceğini vurgulayan Türk, şunları ekledi: ”O bir tetikçi. Bulunmuş, ikna edilmiş, bir tetikçi. Arkasındaki güç ve faillerin ortaya çıkarılması gerekiyor. Bir gün tetikçiler, bunlara talimat verenler, bunların siyasi temsilcileri mutlaka hesap verecektir. Biz bunun hesabını soracağız.”

 

Sağlık ekipleri uzaklaştırıldı

Gazeteci Barış Pehlivan da Halk TV’de katıldığı bir programda saldırıdan önce İl binasına yakın 112 acil servisine asılsız ihbarlar yapıldığını ve sağlık ekiplerinin oradan uzaklaştırıldığını söyleyerek saldırının şahsi olmadığına, organize bir katliam olduğuna işaret etti.

 

İl Başkanı anlattı

HDP İzmir İl Başkanı Kadir Baydur, partilerinin son aylarda hedef gösterildiğini belirterek, İl binalarının önüne konulan seyyar karakol, Emniyet ve MİT marifetiyle getirilen kişilerin varlığına işaret etti.

Baydur, cinayet günün yaşananları şöyle anlattı: ”Sabah saatlerinde parti binasında kimse yoktu. Deniz Poyraz tek başınaydı. Normal şartlarda o saatlerde en az 5-6 kişi parti binasında oluyoruz. O saatlerde birkaç arkadaşımız partimizce düzenlenecek bir etkinlik için davet ettiğimiz MYK üyelerimiz ile milletvekili arkadaşlarımızı almak için havaalanına gitti. Ben de 10.45 gibi aracımı park edebilmek için partinin bulunduğu sokakta üç tur attım. Sonra büfeden sigara ve kahve alıp parti binasının önüne geldiğimde üç sivil polisin kapıda beklediğini gördüm. Onlara ne oluyor diye sorduğumda, bana binanın ikinci katına baskın olduğunu söylediler. Ben de onlara binanın ikinci katında HDP İl binasının olduğunu ve İl Eşbaşkanı olduğumu söyleyince, ‘Evet HDP İl binasında’ diye yanıt verdiler. O anda saldırganın HDP İl binasına gittiğini kapıdaki sivil polisler biliyordu. O polislere neden müdahale etmediklerini sorduğumda ise çelik yelek beklediklerini belirttiler.

Polislerle tartışmamız en az 15 dakika sürdü ve o sürede hiç kimse saldırgana müdahale etmedi. Silah sesleri geldi. 15 dakika sonra da saldırganına yınına gittiler. O ara Deniz arkadaşımızın öldüğünü öğrendik. Saldırgan yaklaşık 30-35 dakika içeride kaldı.

İzmir Emniyet Müdürü başsağlığına geldi, kendisine ‘Bu katliam bile bile geldi, sizleri defalarca uyarmamıza rağmen önlem almadınız’ dedim. Herhangi bir arkadaşımız bu kapıdan girip çıkınca GBT’ye maruz kalıyor ama bir katil silahıyla giriyor 35-40 dakika içerde kalıyor, katliam yapıyor, kimse onu yakalayamıyor. Yaklaşık bir yıldır bu çadır var ve son 3-4 aydır etrafı çevrilerek seyyar karakol haline getirildi.”

 

Tüm kamera kayıtları silindi

Polisi, HDP çalışanı Deniz Poyraz’ın katledildiği binanın girişinde bulunan iş yerindeki tüm kamera kayıtlarını aldıktan sonra kayıt cihazlarını formatladı. 

Türk devlet elemanı tetikçi Onur Gencer’in binaya girişini gören çevredeki tüm kamera kayıtlarına polis tarafından el konuldu. Esnaftaki görüntüler silindi. MA’ya konuşan çevredeki esnaf ve iş yeri çalışanları, polislerin sabah saatlerinde iş yerlerine gelerek, bir haftalık kamera kayıtlarını aldığını daha sonra da kamera kayıt cihazına format attıklarını belirtti. 

Esnaflar, polisin kendilerine herhangi yasal bir gerekçe sunmadığını ve kayıt cihazına format attıklarını dile getirdi.

 

14 saniyelik görüntü

MA, bir esnafın cep telefonuna tesadüfen yönlendirdiği görüntüye ulaştı. HDP binasına elini kolunu salaya salaya giren katil Onur Gencer’in 14 saniyelik görüntüsünde yaz olmasına rağmen elinde siyah eldiven olduğu ve çantayla binaya doğru yürüdüğü görülüyor. Gencer’in başı eğik yürümesi dikkat çekiyor.

 

Polislerden katile: Abicim!

Gencer’in gözaltına alındığı sırada polisle diyalogu da kameralara yansıdı. Polisin “İsmin ne abicim” sorusuna katil Gencer’in, “Onur Gencer. Kemalpaşa’da çalışıyordum, istifa ettim. Kimseye zarar vermedim, bir kişiye ateş ettim” dediği duyuluyor. 

 

Emniyet’in örtbas sızdırması

Tetikçi Onur Gencer’e geçen ay resmi silah ruhsatı verildiği ortaya çıktı.

Gencer’in götürüldüğü Emniyet süzgecinden geçirilerek sızdırılar ifadesine göre; İzmir’in Gaziemir ilçesinde ikamet edip bekâr ve askerlik yapmadı. 2020’nin ilk aylarında ‘sağlık memuru’ olarak Minbic’e gitti. Orada bir süre ‘görev’ yaptı. Sağlık memurluğundan Nisan 2021’de istifa etti, ancak şu an için açıkta görülebilir, çünkü işe gitmiyormuş.

