Hollanda’da aşırı sağ kaybetti

Dünya Haberleri —

Rob Jetten/foto:AFP

Rob Jetten/foto:AFP

  • Hollanda’da yapılan seçimlerde Liberal Demokratlar 66 Partisi (D66) 27 sandalye ile ilk sıraya yerleşirken, Geert Wilders’ın aşırı sağcı PVV’si 25 sandalyeye geriledi. Sadece 20 sandalye kazanan Yeşil Sol-İşçi Partisi (GL-PvdA) ittifakının lideri Frans Timmermans ise istifa etti.

Hollanda'da aşırı sağın yayılıp yayılmayacağını test eden erken genel seçimler 29 Ekim'de yapıldı. Açıklanan sonuçlara göre, aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) ciddi oy kaybetti. En büyük sürprizi liberal sosyal demokrat eğilimli Demokratlar 66 Partisi (D66) yaptı. Seçim öncesi anketlerde dördüncü sırada yer alan D66, oylarını üç katına çıkarıp 27 sandalye kazanarak birinci parti oldu.

Kamuoyu yoklamalarında aşırı sağ ile birincilik için yarıştığı belirtilen sosyal demokrat Yeşil Sol-İşçi Partisi (GL-PvdA) ittifakı 20 milletvekilliği kazanabildi. Kasım 2023'te yapılan genel seçimlerde 150 üyeli Temsilciler Meclisi'nde 37 milletvekilliği kazanarak Hollanda'nın en büyük partisi olan Geert Wilders liderliğindeki PVV, sadece 25 sandalye kazanabildi.

D66 lideri Rob Jetten'in Hollanda'nın en genç başbakanı olarak hükümet kurmasının önü açıldı. Jetten, kutlamalarda kalabalığa, “Sadece Hollanda'ya değil, tüm dünyaya popülist ve aşırı sağcı hareketleri yenmenin mümkün olduğunu gösterdik” sözleriyle seslendi. “Bugün milyonlarca Hollandalı yeni bir sayfa açarak olumsuzluk, nefret ve ‘hayır, yapamayız’ politikasına veda etti” diyen 38 yaşındaki Jetten'in popülaritesi, eğitime yatırım, konut ve göçmenlik sorunlarını ele alma vaatleriyle yürüttüğü kampanya sayesinde geçtiğimiz ay içinde hızla arttı.

Wilder ise seçim sonuçlarını şöyle değerlendirdi: “Farklı bir sonuç ummuş olsam da vatandaş son sözü söyledi. Hâlâ Hollanda'nın ikinci hatta belki de birinci partisiyiz. Elbette daha fazla sandalye kazanmak isterdik ve kaybettik için üzgünüm, ancak sanki haritadan silinmişiz gibi bir durum da yok.”

GL/PvdA’dan istifa

GL/PvdA lideri Timmermans, sonuçlar nedeniyle hayal kırıklığına uğradığını belirterek parti genel başkanlığından istifa ettiğini açıkladı: “Yeterince insanı bize oy vermeye ikna edemedik. Bunun sorumluluğunu üzerine alıyorum. Bu yüzden yönetimi bir sonraki nesile devretmek istiyorum.”

Seçimin bir başka kazananı merkez sağcı Hristiyan Demokrat Partisi (CDA) oldu. CDA, sandık başı anketlerine göre 19 sandalye ile olası koalisyonun ortaklarından biri olmaya aday. Dilan Yeşilgöz liderliğindeki sağ liberal Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD) 23 sandalye elde ederek olası koalisyonun kilit partilerinden biri oldu.

İki yıl önceki seçimlerde 20 sandalye elde eden merkez sağ Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) hiç sandalye kazanamadı. Aşırı sağcı Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi (BBB) seçimden ciddi kayıpla çıkarken, bir başka aşırı sağcı parti JA21 milletvekili sayısını 9’a çıkardı. Sosyalist Parti (SP) seçimden kayıpla çıkarken, Türk ve Fas kökenli seçmenin desteklediği DENK Partisi meclisteki 3 sandalyesini korudu.

