Hikayelerimiz çok yazarımız yok

Kültür/Sanat Haberleri —

Habib Çelik - Nazmi Karaman - Gulan Mizgin

Habib Çelik - Nazmi Karaman - Gulan Mizgin

  • Kürt tiyatrosuna “Seyrana Li Çeper” çeviri oyunuyla katkı sunan yönetmen Nazmi Karaman, “Hikayelerimiz çok ama yazarlarımız yok. Tiyatroda maalesef ne kadar güçlü bir hikaye de olsa herkes yazamıyor” dedi.

Nîsk Huner tiyatro grubunun prömiyerini Êlih’te yaptığı, Fernando Arrabal'ın yazdığı, çevirisini Aydîn Rengîn ve yönetmenliğini Nazmi Karaman’ın yaptığı “Seyrana Li Çeper” oyunu, kent kent izleyiciyle buluşuyor. Merdîn, Sêrt, İzmir ve daha pek çok kentte turneye çıkacak olan Seyrana Li Çeper’in yönetmeni Nazmi Karaman ve oyuncular Gulan Mizgin ile Habib Çelik Kürt tiyatrosunu Mezopotamya Ajansı’ndan Eylem Akdağ ve Bazid Evren’e anlattı.

Kürtçe olduğu için yasaklanıyor

Oyunun Kürtçe olmasını “özgürlük” olarak tanımlayan Karaman, “Bir oyun yazdığınızda dili Türkçe, İngilizce, Kürtçe de olsa oynanıyor. Ama çoğu sefer bizim oyunlarımıza yasak geliyor. Oyunların içeriğine baktığımızda bir sorun yok, onlarda oynuyor, biz de oynuyoruz. Ama bizim ki yasaklanıyor.  Çünkü Kürtçe. Kürtçe olduğu için yasaklanıyor. Ne kadar yasaklarlarsa yasaklasınlar yeni oyunlar yazmalı ve oynamalıyız. Sanatçılar, bu yasaklamalara birlikte üreterek ve oynayarak cevap olmalı” dedi. 

Ne egemenin ne ezilenin

“Bir zamanlar tiyatro ezilenlerindi. Ama Kürt tiyatrosu ne egemenin ne de ezilenindir” diyen Karaman şöyle konuştu: “Onun alanı daha özgür. Hikâyeleri çok farklı, tabii bazen çeviri yapıyoruz ama o çeviriler de Kürtlerin hikayelerine benzer. Bu anlamıyla farklı bir özgürlük alanı yaratıyoruz. Bu bizim için de izleyen için de çok güzel bir şey. Kürt tiyatrosu tüm bu yasaklamalara rağmen hem oyunculukta hem de gruplarda kendisini çok ileriye taşıdı.”

Birçok oyunun çeviri olmasının kendileri açısından eksiklik olduğunu ifade eden Karaman, “Hikayelerimiz çok ama yazarlarımız yok. Tiyatroda maalesef ne kadar güçlü bir hikaye de olsa herkes yazamıyor. Yazmak çok farklı bir şey. Tiyatro tekstleri farklıdır. En büyük eksikliğimiz budur. Kürt tiyatrosunda farklı bir ruh var ve bu ruh her şeyin üstesinden geliyor” diye konuştu.

Daha özgür daha canlı 

Sanattaki tekelleşmeye de işaret eden Karaman, Kürt tiyatrosunun bu anlamıyla ayrıcalık taşıdığını dile getirdi: “Kürt tiyatrosu kimsenin egemenliği altında yürümüyor, tamamıyla kendi özgürlüğü ve iradesiyle yol alıyor. Bu yüzden seçilen ve sahnelenen oyunlar Kürt kültürü açısından önem arz ederken, verdiği mesajlar da oldukça fazla. Bu yüzden Kürt tiyatrosu daha özgür ve daha canlı. Dilimiz yasaklı, gönlümüzce kendi şarkılarımızı söyleyemedik ya da kendi oyunlarımızı oynayamadık. Bu yüzden her oyunda bizim için farklı bir ruh ortaya çıkıyor. Bu ruh her geçen gün de büyüyor, hem oyuncular açısından hem halk açısından, çünkü artık halkın ilgisi var. Bu yüzden bizim için çok önemli. 

Kürtçe tiyatro yapmak keyifli 

Oyunda oğlu savaş cephesinde olan bir anneyi canlandıran tiyatrocu Gulan Mizgin ise tiyatroya yeni başladığını söyledi: “Bizim tiyatro grubumuzda iki kadın arkadaşız. Dışarıdan gelen yorumlar bazen kötü olabiliyor, ‘o kadın tek başına ne yapıyor’ orada diyebiliyorlar.” 

Kendi anadiliyle tiyatro yapmanın çok keyifli bir iş olduğunu sözlerine ekleyen Mizgin, şöyle konuştu: “Kendi dilimle tiyatro yapmak çok güzel bir his çünkü ben bu dille büyüdüm, kendimi ait ve güvende hissettiğim yer Kürt dili. Zaten kendini ait hissetmediğin bir dilde çalışma yürütürsen o çalışma başarılı bir çalışma olmuyor. Kürtçe yapıyoruz diye kutlanacak bir şey olmamalı. Çünkü Biz Kürtçe yapmaya mecburuz.”

Dijital platformda çok gerideyiz

Dijital platformlarda Kürtçe Migoo ve Îşev dizilerini çektiklerini ve bu alanda da ilerlemek istediklerini ifade eden Mizgin,  “Dijital platformda Kürtçe olarak çok gerideyiz. Bu yüzden iki dizi çektik. Halk da bu oyunları istiyor. Dijital medyada öne çıkan, popüler olan her şey Türkçe ama Kürtçe de böyle bir şey yok. Kürt tiyatrosunda sponsor bulmakta zorlanıyoruz. Dizilerimiz için turnelere çıkıyoruz, oradan elde edeceğimiz gelirlerle yeni sezonları çekeceğiz. Bu yüzden çalışıyoruz, Kürtçenin dijital platformlarda geri kalmasını istemiyoruz.” 

Dil değiştikçe his de değişiyor

Oyunda bir askeri canlandıran Habib Çelik de, 6 yıldır tiyatro yaptığını belirtti: “Kürtçe tiyatro yaptığım için çok mutluyum, çünkü çok rahatım. Çünkü bu benim anadilim, kendimi rahat ifade edebiliyorum. Hissi iyi yaşayabiliyor ve karşı tarafa geçirebiliyorum. Mesela bir Türkçe oyunda aynı hissi veremiyorum. Dil değiştikçe his de değişiyor.”  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.