Emniyet süzgecinden geçen ifade göre hem olay doğaçlama yaşandı, hem de çocukluğundan beri PKK düşmanı olanı ve onları öldürmeyi düşünen Gencer, Ocak ayı içerisinde İzmir İl binasının adresini Google üzerinden öğrendi. Keşif için İhsan Kayın İş Hanı’nın ikinci katında bulunan partinin bir üst katındaki ”Perfect İngilizce” adlı kursa kayıt oldu.

Birkaç kez keşif amaçlı çalışmaları oldu. Gaziemir İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bulundurma olarak Mayıs 2021’de silah ruhsatı başvurusu yaptı, geçici ruhsat aldı. Kızlarağası’ndan Mehmet isimli şahıstan 3 bin 500 TL bedelle Ruger silah aldı.

 

24 saatte mahkemeye

Protesto yürüyüşünde gözaltına aldıklarını bile 4 gün gözaltında tutan polis, katil Gencer’in 24 saatte sorgusunu bitirip mahkemeye çıkarmayı başardı. Sızdırdığı ifadelerle de cinayetin münferit ve kişisel öfke sonucu olduğuna inandırmaya çalışan Emniyet’in gönderdiği mehkeme de tetikçinin gerçek kimliğini ve organizasyonu sorgulama gereği duymadan tutukladı.

 

Deniz’in katilini tanıyoruz!

“Deniz’in katilini tanıyoruz” diyen 10 hukuk örgütü, sorumlu olarak Türk İçişleri Bakanlığını işaret etti.

“Deniz’in katilini tanıyoruz, hukuksuzluğa teslim olmayacağız” başlığıyla taşıyan metnin altında Adalet İçin Hukukçular, Avukat Dayanışması, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, Çağdaş Avukatlar Grubu, Demokrasi İçin Hukukçular, Katılımcı Avukatlar, Toplumsal Hukuk, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı’nın imzası yer aldı.

İktidar blokunun başta HDP olmak üzere muhalefete gözdağı veren söylem ve tehditlerinin, her gün canlı yayınlarda HDP’yi terörize eden sözcülerinin, Deniz’in katline giden yolun taşlarını döşediği belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi: ”HDP’ye ısrarla kapatma davası açtıranlar ve iddianamenin iadesi sonrasında Meclis kürsüsünden Anayasa Mahkemesi’ne yönelik tehdit söylemlerini fütursuzca kullanan iktidar ortağı, muhalefete dönük ‘bunlar daha iyi günleriniz!’ sözlerini sarfeden cumhurbaşkanı, Kobanê Davası’nda provokasyon yaratanlar, İzmir’de HDP il binasına yapılan saldırının ve Deniz Poyraz’ın katline giden sürecin bizzat organize edenleridir.

Polis noktası, polis araçları ve HDP’yi ‘korumakla (!)’ görevli onlarca polisin arasından silahla, adeta elini kolunu sallayarak geçip HDP İl binasına giren, binayı yakma girişiminde bulunan Deniz’in katilinin yalnız olmadığının, sosyal medya hesaplarından paylaştığı fotoğraflardan ve ırkçı söylemlerinden; Ankara Gar katliamından, Suruç, Amed ve diğer katliamlardan biliyoruz ve tanıyoruz. 

Deniz Poyraz’ın katili ile azmettiricilerinin bağımsız yargı önünde hesap vereceği günün mücadelesini sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.

 

Sabahat Tuncel: Katillerkapatmaya çalışanlardır

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek HDP eski Eşbaşkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 24’ü tutuklu 108 kişi hakkında açılan davanın 3. duruşması 5. gününde devam etti.. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü Salonu’nda görülen duruşmayı HDP’li kimi milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda kişi izledi. Mahkemede söz alan DBP eski Eşbaşkanı Sabahat Tuncel, İzmir’deki saldırıya değinerek, “korkunç politik bir cinayete tanıklık ettik” dedi. Tuncel, şunları söyledi: “Bunların hepsi Kürt düşmanlığının sonucudur. Bu ülkeyi yönetenler, özellikle Cumhur İttifakı Kürtlere karşı her ağzını açtığında ‘terörist’ diyor. Milletvekili hakkında her gün ithamda bulunuyor. Parti kapatmaya davet edenler, partimizin önünde oturma eylemi çağrısı yapanlar, bundan sorumludur. Bu katliamın sorumlusu, barışçıl demokratik çözümün önüne engel koyanlardır.”

 

Eşbaşkanlar İl binasında

Saldırının hemen ardından İzmir’e geçen HDP Eşbaşkanları Mithat Sancar ve Buldan, saldırının yaşandığı parti binalarına geldi. Sancar ve Buldan’a ziyaretlerinde HDK Eşsözcüleri Cengiz Çiçek ve Esengül Demir, MYK üyeleri ve eski vekillerden Sırrı Sakık eşlik etti. Parti binasına giren Buldan ve Sancar, yakalarına katledilen Deniz Poyraz’ın fotoğrafını taktı. Partinin odalarını tek tek dolaşan Eşbaşkanlar, Poyraz’ın kahvaltı yaparken katledildiği odayı da girdi ve katledildiği yere güller bıraktı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.