Hewsel'in unutulmuş kültürü

Kültür/Sanat Haberleri —

Hewsel'in unutulmuş kültürü

Hewsel'in unutulmuş kültürü

  • Amed'de Hewsel bahçelerinde yetişen ürünlerle yapılan marul sarması, karpuz, kavun ve reyhan şerbeti ile bulgur ekmeği yeniden hayat buluyor. Şimdilerde pamuk ve mısır tarlalarına dönen Hewsel'in eski zenginliğine kavuşturulması için sivil toplum örgütleri kampanya başlattı.

MUSTAFA DOĞAN / AMED

8 bin yıldır kesintisiz bir şekilde tarımın yapıldığı Hewsel bahçelerinde yakın bir zamana kadar yetişen meyve ve sebzeler Amed'in ihtiyacını karşılıyordu. Burada üretilen ürünlerle de çeşit çeşit yiyecek ve içecekler yapılıyordu. Sebze ve meyve ekilen bahçelerin yerini günümüzde mısır ve pamuk tarlaları almış. Kullanılan kimyevi tarım ilaçları hem Hewsel bahçelerini yok ediyor hem de akan Dicle Nehri'ni kirletiyor. Hewsel'i yeniden eski günlerine geri getirmek için Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, kentteki sivil toplum örgütlerinin de desteği ile harekete geçti. Oda'nın bünyesinde kurulan Gastro İnovasyon Merkezi ev sahipliğinde Hewsel'de yetişen ürünlerden yapılan yiyecek ve içeceklerle Ekim ayı başında "Hewsel Şenliği" düzenlendi.

 

 

Eskiden yetişen ürünler unutuldu

Amed'de artık yok olmaya yüz tutan marul dolması, karpuz, kavun ve reyhan şerbeti ile bulgur ekmeği görücüye çıktı. Hewsel'de eskiden yetişen ürünlerin artık yetişmediğini ve unutulduğunu belirten Amed'in tanınan aşçılarından Alaaddin Kılıç, çocukluklarında tadına vardığı yiyecek ve içecek kültürünü yeniden hayata geçirmek için sivil toplum örgütlerinin henüz zaman var iken Hewsel'e sahip çıkmaları gerektiğini söyledi.

 

 

Ham maddesi Hewsel'de yetişirdi

Hewsel'de yetişen kavun, karpuz ve reyhan ile şerbet yapıldığını ancak gazlı içecekler çıkınca bunların unutulduğunu kaydeden Kılıç, unutulmaya yüz tutmuş lezzetleri şöyle anlattı: "Annem, ablam yapardı bu şerbetleri. Taze reyhan iyice yıkanır ve kaynamış suya bırakılırdı. Limon sıkılırdı. İki saat sıcak suda bekletildikten sonra az şeker katılırdı ve soğuyunca ikram edilirdi. Kavun ve karpuz da öyle. Hewsel'de yetişirdi. Eskiden blender yoktu. Kabukları soyulduktan sonra iki katlı bez torbalara konulur, geniş bir leğene bırakılır ve üzerine ağırlık konularak suyunun akması sağlanırdı. Hiç şeker katılmazdı. Kendi öz şekeri yeterliydi zaten.

Bulgur ekmeği ve marul sarması

Yine bulgur ekmeği yaparlardı. O zaman Hewsel'in Kırklar Dağı eteklerinde ve Dicle Nehri'nin karşı kıyısında buğday ekilirdi. Bu buğdaydan yapılan bulgur ile bu ekmek yapılırdı. Aynı şekilde marul sarması Amed'in ünlü yemeklerindendi. İki şekilde yapılırdı. Evde misafir var ise onlar için marullar muska şeklinde sarılırdı, ev halkı için ise bildiğiniz sarma şeklinde sarılırdı. Yoğurtlu-sarımsaklı ayrı yapılırdı, yumurta ve tereyağlı ayrı, etsiz marul sarması ayrı yapılırdı.”

 

 

80 kilodan 10 kiloya düştü

Dicle Nehri'ndeki kirliliğin, 1986 yılında Elazığ'ın Maden ilçesinde kurulan maden arama şirketlerinin Dicle Nehri'ne zehirli atık suları bırakması ile başladığını söyleyen Kılıç, Hewsel bahçelerinin de bundan etkilendiğini ifade etti. Kılıç, "20-30 yıl öncesine Hewsel'in nehre bakan kıyısında ekilen karpuzlar 70-80 kiloyu bulurdu. Şimdi en büyüğü 10-15 kiloya düşmüş. Kavunlar da öyle. Gittikçe küçülüyor ve eski tatları yok” dedi.

 

 

Tek bir ürün dahi yetişmeyebilir

“Verim düşüp üretici bir kazanç sağlamayınca mecburen tarlalarda mısır ve pamuk ekmeye başladı” diyen Kılıç “Burada kullanılan kimyasal gübre ve ilaçlar nedeniyle ileriki yıllarda Hewsel'de tek bir ürün bile yetişmeyebilir. Hewsel hor kullanıldığı için çok az bahçede aileler kendileri için sebze-meyve ekiyor. Bunlar da ileriki yıllarda tükenecek" diye uyardı.

Hewsel bu kenti doyuruyordu

“Eskiden Hewsel'de yetişen domates, salatalık, patlıcan, kabak, fasulye, pancar gibi sebzeler; şeftali, kayısı, erik, armut, elma, kiraz, nar, ayva gibi meyveler; yeşil soğan, maydanoz, reyhan, nane, marul gibi yeşillikler kente yetiyordu. Hewsel bu kenti doyuruyordu. Ancak Hewsel bu duruma geldikten sonra artık sebze ve meyvelerin büyük çoğunluğu dışarıdan geliyor. Örneğin domates Adana'dan, Tokat'tan geliyor. Meyveler Antalya, Mersin'den geliyor” diyen Kılıç ekledi: “Hewsel'e sahip çıkmazsak hem bu kültür yok olacak hem de çocuklarımıza bu mirası bırakamayacağız."

 

 

Yok olmasına izin vermeyelim

Amed'in can damarı olan Hewsel'e sahip çıkılması, göz göre göre yok oluşuna karşı harekete geçilmesi gerektiğini söyleyen Kılıç, “Binlerce yıldır ürün ekilen bu cennet yerin korunması gerekiyor. Bunun için yetkililer elinden gelen yapmalı” çağrısında bulundu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.