Hukuki zemin oluşturulsun

Barış

Barış

  • Barış Vakfı’nın düzenlediği “Kürt Sorununda Silahsızlanma Çalıştayı”nda, sürece ilişkin hukuki zeminin oluşturulması ve Kürt Halk Önderi'nin koşullarının iyileştirilmesi istendi.  

Barış Vakfı, 26 Nisan İstanbul'da “Kürt Sorununda Silahsızlanma Çalıştayı" düzenledi. Akademisyen, yazar, gazeteci ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı çalıştayda öne çıkan talep ve öneriler açıklandı. Açıklamada, “Çalışmada en güçlü ilk mesaj, barışa dair en ufak umut ışığının geliştirilmesine yönelik çaba sarf etmenin yaşamsal önemiydi. Herkesin insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürmesini mümkün kılan yegâne yolun barışta ısrar etmek olduğu vurgulandı” denildi. 

Herkesin görevi var

Çalıştayda öne çıkanlar, şu başlıklar altında sıralandı:  “Çözüm sürecinin başarıyla sonuçlanması, güçlü siyasi iradeyi ve toplumsal rızanın sağlanmasını gerektirir. Kürt sorununa ilişkin, barışın inşasında toplumun her kesiminin ve her bireyin yerine getirmesi gereken sorumluluğu ve görevi bulunduğu gerçeği bir kez daha yoğun olarak dile getirildi. Çözüm süreçleri muhatapsız ve müzakeresiz olmaz.

Kongreye katılımı

Kürt meselesinde, hükümet ve Kürt hareketinin bu süreçte atması gereken adımlar herkesin malumu. Abdullah Öcalan’ın koşullarının iyileştirilmesi ve PKK kongresine etkin katılımının bir biçimde sağlanmasının ivedi bir durum olduğu öne çıktı. Bunun hükümetin sorumluluk alanında olduğuna dikkat çekildi. Sürece ilişkin ihtiyaç duyulan mevzuat ve yasal değişiklikler bakımından, Meclis'e düşen role münhasıran atıf yapıldı. Abdullah Öcalan’ın PKK’ye yönelik kongreyi toplama çağrısının yaşama geçmesini sağlayacak, kolaylaştıracak bir dizi politika değişikliğine ve çeşitli yasal düzenlemelere ihtiyacın altı çizildi. Bunların başında gelenlerden biri de silah bırakanların demokratik toplumsal yaşama katılımlarını sağlayacak düzenlemedir. Her türlü askeri hareketliliğin ve yasal siyasi alandaki operasyonların zaman geçirilmeden durdurulmasıdır.

Sürecin hukuki zemininin, geçmiş deneyimlerden çıkarılan derslerle sağlanması, en ehemmiyetli ve öncelikli konular arasında sıkça tekrarlandı.

Pazarlık konusu yapmadan

Hasta mahpusların tahliyesi, umut hakkı, ifade özgürlüğü gibi hak ve özgürlüklerin sağlanmasının müzakere ve pazarlık konusu dahi edilmemesi dile getirildi. Barış arayışı ve demokratikleşme çalışmalarını birlikte sürdürmek gerektiği öne çıkmakta. Bütün siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, hak örgütlerine ve toplumun farklı kanaat önderlerine ayrı ayrı görev ve sorumluluk düştüğü vurgulandı.

Barıştan yana söz

Sözümüzü barıştan yana kurmalıyız. Böylesi süreçlerin akamete uğrama ya da tümden çökme riski her zaman vardır. Bu bakımdan barış talep edenlerin, atılan her bir adımı sürecin devamlılığını güvence altına alacak bir bakışla değerlendirmesi ve fırsata dönüştürmesi gerektiğinin altı çizildi.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.