Dört partili koalisyon dönemi

Seçim sonuçları en az dört partili bir koalisyon hükümetini zorunlu kılıyor. Koalisyonun hangi partilerden oluşacağı henüz bilinmiyor. Koalisyon senaryoları, kesin sonuçların açıklanmasının ardından Kral Willem-Alexander tarafından seçimi kazanan partinin liderine hükümeti kurma görevini vermesinden sonra yapılacak temaslar sonucu kesinleşecek. Koalisyon görüşmelerinin, konut açığı, göç yönetimi ve sağlık maliyetleri gibi başlıca sorunlar üzerinde yoğunlaşması bekleniyor.

 

Hollanda seçim / foto:AFP

 

Siyasi nezaket öne çıktı

Yaklaşık 13,5 milyon seçmenin bulunduğu Hollanda'da seçmenlerin yüzde 76,3'ü sandığa gitti. Bu, iki yıl önceki seçimlere göre düşük bir katılım. Erken genel seçim kampanyalarında sığınma ve göç, konut sorunu ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlik gibi konular ön planda yer aldı. Kamuoyu yoklamalarına göre 29 Ekim seçimlerinin en önemli sonucu, Hollanda'da siyasi nezaket ve merkez partilerinin yeniden yükselişi olacak. Seçim kampanyaları ve televizyon oturumları sırasında nezaket, saygınlık, istikrar ve sorumlu siyaset gibi kavramlara daha fazla yer verildi. Siyasi yorumculara göre Hollanda tarihinin en sağcı meclisi ve aşırı sağ öncülüğündeki koalisyon hem seçmenin güvenini kırdı hem de toplumda gerginliği artırdı.

Göç, konut krizi, nüfus artışı

Seçim propagandası sırasında artan nüfus, göç ve mülteci akını, yabancı öğrenci sayısındaki artış gibi nedenlerle giderek derinleşen konut sorunu bütün siyasi partilerin öncelikli gündemi arasındaydı. Hollanda'da acilen 350 bin konuta gereksinim var. 2030 yılına kadar en az 900 bin konut üretilmesi gerekiyor. Bu nedenle birçok siyasi parti yıllık 100 bin konut üretimini seçim vaatleri arasına aldı. Sosyal demokratlar iktidara gelmeleri halinde 36 milyar euroluk bir konut paketini hayata geçireceklerini açıkladı.

Hollanda'da Kasım 2023'te gerçekleştirilen genel seçimlerde 37 milletvekili kazanarak en büyük parti olan PVV, Temmuz 2024'te VVD, BBB ve NSC ile Hollanda tarihinin en sağcı koalisyon hükümetini kurdu. Wilders'in hukukun üstünlüğüne karşı söylemleri endişesi nedeniyle koalisyon ortakları parti liderlerinin hükümete katılmaması kararı aldı. Eski Hollanda İstihbarat Servisi (AIVD) Başkanı Dick Schoof öncülüğünde kurulan hükümetin ömrü 11 ay sürdü. Partisinin gündeme getirdiği katı göç düzenlemelerine koalisyon içinden gelen itirazlar üzerine Wilders Haziran ayında hükümetten çekilme kararı aldı. Bu nedenle 29 Ekim'de erken genel seçim kararı alınmıştı.

Hollanda'da uygulanan orantılı sisteme göre oyların yüzde 0,67'si bir milletvekili çıkarabiliyor. Seçime katılan 27 partiden 15'i bu engeli aştı. Parlamentoda hükümeti kurmak için 76 sandalye gerekiyor. Lahey'deki Clingendael Enstitüsü'nden Rem Korteweg, The Guardian’a sonuçları şöyle değerlendirdi: “Hollanda'da yeni bir hükümet kurma söz konusu olduğunda, seçim sonuçları son değil, başlangıçtır. Kartlar dağıtıldı. Artık müzakereler başlayabilir.” HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.